Aziz Şah– Tahterevalli mi desem diye düşündüm önce. Çok çocukça, masum olurdu…
Bu işte hem güç var hem para…
Bayrak borsası demek daha doğru!
Borsada güç ve para vardır ama iktidar yoktur. İktidar borsayı işletenlerdir…
Aynı patronun iki şirketinin hisseleri gibi Türk ve Yunan bayrakları üzerinden Türk ve Yunan faşistleri bayrak borsasında paslaşıyorlar…
Bir tarafın hisseleri düşünce diğer taraf patlatıyor skandalı, hooop çıkıyor diğer tarafın hisseler…
Bir taraf iç politikada sıkışınca diğer taraf çekiyor borsayı göndere…
Orkestra gibiler…
Vurmalılar giriyor, onlar kesilince telliler…
Sonunda da üfürükçüler…
Dikkat edin! Ne zaman Türk faşistleri sıkışsa, koşuyor Yunan faşistleri imdada…
Türk ve Yunan solları arasında böyle koordinasyon yoktur. On yılda bir isyan dalgası geldiğinde, selam gönderirler karşılıklı, o kadar…
Zamanlamaya bakın! Türk faşisti Erhan Arıklı çıkmış, Avrupa Parlamentosu’ndaki Kıbrıslı vekili hedef gösteriyor; Yunanlı faşist de çıkıp Türk bayrağı yırtıyor…
Bir elleriyle Yunanlı faşiste parmak sallayanların diğer ellerinde Arıklı’nın sigarasını yakmak için çakmak hazır…
Arıklı Niyazi Kızılyürek’e kimlik sorarken dut yemiş bülbül kesilenler, Yunanlı faşist parlamenterin karşısında taklacı güvercin kesiliyor. Melodi ile şarkı birbirini tutmuyor. Sözler “Kin şiiri”, melodi “Ciao Bella”…
İşte böyle, yabancı bayrakların borsasında hükümsüzüz…
Ahmak Yunanlı faşistlerle ahmak Türk faşistler milli hisleri kasten kabartırken elin Amerikalısı üçe beşe bakmadan bir Ege’nin doğusundan bir Ege’nin batısından üçer beşer kapatıyor üsleri…
Yattığımız yatağın altına bile üs kurdular horultumuzu dinliyorlar ya da inip kalkan savaş uçakları yüzünden uyutmuyorlar…
Trodos’taki antenden Makarios’un mezarda günah çıkarmasını dinliyorlar, Ağrotur’da Leymosunluları uyutmuyorlar, Geçitkale’de ise kırmızı halı serilmiş ilk F-16 bekleniyor…
Toprağı sıksan şüheda fışkıracak şüheda diyorlar ama şehitleri yanlış mezarlara gömüyorlar…
Yanlış mezarlara gömdükleri şehitlerin aileleri 45 sene yanlış mezara gittiklerini rastlantı ile öğreniyor…
Toprağı sıksan Amerikan üssü fışkırıyor, öyle şehit mezarları gibi kayıp da değil, hepsinin yeri belli…
Faşizminiz bile “yerli ve milli” değil, ya Alman işbirlikçisi ya Amerikan. Yeter ki bayrak borsasında hisseler bir düşüp bir yükselsin, kasa kazansın…
Son iki senede o kadar çok indi çıktı ki bayrak borsası…
22 Ocak’ta gazetemiz linç edildi, penceresini “kale burcu” saymış olacaklar ki bayrak dikildi. Bizim burçtan indiler meclisin damına bayrak diktiler…
Omorfo’da bir anne ve kızı 1974’ten önce yaşadıkları, kendilerine ait evin fotoğrafını çektikleri için tutuklandılar. Bayrak değil, onlar sadece fotoğraf çekti…
Lisi’de 45 sene sonra yapılan ilk kilise ayini sırasında bir çocuk Denktaş portresi ve KKTC bayrağı çaldı. Bayrak borsası zirve yaptı…
Kasım’da ELAM’cılar KKTC bayrağı yaktı, Ocak’ta Hrisi Avgi Avrupa Parlamentosu’nda Türk bayrağı yırttı. Bir sonraki emre kadar borsa hazırolda bekle…
Ne zaman bir tarafta hisseler düşse diğer taraf yetişti imdada!
Bayraklarla bağlanmıştır basiretimiz, mazeretimiz “milli hassasiyet”, marazımız memleket…
(1 Şubat 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)