Ya intihar ya intifada!

Aziz Şah – Bugün uluslararası sermayenin iki kanadı var: Küreselciler ve korumacılar. Onların ortasında da insanlık…

2008’de başlayan krizin nedeni kapitalizmin hareket yasalarıdır. Trump diyor ki, bu krizin nedeni küreselcilerdir. Krize karşı “America first” diyerek korumacı tedbirler alırım ve krizi çözerim. Bunun için Çin’e karşı ekonomik savaş ilan etti…

Trump çözeceğim diye korumacılık politikası ile krizi derinleştiriyor; karşısındaki küreselciler de boş durmuyor. İki kanat krizi derinleştirdikçe derinleştiriyor…

2008’de başlayan Üçüncü Büyük Depresyon’un çok nedeni var. Kâr oranının düşme eğilimi, sermayenin organik bileşimi ve üretken olmayan sektörler ile üretken sektörlerin dengesizliği; finansallaşma, balonlar, spekülasyonlar, küreselleşme diye anılan (ama doğru adı ‘sermayenin uluslararasılaşma’sı olan) süreç, 1974-75’te başlayan 30 yıl krizi gibi birçok faktör var. Tarih boyunca kapitalizmin biriktirdiği bütün çelişkiler 2008’de dünya kapitalizminin beynine giden damarlarda pıhtı attı, vücut felç oldu, felçten sonra bunama başladı…  

Emboli, felç, bunama yetmedi, bir de Korona oldu!

2008 krizi ile kısmi felç 2020’de tam bunamaya doğru yol alıyor…

Dünya ekonomisi solunum cihazına bağlanmış…

Nasıl ki Koronavirüsün bilinen bir ilacı ve aşısı yok, 2008’de başlayan Üçüncü Büyük Depresyon’un da öldürmeyen bir tedavisi yok!

Bilim insanları laboratuvarlarda Koronavirüse çare ararken kapitalistler, düşünce kuruluşları, risk analistleri, ekonominin cambazları da depresyona öldürmeyen çare arıyor.

2008’den bu yana palyatif bütün çözümler, ilaçlar denendi. En son halka açıktan para bile dağıttılar piyasayı canlandırmak için. Ama öldü!

ABD Kongresi Bütçe Ofisi bir rapor yayınladı. ABD ekonomisinde “V” tipi bir toparlanma beklediğini söyledi.

AMA 2020 Mart öncesine, yani Korona öncesi ekonomik rakamlara dönüş için verdikleri tarih 2029!

2029 yılına kadar ABD ekonomisi Mart ayında yaşadığı borsa kapanmalarının öncesine dönemeyecek!

Tabii ki 2029 tarihi başka bir felaket yaşanmazsa geçerlidir…

Koronavirüsün ikinci dalgası, tsunami, ABD’de bir deprem, Amerika’da ve Küre’de yükselen sınıf mücadelesi, iç savaş gibi her siyasi gelişme 2029 tarihini ileriye atacak!

Hâlâ daha yaşanan krizin ciddiyetini dünyada kavramamış ekonomistler ve sosyalistler var. Resesyon, daralma, Korona krizi diyorlar. Kriz 2008’de başladı, ABD Kongresi Bütçe Ofisi 2020 Şubatı’na ancak 2029’da ulaşılacağını söylüyor!

2008’den 2029’a 21 sene eder. 21 senelik daralma mı olur, depresyonun büyüğüdür bu! 2029’da biteceğini söyleyebilen de yok…

Bizim neslin ömrü Üçüncü Büyük Depresyon’da geçecek. Hiç olmazsa heyecanlı geçecek, depresyonlar devrim ve faşizm arasında mücadeledir, monoton değil…

1968 devrimci hareketinin dönmeyen liderlerinden Tarık Ali 15 Eylül 2008’de başlayan büyük çöküşü bakın nasıl anlatıyor:

“Eylül 2008’de başkanlık kampanyası en yoğun devrine girmişken, Lehman Brothers infilak etti. Gelişmeleri topal ördek misali izleyen Bush yönetimi bu iflasa müdahale etmemeye karar verdi. Firmanın kibirli ve kendine aşırı güvenli CEO’su Richard Fuld, 1929’da bazı kapitalist baronların yaptığı tarzda kendisini binasının en tepesinden aşağı bırakmayı ciddi ciddi düşünmüş müydü acaba? Çöküşten birkaç ay sonra, meslektaşlarından bazıları birkaç kokteyli yuvarlayınca, Fuld’un parmak uçlarına basa basa pencerenin kenarına gelip, sanki aşağı atlayabilirmiş gibi boş boş bakmaya koyulduğunu naklettiler. Bu tabii geçmişe dönük faraziyeydi. Devir 1929 zamanı değildi. İntihar eden kapitalistler, kendilerinden sonra gelenlerden daha vicdanlıydılar. Şimdikiler, on kuruşluk yemek dilenmek için kuyruğa girecekleri ya da hayatları mahvolmuş işçileriyle beraber çöpleri karıştıracakları bir gelecekle yüzleşmekle zorlanıyorlar. ABD hazinesinin durumuna tam zıt biçimde şahsi kasası tıka basa dolu olan Fuld, kendisine tezahürat yapan bir avuç kişiye rağmen niçin binadan atlasındı ki? Keza Lehman’da bordrolu olarak çalışan iktisatçılar ve simsarlar da tek bir kuruş kaybetmediler”…

Bu uzun alıntıyı yaptık ki meselenin ciddiyeti biraz daha iyi anlaşılsın. 1968’den beridir her cehennemi ve cenneti yaşamış Tarık Ali kapitalistlerin on kuruşluk yemek dilenmek için kuyruğa gireceklerini ya da hayatları mahvolmuş işçileriyle beraber çöpleri karıştıracaklarını yazıyor 2010’da yayınlanan Obama Sendromu kitabında.

Tarihler de önemlidir. 2010’da krizin merkezi üssü ABD’den Avrupa’ya taşınmıştı. “Lehman Brothers 2” diye anılan Yunanistan’ın iflası gerçekleşmişti. ABD’nin biraz nefes aldığı, dünya ölçeğinde düşünüldüğünde çok da korkutucu olmayan Yunan iflası sırasında, “kapitalistler işçileriyle birlikte çöpleri karıştıracak” diye yazıyorsa, CEO’lar neden intihar etmedi diye sorguluyorsa, bu bir uyarıdır sadece…

2018’de açıklandığı şekliyle Yunanistan 2060’a kadar dış borç ödeyecek, iç borç ayrı, işçi sınıfının ödediği bedeller ayrı. Ve Yunanistan’ın krizi 2008’de başlayan çöküşün en zayıf halkasıdır…

Ne diyor Tarık Ali?

Ya intihar edecekler ya çöpleri karıştıracaklar…

Bir ihtimal daha var: O da intifada…

Tarihin çözülmez ikilemine geldik yine: Ya intihar ya da mülksüzleri mülksüzleştirenleri mülksüzleştirmek için intifada…

Devir 1929 zamanı değildi, diyor Tarık Ali.

Doğrudur,1929’dan daha zor zamanlardayız…

ABD Kongresi Bütçe Ofisi 2008’de başlayan ve 2020’de 12. yılına giren ekonomik krizin Mart ayındaki yaşadığı son çöküşün bir ay öncesine Şubat ayına dönmek için 2029’a, yani 1929’un 100. yılına kadar beklememiz gerek diyor…

Okurlar bilir, bu satırların yazarı yıldönümlerini, hele ki 100’üncü yılları pek sever…

1917 Ekim Devrimi’nin 100’ü, 1948 Lefke Maden Grevi’nin 70’i, 1968’in 50’si… 

Yıldönümleri düşünmek için bahanedir…

Yıldönümleri ruh çağırmak değil, düşünmek, tartmak, biçmek, ders çıkarmak için vardır…

ABD Bütçe Kongresi 2029’dan önce Korona öncesine dönemeyiz deyince, hah dedim…

1929 depresyonunun 100. yılı 2029’dan sonra da, Hitler’in iktidara gelişinin 100. yılı var: 2033!

Nasıl patlak vermişti faşizmi doğuran 1929 krizi?

1873’te patlak veren ilk büyük depresyon krizden çıkmak için finans kapitali, yani emperyalizmi yarattı. 1873’ten 1896’ya sürdü, tam 23 sene. İngiliz hakimiyetindeki Altın Para Sistemi ile Alman ve Amerikan kapitalizmleri arasında mücadele başladı (Bugünkü ABD-Çin arasındaki mücadele gibi). Ardından Rudolf Hilferding “Finans Kapital” ve Lenin “Emperyalizm” kitaplarını yazdı. Her dönem bir kitapla açıldı, bir kitapla kapandı!

1873 depresyonu emperyalizmi yarattı…

1929 depresyonu faşizmi…

2008 depresyonu ne yaratacak?

1873’te emperyalizmin ortaya çıkması ile yeni devir başladı. Her çöküşten sonra bir bolluk dönemi başlar. 1890 bolluğunda da 1945 bolluğundan sonra da ABD palazlandı…

1890’da başlayan genişleme döneminde likidite arttı. Artan likidite ABD’de üretimin motoru oldu. 1920’lerde ABD iç pazarı genişlerken yatırdılar parayı emlak ve toprağa. Kapitalizmde planlama yok! Piyasa kendini düzenler; en çok kazandıran ata bas bütün parayı, topalladığında da yansın bilet!

1929 işte öyle oldu…

2008’de böyle oldu…

Kapitalistler tarihten ders alamaz, çünkü planlama kapitalizmin doğasına aykırıdır. Planlamayınca da at topallar düşer, atları da vururlar!

1920’lerde emlak ve toprağa bastılar parayı. 2008 öncesi gibi şişti kredi balonu. Bugün krizin nedeni Korona olarak gösterilir, o gün de Florida’yı vuran kasırga suçlu ilan edildi…

Florida’da emlak ve toprağa gömdüler banka kredilerini, turizm gelirleriyle yüksek faizle alınan borçlar ödenecek diye varsayıldı. Şişirdiler balonu sonuna kadar…

1926’da iki kasırga patlattı konut ve kredi balonunu!

400 kişi öldü, binalar yıkıldı, Florida emlak piyasası sular altında kaldı…

Aynı ata oynayan bütün kapitalistlerle birlikte dünya krize girdi…

Her kriz bir sonrakini tetikledi. Her krizde krizle baş etme yöntemleri geliştirse de uluslararası burjuvazi, her kriz bir öncekinden üstün olduğu için “kara” ve “kızıl” günler birbirini kovaladı…

“Kara Salı” olarak bilinen 24 Ekim 1929’u Avrupa’yı vuran 1968 çevrimi izledi, 1974-75 ardından geldi… 19 Ekim 1987 “Kara Pazartesi”si günü dünyanın en büyük menkul kıymetler borsası New York Exchange’in tansiyonu düştü… 1994 Meksika krizi, 1990’lar Türkiye krizleri, 1997 Asya, 1998 Rusya ve en nihayetinde 1998-2002 Arjantin depresyonunda az kalsın bizim çocuklar devrim yapıyordu, işçiler meclisler kurdu yönetime ortak oldu. 2001 Türkiye krizi… Bunlar olurken Japon ekonomisi 30 yıl krizden çıkamadı. Ardından 2008-9 (ABD), 2010 (Yunanistan, İtalya, İspanya, Portekiz, İrlanda, İzlanda ve Kıbrıs), 2013-15 (Brezilya, Güney Afrika, Rusya, Hindistan ve Çin), 2016-18… Ve 2020 büyük çöküşü ABD Bütçe Ofisi’ne göre 2029’a kadar anca düzelir…      

2008’de Wall Street, 2015 ve 2016’da Şangay borsası çöktü. 2020’de 9 ve 12 Mart’ta Wall Street…

Burada gördüğünüz her bir tarih milyonlarca işsize, ödenemeyen ev kredilerine, batan bankalara, intiharlara, isyanlara ve savaş ile devrimlere denk geliyor…

Her bir çevrim, her bir genel kriz en az bir savaşla ve devrimle anılır. Örneğin 1974-75 krizi: Vietnam savaşı, 1974 Portekiz Karanfil Devrimi, Arap-İsrail savaşları, Angola devrimi, Şili darbesi…

Her bir çevrim, her bir genel kriz yönetsel, ideolojik, teknik, sanatsal dönüşümlere yol açar. İngiliz hakimiyetindeki Altın Para Sisteminden ABD hegemonyası olan Dolar’ın dalgalı kuruna kadar her bir dönüşüm ancak savaş ve devrimle olur. Tepeden birileri karar alıp uygulayamazlar. Karar alsalar bile uygulamak için tarihin tunç yasası girer devreye: Demir ve kan. Kan akmadan tarih yapılmaz…

Dünyayı yöneten gizli güçler kararlar alıp dönüşüm sağlayamaz. Aldıkları kararları savaş meydanında ilan etmek zorundadırlar. 1873’ten beri emperyalizmin ve 1929’dan beri faşizmin kuralı budur…  

Her bir çevrim, her bir genel kriz yıkıma ve inşaya yol açar…

Tarihlerin hiçbiri kronolojik bir masal değil, kıran kırana verilen bir mücadeledir…

Krizlerin bir müziği ve ritmi var. Bir mantığı var. Ama sürekli aynı ata parayı basıp, sonra at sendeleyip düşünce iflas eden kapitalizmin “plansızlığı”nın bir mantığı yok…

Şu an ABD’den dünyaya yayılan isyan George Floyd polis tarafından öldürüldüğü için çıkmış gibi görünse de; Minneapolis’te polis merkezi yakıldıktan sonra, Washington’da ABD emperyalizminin maşası Birleşik Devletler İşçi Konfederasyonu AFL-CIO’nun merkezi ateşe verildi, devamında da Fayetteville’deki tarihi köle pazarı…  

Yakmaları gereken tek bir yer kaldı: Wall Street!

Sonrası mı?

Yaşasın kapitalistler için cehennem!

Tarık Ali, kapitalistlerin on kuruşluk yemek dilenmek için kuyruğa gireceklerini ya da hayatları mahvolmuş işçileriyle beraber çöpleri karıştıracaklarını yazıyor. Kapitalistlere intihar edin diyor…

Büyük insanlık topyekün intihar edemeyeceğine göre, sıra Das Kapital’de Marx’ın söylediğini yapmaya geldi:  Mülksüzleri mülksüzleştirenleri mülksüzleştirmek…

(7 Haziran 2020 tarihinde Afrika gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author