Ne yapmalı şu Şükrettin’i?

Aziz Şah – Kıbrıs sorunundan sonra üç senedir hakkında en çok konuşulan konu nedir?

-Askeri bütçe!

Üç senedir Kıbrıs’taki Türk askerinin parası bizim cebimizden çıktığı için ana gündem maddesidir bu…

Peki, üç sene önce bu meseleyi ilk kim dile getirdi?

-Birikim Özgür!

Neo-liberal Birikim getirdi ilk bu meseleyi gündeme.

-Askerin parasını biz ödüyoruz, dedi…

KIB-TEK’i babalar gibi satarım diyen Birikim askere ödenen paradan şikayet etti…

Ardından kim konuştu bu konuda en çok?

Serdar Denktaş! Rauf Raif Denktaş’ın oğlu…

Üç senedir verilen demeçleri tararsanız göreceksiniz; en çok Serdar Denktaş itiraz etti bu işe!

Serdar senelerdir besleme değil besleyen olduğumuzu söyleyenlerin başında gelir. Çünkü gedikli Maliye Bakanı’dır. Maliye’nin bütün patlak, çatlak, girdisi, çıktısı herşeyini bilir. Muhalefette olduğunda bile Maliye Bakanı’ymış gibi konuşur…

Besleyen olmamıza rağmen besleme diye hakarete uğradığımızı da bilir. Ama bildikleri günün sonunda işgalin işbirlikçisi olmalarına engel olmaz. Bağımsız Kıbrıs’ı savunamazlar…

Başka kimler var askeri bütçeyi kendi sağlık ve eğitim bütçemizden keserek oluşturduğumuzu üç senedir anlatanlar arasında?

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil…

KTAMS Genel Sekreteri Devrim Barçın…

Profesör Hasan Ulaş Altıok…

Ve Afrika…

Yani demem o ki Kıbrıs Türk siyasetinin ölçeğinde en sağdan en sola herkesin hemfikir olduğu bir konudur “savunma bütçesi” adı altında Türkiye’yi sırtımızda taşıdığımız…

KIB-TEK’i babalar gibi satarım diyen neo-liberal Birikim’den KIB-TEK vatandır satılmaz diyen Afrika’ya kadar herkes “askeri bütçe”nin sırtımızdaki taş çuvalı olduğunu bilir…

Şu salgın sınavında öğrendiğim bir şey varsa, TC’nin Kıbrıslı Türklere yapmadığı yardımları ve vermediği paraları senelerdir yapmış ve vermiş gibi gösterdiğidir. Bunun dile getirilmesine de tahammül edemiyorlar…

Kendi ordularının askeri bütçesini bile “besleme Kıbrıslılara” verilen “hibe” gibi pazarlıyorlar!

Askeri bütçenin Kıbrıslı Türkler tarafından karşılandığının söylenmesine de tahammülleri yok. Ödeyin ama susun diyorlar. Dile getirmeyin, kuzular uyanmasın!

Naylon faturası kesilmiş hayali paralarla bizi borçlandırıyorlar!

Hekimlerin acil taleplerine rağmen Türkiye’den Kıbrıslı Türklere tıbbi yardım gelmedi. İşte bu yüzden günlerce gelmeyen tıbbi yardımları yazdım…

Anadolu Ajansı’na haber yaptırdılar KKTC’ye tıbbi yardım yapıldı diye; ama bir kare fotoğraf yok!

İspanya’dan damızlık hayvanlar geldi, Tarım Bakanı karşıladı, fotoğrafı var. TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı Kıbrıs’a tıbbi yardım yaptık diyor, ortada fotoğraf yok!

Bu yüzden yazdım günlerce tıbbi yardım meselesini. Bir yalanı deşifre etmek için!

Göndermedikleri paralar için göndermiş gibi borç yazıyorlar; askeri bütçeyi biz ödedik deyince öfkeleniyorlar!

İsrail’e dahi gönderdikleri tıbbi yardımı Kıbrıslı Türklere göndermediler ama olmayan tıbbi yardımın “şükran”ını istediler. Şükran mükran yok, değil mi Şükrettin?

Söyle, Kıbrıs Türk tiyatrosunun büyük ustası Yaşar Ersoy!

Ne yapmalı şu Şükrettin’i?

(2 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author