Trump baba, büyüksün baba!

Aziz Şah – Trump baba…

Büyüksün baba!

Bir “Alo” desen karşıki dağlar yıkılır…

Bir mektup yazsan “Aptallık etme” desen aptallık etmezler…

Bir sinirlensen Türk ekonomisini yıkarsın değil mi?

Çin’e ambargo uygularsın…

Meksikalılara, ABD-Meksika sınırına inşa ettiğin duvarın parasını ödetirsin…

Afganlardan yedikleri kurşunun parasını…

Irak’tan da işgalden sonra inşa edilen Amerikan üslerinin masrafını söke söke alırsın…

Lübnan’a ambargo uygularsın…

Sakın Küba’nın kuşatmasını kaldırma…

Hepsini anladım da, ekonomisi iflas etmiş Arjantin’i bile tehdit olarak algılayıp neden vergi yükseltip kota koyarsın? Ne istedin de vermediler?

Babaaa!

Trump baba…

Büyüksün baba!

Bir “Alo” dersin ordular ricat eder…

Rica etmeyi bilmezsin, muzaffer komutanlara ricat ettirmeyi bilirsin…

Bir tweet atarsın gece gündüze döner…

Çaldırır kapatırsın çok yazmasın diye Beyaz Saray’a…

Bir “of” çeksen Karadeniz’den petrol çıkar…

Bir pohpohlasan yedi denizde fırtına çıkar… 

Yoktur sende öyle “Ayşe tatile çıksın”, “Zeynep uykuya yatsın”, “Fatma okula gitsin” gibi şifreli laflar…

-Alo, İvanka istedi, Suriye’yi bombalayın!

Hiç unutmam be baba…

Kızın istedi diye Suriye’yi bombalattın…

Var mı senin gibi mafya babası dünya tarihinde?

Herşey iki dudağının arasında…

Ne güzel duygu değil mi?

Savaşı başlatmak da durdurmak da senin elinde…

Bu kadar aptallık etmeye hazır adam varken!

Sonra da mektup yazarsın, “aptallık etme” diye…

“Durun” dedin durdu Türk ve Yunan orduları…

Dünyada en çok ABD üssüne ev sahipliği yapan iki ülke mi savaşacaktı yani?

Demek ki “durun” demeden önce “yürüyün” diyen de sendin, ha baba?

Bak işte kendini ele verdin…

Bir sen babamız, Trump…

Bir de anamız, Merkel…

“Alo ben Donald” mı diyorsun aradığında?

Bir “Alo” dedin Libya’da ateşkes oldu…

Bir “Alo” dedin Doğu Akdeniz’de teknik görüşmeler başladı…

Merkel’in “Alo”su da guvvatlıdır baba…

Bir sabah kalktım, haberlerde savaş gemilerinin Ege’ye doğru intikal ettiğini okudu spiker…

Ben pür telaş, interneti arıyorum tarıyorum, ne oldu ne bitti…

Üçüncü kahvemi içtiğim sırada bir haber…

-Merkel aradı, gemiler geri döndü…

Libya’da Sirte ve Cufra’ya yönelik operasyon hazırlıkları sürerken küçücük bir haber, “Trump-Erdoğan görüştü”…

Hah, dedim şimdi ateşkes oluyor.

Türk Dışişleri “petrol hilali” Sirte ve Cufra’yı alacağız derken 14 Temmuz Salı günü Erdoğan-Trump görüşmesi gerçekleşti, “Bölgesel sorunlar hakkında müzakere yönüyle anlaşmaya ihtiyaç duyulduğuna dair inancın altı çizildi”…

21 Ağustos’ta Libya’da ateşkes imzalandı…

Baba!

Öğreniyorum bu işleri…

Siz kamuoyuna haber verip arayınca ateşkes oluyor…

Siz haber vermeden arayınca da savaş çıkıyor…

Türk-Yunan düşmanlığının bile içine ettiniz.

Telefon açıyorsunuz “dalaşın” diyorsunuz…

Telefon açıyorsunuz “ayrılın” diyorsunuz…

Böyle düşmanlık olmaz olsun!

Baba, telefonu kapat. Bırak herşey dağınık kalsın…

(5 Eylül 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author