Ey sendikalar! İrademizi helikopterden atacaklar, yazan gazetecileri de tutuklayacaklar!

Aziz Şah – Kürt vatandaşlarını helikopterden atan, sonra da haberini yapan gazetecileri tutuklayan bir devlet var karşımızda…

-Kıbrıs’ta hep seçimlere müdahale edilirdi…

-1958’den beridir müdahale var…

-Şimdi mi geldi aklınıza müdahalelere itiraz etmek?

Böyle laflar ediyor “muhalifler”, Erdoğan istibdadı bütün ağırlığı ile böğrümüze çökmüşken, bu sömürgeci taarruzu normal göstermek için…

Türkiye Akdeniz’den ricat etti…

Libya politikası iflas etti…

İdlib’de durumu belirsiz…

Azerbaycan-Ermenistan savaşında da aradığını bulamadı…

Türkiye’nin böyle durumlarda dönüp dolaşıp musallat olduğu iki ahali kalır geriye: Kürtler ve Kıbrıslı Türkler…

Geçen sene bu zamanlar gene Türkiye Suriye’de sıkışınca Mevlüt Çavuşoğlu geldi adaya, hatırlıyor musunuz ne dediğini?

Karpaz’a gitti, tebaasına hitap ederken esti gürledi:

-“Kim Güvenlik ve Garantilerin modası geçti diyorsa, bilin ki gaflet ve ihanet içerisindedir, maalesef öyle tipleri görmekten üzüntü duyuyoruz”…

Bir önceki gelişinde Kıbrıs Türk medyasının tarihinde bir ilke imza atmıştı Çavuş…

Elçiliğe topladığı yandaş gazetecilerle CNN Türk’teki gibi bir tartışma programıyla kendi çalıp kendi oynadı, sonunda da bombayı ortaya bıraktı:

-Türkiye düşmanları!

***

Geçen sene şöyle yazdım:

“Gaflet ve ihanet içerisindeki tipler”den sonrası nedir bilir misiniz? “Terörist”…

Gelecek sefer de “terörist” diyecek!

Peki, Erdoğan bize “besleme” dediğinde 10 binleri meydana toplayan Sendikal Platform ne yapıyor?

Beslemeden daha büyük bir hakaret var ortada.

“Gaflet ve hıyanet” hakaretine karşı sendikalar ayağa kalkmazsa asıl budur gaflet ve hıyanet!”

***

Gelinen aşamada bugün Akıncı’ya oy veren herkes terörist ilan ediliyor sosyal medyada AKP’nin ayakçıları tarafından…

Yakında en tepeden de duyarız “terörist” sözünü…

Bu işler kademe kademe ilerler…

TC devletinin elde edebileceği son sömürge Kıbrıs’tır…

Bugünkü dünya durumunda iflas etmiş ekonomisi ile İslamcı-Türkçü kırması militarist dışpolitikayla yapıp yapabileceği mehteran siyasetidir: Bir adım ileri, iki adım geri…

Adımları da dönüp dolaşıp bizim topraklara atar…

Ey sendikalar!

Neredesiniz?

Hava nasıl oralarda?

Titreyin ve kendinize gelin…

Karşımızda helikopterden vatandaşını atıp, bunu yazan gazeteciyi de hapse atan bir istibdad rejimi var…

“Cevap Mustafa Akıncı” dediniz, nereye kadar?

“Faşizm ve ilhak tehlikesi var” diye bağırıyorsunuz bireysel olarak, sendikalarınız ne yapıyor?

Sendikalar sandviç yeme yeri mi? Turşu da ister misiniz? Garga suyu?

Senelerdir TC sömürgeciliği kademe kademe saldırganlığını yükselterek çullandı üzerimize…

Böğrümüze çöktü Ankara!

Senelerdir yazar sorarım: Neredesiniz sendikalar?

Mustafa Akıncı bir semboldür sadece. Bu seçimi kazansa da kaybetse de, sendikalar eğer bir mücadele cephesi oluşturmazsa helikopterden atacaklar irademizi…

Yazan gazetecileri de tutuklayacaklar!

(14 Ekim 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author