
Aziz Şah – Her sene Kıbrıs sorunu için “çözüm yılı” ilan edilirdi…
Her sene KKTC ekonomisi için “kayıp yıl” ilan edilirdi. Bu sene “kayıp yıl”dır, seneye “büyüyeceğiz” derdi cüceler…
Halbuki ekonomi 1974’ten sonra ciddi bir büyüme yaşadı. Kasa doldu taştı, fazla verdi…
Ganimet sektörü, kara para sektörü, inşaat sektörü…
Çok zengin çıkardık, çok zengin aile yarattık, uçağı olan zenginlerimiz var, helikopteri olan zenginlerimiz var, üzerine helikopter konan yatı olan zenginlerimiz var…
Mars’tan arsa kapatan zenginlerimiz var!
Türkiye’de 100 yıllık cumhuriyetin 100 yılda çıkardığı Sabancı, Koç, Eczacıbaşı gibi zenginleri cebinden çıkaran zenginlerimiz var…
Bakmayın siz onların “mütevazı” göründüklerine…
Bütün “mütevazılıkları” vergi vermemelerindendir…
100 yıllık Türkiye Cumhuriyeti’nin çıkardığı zenginlerle yarışabilen zengin çıkardık 45 senede. Ankara isterse göz yumar onlara, isterse geçmişte olduğu gibi yutar…
Velakin 45 senedir her sene büyüyen ekonomiye rağmen, her sene “kayıp yıl” ilan edilir. Kasa bir türlü dolmaz, neden dolmaz?
“Devlet”in neden uçağı yoktur da zenginlerimizin uçak ve helikopter filoları vardır?
İki soru da aynı kapıya çıkar…
“Devlet”in neden uçağı yoksa, “devlet”in o yüzden kasası boştur…
1974’ten beridir dolar o kasa. Dolar dolar taşar…
2004’ten sonra da dolup dolup taştı…
1974’ten sonra on yıllarca Rumdan kalanları paraya çevirdiler…
2004’ten sonra da ne dağ bıraktılar ne Girne…
Girne’de 30-40 bin civarı boş konut var bugün. Neden o konut balonu patlamaz bir türlü? Neden iflas etmez inşaat şirketleri?
Dünya kapitalist sisteminde konut balonu patladığında bile bizim müteahhitlerin balonu tellere takılmıyor!
1974’ten sonra kasanın ortağı işgalci işbirlikçisi ticaret burjuvazisiydi…
2004’ten sonra işgalci işbirlikçisi taş ocağı burjuvazisi palazlandı…
Her krizde ilk isyan bayrağını çeken hep onlar oldu. Kasanın ortakları…
Korona salgını başlar başlamaz müteahhitler açıklama yaptı: “Sektörler iflas edecek”…
Korona salgını başlar başlamaz marketleri darphane gibi para basan tüccar da şikayetçi…
Neden zenginlerimizin helikopter ve uçak filoları var da “devlet”in yoktur?
Neden “devlet” Korona test kiti getiremez de zenginler uçaklarına atlayıp kit getirebilir?
Türkiye’de devlet kendi zenginlerini yarattı, “her mahalleye bir milyoner” diye diye…
Bizde teşkilat kendi zenginlerini yarattı, “her gettoya bir milyoner” diye, “Türk çarşısı” diye…
Bizim kasada para değil, borç senedi birikmesinin temel sebebi “devletsizlik”tir.
Herkes soruyor bugün: KKTC’nin kötü gün için 3-5 kuruşu yok mu kenarda?
Herkes soruyor: “Kefen parası” nerede bu “devlet”in?
Kasanın sahibi Ankara’dır. Buradaki kasa bileşik kaplar hesabı TC Merkez Bankası’na akar. Bizim kasada borç senedi, Ankara’da para birikir.
Senelerdir bu yüzden devlet olmanın koşulu merkez bankası, para politikası, maliye, bütçedir deriz. Protokollerle yönetilmeye hayır deriz… Bu yüzden her sene göstermelik bütçe görüşmelerinden önce TC-KKTC protokolü imzalanır. Paraya hükmetmenin koşulu devlete hükmedebilmektir.
Bu yüzden bütçesi olmayanın sağlık bütçesi de olmaz…
Ortada bütçesi olmayan bir “devlet” olduğu için “Kıbrıs Türk Tabipler Birliği COVID 19 Dayanışma Fonu” kuruldu. Tabiplerimize minnettarız, hem sağlıkçı oldular hem “devlet” kurdular bu “bütçe” ile…
(4 Nisan 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlandı)