Aziz Şah – Twitter’da “Kıbrıs Rezaleti” başlığı altında Kıbrıs’a ve Kıbrıslılara karşı organize bir linç örgütlendi.
Haziran’da adaya gelecek öğrencilerden karantina parası talep etmeye cüret eden hükümete haddini bildirdi AKP Devleti’nin trolleri ve TC’li öğrenciler…
Sosyal medyada Türkiyeli aydınların, Kürtlerin, Alevilerin, eşcinsellerin, Ermenilerin veyahut AKP Devleti’ni rahatsız eden herhangi birinin veya bir grubun trol hesaplar öncülüğünde nasıl linç edildiğine çok tanık olduk…
Trol dediğimiz Kıbrıs’ın kıyılarını talan eden trol balık tekneleri değil, ha!
Bu troller, AKP Devleti tarafından sanal alemde propaganda savaşı yürütmek için oluşturulan binlerce sahte hesaptır. Bir anda pirana sürüsü gibi ortaya çıkıp gündem belirlerler. Linç edip ortadan kaybolurlar…
Yani, Marmara denizinden gelip Kıbrıs kıyılarını talan eden troller ile AKP Devleti’nin sanal alem trol ordusu aynı işlevi görür: Talan ve yağma!
Trollerle birlikte TC’li öğrencilerin Kıbrıslılara karşı yürüttüğü bu linç kampanyası fevri bir durum, kendiliğinden olmuş, cahillik, çoluk çocuk işi değildir.
Mağdur öğrenci demagojisi hiç değildir, mağdur insan bu kadar alçakça hakaretler etmez!
On yıllardır Türkiye’nin yöneticilerinden ve halkından ne kadar hakaret işitmişsek, topu birden Kıbrıs’ta öğrenci olduğu söylenen bu güruh tarafından tekrar edildi…
Bugüne kadar komutanlardan ne hakaret duymuşsak öğrenciler onu dile getirdi…
Erdoğan’dan, Cemil Çiçek’ten, Recep Akdağ’dan, Egemen Bağış’tan, Turgut Özal’dan ne hakaretler duymuşsak öğrenciler de onları tekrar etti…
Öğrenciler büyüklerinden duyduklarını tekrar ettiler…
“Mağdur oldular” diye Kıbrıslıları hakaret yağmuruna tuttukları falan yok. Bu sömürgeciliğin hamurunda var…
Sömürgecinin solcusu sağcısı, öğrencisi öğretmeni, askeri profesörü, kumarbazı şairi yoktur…
Yıllardır okurum sömürgecilik üstüne… Franz Fanon’dan Albert Memmi’ye, Jean Paul Sartre’dan İsmail Beşikçi’ye sömürgecinin karakteri ve ezme biçimleri hakkında ne okudumsa Kıbrıs laboratuvarında test ettim, doğru çıktı!
Sömürgecinin solcusu sağcısı yoktur! Türkiye’de cuntanın zindanlarında bedel ödemiş profesörler Kıbrıs’ta Denktaş’ın sarayında danışman oldu. Kıbrıs’taki üniversitelerde çalışan solcu, muhalif ve hatta Marksist akademisyenler tanıdık, Kıbrıs’a ve Kıbrıslı’ya bakış açılarının Cemil Çiçek’ten farkı yok…
Zamanın Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı, yani Sömürge Bakanı Cemil Çiçek diyorum, çünkü en çok aşağılayanlardan biriydi…
TC Elçiliği tarafından Kıbrıslı yurtseverlere karşı mahkemede tanıklık yapmak üzere çağrılan profesörleri gördük. Temel hukuk, tarih, edebiyat bilgisinden yoksun. Kutlu Adalı’nın adını daha önce duymamış sömürgeci profesörya!
Türkiye’den atanan ve Euro üstünden maaş alan Din ve Ahlak Bilgisi öğretmenleri nereden bakıyorsa Kıbrıslıya, üniversite öğrencileri aynı yerden bakıyor: Gavur, Rum tohumu, İngiliz piçi…
Şairler gelir Türkiye’den Kıbrıs’a şiir etkinliklerine. Geldiklerinde otel beğenmezler, kumarhaneli otel isterler! Türkiye’de mütevazı, devrimci, bedel ödemiş rolleri kesenler Kıbrıs’a geldi mi kumarhaneli otel ister, en pahalı viskiyi ister, Kıbrıslıyı aşağılar gider…
Kıbrıs’a ayak bastıkları anda sömürgeci olurlar! Solcu sağcı, şair kumarcı, asker öğretmen öğrenci, profesör sör vidanjör!
Bugüne kadar Türkiye’den Kıbrıs’a gelip kendini misafir edenlere tepeden bakmayan bir Küçük İskender’i biliriz, bir tek o anladı bizi:
“Türkiye, ayıptır sorması ne zaman akıllanacağız;
Türkiye, Kıbrıs’ın yakasını ne zaman bırakacağız ve ne zaman yaraşır olacağız binlerce devrim şehidimize”…
(1 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)