Öyle mi alay komutanı!

Aziz Şah – Sevgili Kıbrıslılar!

Türkiye’de yeni bir slogan icat oldu…

Günlerdir barikatlarda ve sosyal medyada yankılanıyor…

Henüz duymamışsanız bizden duyun:

-Öyle mi alay komutanı!

Tayyip Erdoğan’ın İstanbul belediye başkanlığından bugüne çeyrek asırlık İslamcı iktidarı özetleyen iki slogandan biri oldu…

İlk slogan ise şüphesiz “Kahrolsun istibdad, yaşasın hürriyet!”…

Sultan Abdülhamid’e karşı bayraklara yazılmasından 100 yıl sonra Erdoğan’ın mahkemelerinde ve meydanlarında atıldı…

Şimdi ise “Öyle mi alay komutanı!” ile yeni bir devir açıldı.

Bağımsız Maden İş Sendikası öncülüğünde işçiler aylardır Ankara’ya yürümek için hazırlanıyordu. Günlerdir de yollardalar…

Karşılarına jandarma dikildi.

8 senedir tazminatlarını alamayan işçilerin karşısına dikilen jandarma komutanı sabahın dördünde madencileri “Eylemi bitirmezseniz devletin gücünü görürsünüz” diye tehdit etti. Toma işçilerin ısınmak için yaktığı ateşi söndürdü, çadırlar söküldü…

Kamil Kartal isimli maden işçisi gecenin dördünde ya da sabahın dördünde kendilerini gözaltına almaya gelen jandarmaya şu konuşmayı yaptı (şivesiyle aktarıyorum):

-“Sanki suçlu bizmişik gibi… Sanki suçu biz izlemişiz gibi… Sanki hırsızlığı namussuzluğu arsızlığı biz işlemişik gibi biz yapmışık gibi… Hesabı bizden sormaya çalışıyor… Oysa bizim haklılığımızı cümle alem herkes biliyor… Bizim haklarımızın gasp edildiğini… Bir işverene, bir tek adama, gücü yetmeyen devlet, bir adama gücü yetmeyen devlet, şimdi gücünü bizde sınıyor…

Biz bir kere daha bağırıyoruz buradan: Devletin gücünü bizde sınamayın! Yerin yedi kat altında alın teriyle yaşamını devam ettirmek durumunda kalıp, kör edilenlerin, sakat bırakılanların, ciğerleri çürütülenlerden hesap sormasın devlet! Devlet bunları yapanlardan hesap sorsun gücü yetiyorsa! Bir tane kıçı kırık patrondan hesap sormayı beceremeyen devlet gücünü bizde sınayacak öyle mi?.. Öyle mi alay komutanı!..  Buradayız biz! Yıllardır arkadaşlarımızın bedeninden parçalar koparıldı o madende, parçalar! Şimdi bize güç göstereceksiniz ha? Ve biz bu güçten korkacağız öyle mi? Vallahi de korkmuyoruz, billahi de korkmuyoruz sizden!”…

150’nin üzerinde jandarma, robokoplar, bir alay komutanı, üç toma Ankara’ya yürüyen 30-35 madenciye saldırdı, artık bir slogana dönüşen “Öyle mi alay komutanı!” cevabını aldı…

Bu hadiseden hemen sonra Ege’de deprem oldu. Somalı madenciler ekip kurup depremzedeleri kurtarmak için enkaza gittiler. Bu kez bunu gören halk “Madenciler burada, alay komutanı nerede? Öyle mi alay komutanı!” dedi…

Hemen aynı günlerde, Karadeniz’de Ordu’da bir fındık bahçesine daldı jandarma alay komutanı. Fındık bahçesinde sondaj yapıp maden arayacakmış devlet. Bu kez köylüler dikildi askerin karşısına: Öyle mi alay komutanı!

Devir açıp, devir kapatan konuşmalar vardır. Bağımsız Maden İşçileri Sendikası Örgütlenme Sekreteri Kamil Kartal’ın yaptığı da öyle bir konuşma…

Küçücük bir sendika, Bağımsız Maden İş, bir fırtına çıkardı! Bir de bizim hindi gibi kabarıp duran, sonra da kuyruğunu sıkıştırıp oturan, halkın “Sokağa inme vaktidir!” çağrılarına rağmen kafasını kuma gömen sendika bürokrasisine bakıyorum…

Erdoğan istibdadı yıkılacak, bu devir de değişecek. Bizim itirazımız kalacak yarına… Kıbrıs için pek bir şey değişmeyecek ama! Çünkü Kıbrıslı “General çizmeyi aştı!” ve “General Urfa’ya!” dedikten sonra arkasını getirmeyi öğrenemedi…

(2 Kasım 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author