Aziz Şah – Erdoğan konuşacağı yere ve tarihe dikkat eder. Yıldönümlerini sektirmez…
Abdülhamid konusunda çok palavra sıktılar 20 senedir, ama Kıbrıs’ı İngiliz’e satması konusuna pek girmediler…
12 Temmuz 1878’de Osmanlı Kıbrıs’ı İngiltere’ye sattı…
12 Temmuz 2020’de Erdoğan “Kıbrıs’ta her türlü teklife açığız” dedi…
Tesadüf olduğunu hiç sanmıyorum…
İstanbul’un bilmem kaç yüzyıl önceki fethini günü gününe kutlayan Erdoğan Abdülhamid’in Kıbrıs’ı İngiltere’ye sattığı günü mü bilmeyecek?
Olur mu öyle şey?
12 Temmuz’un anlam ve önemini düşündüğüm bir sırada haber düştü önüme: Erdoğan “Kıbrıs’ta her türlü teklife açığız” dedi…
Gene biz zararlı çıkacağız ama, demedi demeyin…
Abdülhamid Kıbrıs’ı İngiliz’e sattı, İngiliz Osmanlı’nın bütün borcunu Kıbrıs’ın çalışkan köylüsüne vergi koyarak çıkardı…
1853-56 Osmanlı-Rus savaşı için padişahın İngiliz tefecilerinden aldığı borcu bile biz ödedik.
Bugün gene Türkiye’nin İngiliz tefecilerine borcu var…
Kıbrıs’ın İngiliz’e satıldığı gün Erdoğan’ın böyle bir laf etmiş olması tesadüf olamaz…
Tarihte tesadüf ve tekerrür yoktur…
Hele ki Irak, Suriye ve Libya’da Türkiye’ye tek arka çıkan Anglo-Sakson emperyalizmi iken…
Irak’ta Pençe-Kaplan Harekâtı yapan Türkiye’nin Kıbrıs’ta güvercin olmayacağını çocuklar bile bilir…
Bu adada güvercinin bahtı, suyuna magarınadır…
Ayasofya’nın cami olarak kullanıma açılması kararının ardından “Kıbrıs’ta her türlü teklife açığız” sözü tesadüf değil…
Türkiye’ye karşı dış borcundan Halk Bankası davasına çeşit bin türlü şantaj yapılıyor. Yeni Osmanlıcıların açığı çok…
Almanya’sından Rusya’sına ABD’den İngiltere’ye hepsinin ayrı hesabı var Türkiye üstüne. Bizim esaretimiz de bu sebeptendir zaten…
Herkesin Erdoğan’dan almayı bekledikleri olduğu için 100-150 bin Kıbrıslı Türk müzakere masasında eşeğin sudan dönmesini bekler…
Çakılan petrol piyasası, en iyi ihtimalle Covid-19 aşısı bulunmadan en ufak bir toparlanma yaşayamayacak olan dünya ekonomisi ve Irak-Suriye-Libya hattında savaşta ısrarcı olan Türkiye’yi üst üste koyduğumuz zaman perde arkasındaki şantaj ve pazarlıkları hayal bile edemeyiz…
90’ların sonunda Abdullah Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesi için hem Rusya hem İtalya ile Mavi Akım doğalgaz boru hattı üzerinden bir pazarlık döndü. Bugün de doğalgaz boru hattı için bir pazarlıktır dönen…
Tam bu pazarlığın ortasında Erdoğan, Abdülhamid’in Kıbrıs’ı İngiltere’ye sattığı gün “Kıbrıs’ta her türlü teklife açığız” dedi…
Bir yanda cami olan Ayasofya ile uluslararası İhvan hareketine/Müslüman Kardeşlere yapılan çağrı var, diğer tarafta “Kıbrıs’ta her türlü teklife açığız” denerek Batıya yapılan çağrı var…
İkisi de AB-ABD-İngiltere’ye uyar, hem siyasal İslamcıları severler hem de Kıbrıs pazarlıklarını…
Şu an yaşanan senelerdir masal gibi dinlediğimiz “East-Med boru hattı”nın cenazesidir. Yeni boru hattının adını koymak için şantaj ve pazarlıklar masadadır…
(14 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)