Şener Levent– Küflenmiş sözlerden başka bu topluma söyleyebileceğiniz hiçbir söz kalmadı…
Son kullanım tarihi çoktan geçti…
Ne sözünüzü yenilediniz…
Ne de fikirlerinizi…
Unuttunuz o bilgenin de dediğini:
“Ne varsa düne ait dünle beraber gitti, cancağızım/ Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”…
Bilirim, benim gibi siz de çok sevesiniz bunu…
Ama hiçbir zaman o bilgenin dediğini yapmadınız…
Dünle beraber gitmedi ne varsa düne ait…
Dünden hep bugüne aktarıldı…
Yeni şeyler söylemediniz…
Ne zaman canınızı yaksalar söylediğiniz söz de değişmedi:
“Bir memlekette namuslular namussuzlar kadar cesur olmadıkça, o memlekette kurtuluş yoktur”…
Söylersiniz hep…
Ama hiçbir zaman yapmazsınız…
Namussuzlar kadar cesur olamazsınız…
Çerçeveniz belli…
Siz çizmediniz bu çerçeveyi, muktedirler çizdi…
Onun dışına çıkamazsınız…
İskan bölgelerindeki askeri tatbikatlar hoşunuza gitmese bile bir şey yapamazsınız…
Bunun için meydanlara çıkıp bağıramazsınız…
“Elini yakamızdan çek ey işgalci” diye pankart yazamazsınız…
Evinde kitap bulundurdu diye kelepçelenip tutuklanan bir kadına…
Bir şarkı dinledi diye tutuklanan bir adama arka çıkamazsınız…
Muktedirlerin yaptıkları hiçbir şeye ses çıkaramazsınız…
Hayatınızı riske atmayacak kadar bağırır, polisin el koymayacağı kadar pankart yazarsınız!
***
Küflenmiş sözlerinizden başka söyleyebileceğiniz hiçbir söz kalmadı sizi alkışlayanlara…
Bakın herkes ne kadar saf…
Alkışlar sizi yine de…
Vizyon dersiniz alkışlar…
Ortak hedef dersiniz alkışlar…
Dört boyutlu dersiniz alkışlar…
“Paradigma” dersiniz, anlamadığı halde onu bile alkışlar…
Bir tekerleme sonra:
“Federasyondan başka çözüm yok!”
Bir alkış da ona!
Kimse de çıkmaz sorsun:
-Neden başka çözüm yok bre efendi? Kıbrıs Cumhuriyeti yok mu? Biz de bu cumhuriyetin ortağı değil miyiz? Tek hukuki hakkımız bu değil mi?
Uluslararası hukuk derken bal akar ağzınızdan…
Ama bu hukuk içindeki tek hakkımızı da talep etmezsiniz!
Neden?
İlan ettiğiniz korsan devletinizin feshedilmesine katlanamazsınız çünkü…
Federasyoncusunuz, ama zihniyetiniz fetih zihniyeti…
Kan döktünüz aldınız…
Sizin oldu!
Masada vermezsiniz…
Siyasi eşitlik talebiniz fetih zihniyetinizin ürününden başka nedir ki?
***
İşte yine küflenmiş sözlerle dolu sayfalarca demeçleriniz…
Konuşmalarınız…
Maraş’ı sahiplerine teslim etmeyi bile bir koşula bağladınız…
İlle de Ercan dışa açılsın!
Fetih zihniyetinizin bir başka ürünü…
Seçim borusu çaldı…
Yine melek kesildiniz…
“Kimseye asla kin ve nefret söylemi ile yaklaşmayın” diyorsunuz…
Oysa siz şu acayip sosyal medyada size en küçük bir eleştiride bile bulunanlara katlanamazsınız, onları arkadaşlıktan atarsınız!
Sokakta selamı sabahı bile kesersiniz!
***
Sayfalar dolusu konuşmanızda asıl sorunumuzdan hiçbir cümle yok!
Kıbrıs meselesi var, ama asıl sorunumuz yok!
Çünkü asıl sorunumuzun ne olduğunu anlayamadınız siz hala…
Bizim…
Yani Kıbrıslıtürklerin asıl sorunu…
Rumlarla Kıbrıs meselesi değil…
Türkiye ile sorunumuz…
Biz bu sorunu çözmeden Kıbrıs sorununu hiç çözemeyiz…
Bu sorunumuzun çözümü Kıbrıs sorununun çözümüne değil, Kıbrıs sorununun çözümü bizim Türkiye ile sorunumuzun çözümüne bağlı…
Kıbrıs sorununu çözmeye gücümüz de yetmeyebilir, herşey bize bağlı değil çünkü…
Ama Türkiye ile sorunumuzu çözmek bize bağlı…
İşgalciye işgalci demiyorsunuz…
Faşiste faşist de diyemiyorsunuz…
Bir Türkiye düşmanı olmadığınızı küt kafalılara ispat etmek için boşuna nefes tüketiyorsunuz…
Bir faşistle sanki sağlıklı diyalog kurulabilir gibi, diyalogdan ve diplomasiden bahsedip duruyorsunuz…
***
Herkesi kucaklayan havanız milli birlik ve beraberlik havası…
Doğduk doğalı bundan başka bir şey duymadık ki zaten…
Yurdumuz bir uçtan bir uca yobazların otağı oldu…
İşgalciye siz küsmediniz…
O size küstü…
Koltuk mu bütün derdiniz?
Alın sizin olsun!
(22 Şubat 2020 tarihinde Afrika’da yayınlandı)