Aziz Şah – Doktor Küçük, Zeka Bey ve Ahmet Mithat Berberoğlu’nun tehdit ile kızağa çekilmesini her gün baştan yaşıyoruz…
Liderlikten çekilmesi için Ankara’ya çağrılan Doktor Küçük:
-Beni yiyeceklermiş! Benim etim düdüklü tencerede bile kaynamaz, demişti…
Aynı Doktor, “Siyasi görüşümüz yoktur. Türkiye ne derse, Türkiye ne isterse onu yaparız. Şayet Türkiye bir koca kazık gönderir ve bunu götünüze sokunuz derse, o kazığı hiç düşünmeden götümüze sokarız” demişti…
Bugün düdüklü tencerede elimizde bir kazıkla oturuyoruz…
TC Devleti’nin Berlin’de Yunanistan-Almanya-Kıbrıs Cumhuriyeti ile yaptığı örtülü pazarlıkta “Kıbrıs Türk toplum lideri” Mustafa Akıncı yerine Kudret Özersay’ı ikame etmek istemesi yeni bir mesele değil…
Senelerdir uzadıkça inada bindi!
Garantörlük Akıncı için vazgeçilmez, doğalgaz konusunda Ankara’nın söylediklerini Ankara’dan daha güzel ambalajla pazarlıyor Akıncı…
Ama Ankara Akıncı’ya taktı…
“Berlin” bugün Ortadoğu diplomasisinin yeni merkezidir. Çünkü bütün enerji boru hatlarının sonu Berlin’e çıkar…
Libya ve Kıbrıs birbirine paralel olarak bir süredir Berlin’de görüşülüyor.
Türkiye’nin Kıbrıs ve Kürdistan siyasetleri 2010’dan bu yana petrol-doğalgaz hattına oturdu. 2010’da Kürt açılımı ile Ankara gözünü Musul-Kerkük petrollerine dikti. 2010’dan bu yana Ankara Kıbrıslı Türklere “besleme” diye hakaret ederken perde gerisinde de Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları konusunda bizim adımıza masadadır. 2003 yılında Serdar Denktaş enerji kaynakları üzerine ilk kez konuştuğunda Ankara tarafından susturulduğunu söyledi bir süre önce. Ankara Kıbrıslı Türklerin inisiyatif alıp konuşmasına dahi tahammül edemiyor; kimin konuştuğunun da önemi yok. Sadece kendisi konuşabilir…
Bugün Irak-Suriye hattında ABD, Fransa ve Türkiye yeni bir Kürt liderliği yaratmak için birlikte çalışıyorlar.
2010’dan itibaren Ankara Kürt siyasetinde Barzani liderliğini öne çıkararak geriye kalan aykırı siyasetleri tasfiyeye girişti. Kuzey Irak Kürt Yönetimi ile Ankara petrol anlaşması bile imzaladı Bağdat yönetiminin karşı çıkmasına rağmen…
Türkiye için Kürt sorunu yoktur…
Kürtlere kimin liderlik yaptığı sorunu vardır!
Türkiye için Kıbrıs sorunu yoktur…
Kıbrıslı Türklere kimin liderlik yaptığı sorunu vardır!
Çünkü liderlik, düdüklü tencerenin gaz atan düdüğüdür!
Türkiye Crans-Montana görüşmelerinden sonra Akıncı’nın yerine Özersay’ı ikame etmeyi kafasına koydu…
Akıncı’nın Türkiye’ye ters gittiği somut hiçbir nokta yok. Garantörlük, doğalgaz, iki bölgeli iki toplumluluk…
Akıncı düşmanları ve Akıncı hayranları ona sahip olmadığı vasıflar yüklüyor…
2000 yılında Rum tarafının Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının federalleşmesi önerisine Baba Denktaş ile birlikte karşı çıkanlar Akıncı, Talat ve Serdar Denktaş’tı.
Bu sorunu çözdürmemek için hep birlikte yemin ettiniz! O zaman nedir bu liderlik kavgası?
“Ankara Akıncı’yı Barış Pınarı Harekâtı’nda söyledikleri için istemiyor” diyemezsiniz; çünkü Akıncı’nın yerine Özersay’ın ikame edilmesi uzun zaman önce başladı…
Türkiye Libya’da Hafter’i, Suriye’de Esad’ı, Kıbrıs’ta Akıncı’yı kafaya taktı. TC Devleti dünya siyasetini kişilere indirgeyen bir saplantı içerisinde…
Akıncı bu liderlerin hiçbiri ile kıyaslanamaz, bir kere elinde silah yok…
Ankara Kıbrıslı Türkleri liderlik çekişmesi ile oyalarken masada oturmuş bizim adımıza pazarlık yapıyor…
Lefkoşa’daki “Yes be annem”ci müzakerelerin başlamasını beklerken, müzakereler Berlin’de başladı, masada biz yokuz!
Artık “lider” değil, toplumdur Ankara’nın düdüklü tenceresinde oturan…
(17 Temmuz 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)