Aziz Şah – Vaziyete bakar mısınız?
Korona herşeyi değiştirmiş…
Hiçbir şey eskisi gibi olmayacakmış…
Gözle görülemeyen bir virüs değiştirmiş herşeyi…
11 Nisan 1965’te Kavazoğlu ve Mişaulis yoldaşlar koyun koyuna öldürüldü faşistler tarafından…
11 Nisan 2020’de Kıbrıs Cumhuriyeti’nden gelecek ilaç yardımını “Ben bu sadakayı kabul etmiyorum” diye savuşturdu faşistin biri ve peşine takıldı faşist sürüsü…
-Biz Türkiye ile birbirimize yeteriz, Rumdan gelecek ilacı cebimden öder Türkiye’den alırım, dedi faşistin teki…
Mesele ne almaktır aslında burada ne bedelini ödemek! Mesele Rumun ilacı kendisinin üretmesidir. Bunu bile göremiyorsunuz…
1974 yılından sonra Rumdan kalan ilaç fabrikalarını batırdık. Rum göç ettiği yerde yeni ilaç fabrikaları kurdu…
Şimdi ürettiklerini bize hediye edecek!
İlaçlar az geldiyse fabrikayı ganimet versin…
11 Nisan 1965’te çoktan başlamıştı ahali kahvelerde Türk askerinin geleceği günü beklemeye…
11 Nisan 2020’de başladı ahali Türkiye’den gelecek ilaçları beklemeye…
1965’ten 2020’ye ne değişti?
Asker değil ilaç mı bekliyoruz?
Kemal Demirkıran Doktor Küçük’ün korumasıydı, memleketin meşhur simalarından, efsane meyhaneci…
Meyhanesine her gidişimde kendisinden dinledim…
Israrla her seferinde baştan anlattırdım…
Sarayönü’nde mitingde Doktor Küçük konuşuyor. Demirkıran ağacın üstünde konuşmayı dinliyor…
Doktor “Türkiye gelecek” diyor. Demirkıran “gelmeyecek” diye karşılık veriyor Doktor’a…
Bunun üstüne Doktor bir daha “gelecek” diyor. Demirkıran da bir daha “gelmeyecek” diyor.
Sonunda Doktor patlıyor, “gelecek be ibne, gelecek”…
Aynı yerdeyiz…
Gelecek mi, gelmeyecek mi?
1965’te Türkiye’nin askerinin gelmesini bekliyorduk…
2020’de Türkiye’den ilaç gelmesini bekliyoruz…
Ne değişti?
Türkiye devleti İngiltere’ye, İsrail’e, Çin’e, ABD’ye uçaklar dolusu ilaç ve malzeme gönderdi…
Bize ise özel jeti olan Kıbrıslı parababası getirdi ilaçları. Türk uçaklarıyla değil, planörden hallice jetle geldi…
Parasını ödedik aldık, hamdolsun!
KTÖS’ün üyelerinden topladığı aidatlarla aldık ilacımızı, kitimizi, maskemizi…
Ne değişti bunca senede?
11 Nisan 1965 Türk’ten Türk’e kurşun…
11 Nisan 2020 Türk’ten Türk’e ilaç…
Ne haber Korona?
Hani de herşeyi değiştirmiştin?
Hani de bir Korona dünyaya bedeldi?
Baksanıza, 11 Nisan 1965’ten bir milim ilerleyememişiz…
1965’te de devletimiz yoktu…
Sadece teşkilat vardı…
Terör, baskı, karaborsa, milli dava…
2020’de de devletimiz yok…
Terör, baskı, karaborsa, milli dava var gene…
Bir de “vatan haini” sendikalarımız var…
11 Nisan 1965’te son devrimci sendikacı da öldürüldü…
2020’de öldüremedikleri sendikacılar kapatılamayan sendikaların kasasını açtı, halkın salgın bütçesi yaptı!
Ne değişti 1965’ten bugüne, söyle Kavazoğlu!
Sendikadan başka neyimiz var?
“Vatan haini” diye senelerdir hırpalanan sendikalar olmasaydı işimiz yaştı bu salgında…
Olmayaydı sendikalarımızın 3-5 kuruşu, beklerdik gene kurtarıcının gelmesini!
(15 Nisan 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)