Ortadoğu’da katliamın kuralı

Aziz Şah – Coğrafya kaderdir, tarihi bilinmeyen coğrafya ise kederdir.

Sivas Madımak katliamını düşünürken bir geriye sarıyorum, bir ileriye…

2 Temmuz 1993’teki Madımak’ı düşünürken Suriye’nin 1964 “Hama isyanı”na gidiyorum, 1965 “Şam isyanı”, 1976 suikastları ve 1979 Halep Topçu Okulu katliamı geliyor sonra aklıma…

1964 “Hama isyanı”nın rövanşı 2011’de kanlı baharda Suriye’de gene Hama’da gerçekleşti…

Tarihteki hiçbir vaka, kestirip atılamaz…

2 Temmuz 1993 Madımak bir bakmışsınız 20 Temmuz 2015 Suruç katliamı oluvermiş; hatırlanacağı üzere Rojava’ya oyuncak götüren sosyalist gençler IŞİD’in canlı bombası tarafından 20 Temmuz 2015’te öldürülmüştü…

Ne zaman bir kardeşlik eli uzansa Ortadoğu’da, o el kesilir…

Önce Türkiye’de Alevilere yönelik Maraş, Çorum, Sivas katliamlarını önümüze koyalım; sonra Suriye’de Alevilere yönelik Hama’da başlayıp Halep Topçu Okulu’na uzanan katliam dalgasına bakalım…

Türkiye’yi bugüne taşıyan üç katliam: Maraş-Çorum-Sivas…

1978’de Maraş’ta köylülerin toprak mücadelesi vardı. Diğer yandan Sünni Türk işçiler kitleler halinde milliyetçi sendikadan ayrılıp DİSK’e geçti. Devlet sınıf mücadelesini yasal yollarla kontrol edemeyince katliam oldu… Ardından 1980 Çorum’da Tariş işçi mücadelesi ve Yeni Çeltek maden işçilerinin mücadelesini 12 Eylül darbesine kadar durduramadılar. Katliamla durdurdular… Ve 1993 Sivas! 1989’da bir milyon işçinin sokağa çıktığı bahar eylemleri, 1990 kamu emekçileri hareketi,  1990-91 Zonguldak grevi ve Büyük Madenci Yürüyüşü’nün yanısıra Kürt hareketi 1991 Temmuz’unda öldürülen Kürt aydını Vedat Aydın’ın cenazesi ile birlikte sokağa indi…

1978, 1980, 1993 Türkiye’de ezilenlerin mücadelesinde üç zirve anıdır, katliamlarla bastırıldılar…

Şimdi de Suriye’ye gidelim, aynı yükseliş ve katliam süreçleri orada da yaşandı. Türkiye’den tek bir farkı var Suriye’de olan katliamların: Türkiye’de katliamları ülkücüler devlet gözetiminde yaptı; Suriye’de ise Müslüman Kardeşler (İhvan) devletin tüm gücüne rağmen bu katliamları yaptı…

Yıl 1964! 2011 yılında karşımıza çıkan “Hama isyanı”nın ilk ayağı gerçekleşiyor…

Müslüman Kardeşler’in Suriye’de üç merkezi üssü vardı: Hama, Humus, Halep…

Hama lideri Mervan Hadid silahlı ayaklanma yanlısıydı. “Savaşan Öncü Birlik” adında bir örgüt ile Arap milliyetçilerine karşı cinayetlere başladılar. Nasıl ki Türkiye’de katliamlar işçi sınıfı mücadelesi yükselişe geçtiğinde gerçekleşir, Suriye’de ise katliamların arkasında “tüccarlar ve köklü aileler” var; bunun sebebi ise Arap milliyetçisi rejim kamulaştırma politikaları uyguluyordu. Baas rejimi köylüye toprak dağıttıkça, zengin aileler İslamcıları katliam yapmak için kışkırtıyordu…

Hama’da 1964 yılında bir Baas askerinin uzuvlarının kesilerek öldürülmesi sonucu başlayan isyanda 115 kişi öldü…

Hama’daki isyan 2011’de tekrar etti!

1965’te Baas rejimi sanayi ve dış ticareti millileştirmek için hamle yapınca bu kez Şam burjuvazisi kepenk indirdi. 1967’de İsrail ile savaş çıktı… Ne zaman ki 1976’da Suriye Arap Ordusu iç savaşa sürüklenen Lübnan’a müdahale etti, o zaman Müslüman Kardeşler suikastlara başladı; doktorlardan profesörlere, komutanlara, bürokratlara İslamcılar önemli isimleri öldürdü…

Bunlar olurken Baas rejimini destekleyenler köylülerdi, karşısına dikilenler ise zengin aileler. Dışarıda İsrail, içeride de Müslüman Kardeşler…

Dananın kuyruğu 16 Haziran 1979’da Halep’te Topçu Okulu’nda koptu. Alevi öğrencileri Sünnilerden ayıran bir İhvancı yüzbaşı 83 genci kurşuna dizdi; tabii ardından rejimin demir yumruğu geldi…

Hama’dan Sivas’a tüm Ortadoğu’da kuraldır: Ne zaman halk uyansa o zaman bir katliam olur…

(8 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlandı)

About the author