Ali Pilli’nin ödeyeceği fatura

Aziz Şah – 1960’ta Cumhuriyet kuruldu…

1964’e geldiğimizde Kıbrıs Türk liderliğinin talimatıyla bütün makamlar, mevkiler, meclis, bakanlıklar terk edildi.

Bugün “barışçı” diye geçinen CTP ve TDP’den tutun faşistlere kadar hepsi, hep bir ağızdan “Rum hakkımızı gasp etti” der durur…

Eğer Rumlar hakkımızı gasp etmiş olsalardı mecliste boş duran iskemlelere oturmazlar mıydı 1964’ten bugüne?

Kıbrıs Cumhuriyeti Meclisi’nde 80 sandalye var. Rum milletvekilleri yalnız 56’sında oturur. Kıbrıslı Türklere ait 24 sandalye boş durur…

Açıklasın kendine “barışçı” deyip, sabah akşam “Bir Türk tezi olan federasyon” diye cümleye başlayan, sonra da “Rumlar haklarımızı gasp etti” diyen federasyoncu şovenistler…

Bu durum bir gasp ise 1964 yılında BM’de Türkiye neden Makarios hükümetini Kıbrıs’ın tek temsilcisi saydı?

Kıbrıs Türk liderliği Cumhuriyet’i terk ve Rumlara hediye etti; Türkiye Cumhuriyeti devleti de 4 Mart 1964 tarihinde 186 sayılı BM kararına oy vererek Rumları Kıbrıs Cumhuriyeti’nin tek resmi hükümeti olarak tanıdı…

Bu kadar net!

1974 işgal ve istilası oldu sonra…

Ayrılıkçı solcular ve sağcılar birlikte Otonom ve Federe Devletleri ile KKTC’yi kurdu…

İşgalle Kıbrıs taksim edilmesine ve Cumhuriyet’in bütün makamları Rumlara altın tepside bırakılmasına rağmen Kıbrıs Cumhuriyeti elektrik ve suyu da kesmedi senelerce savaştan sonra bile. Cumhuriyet elektriği verdi, parasını KKTC topladı…

Ta ki KKTC kendisi Cumhuriyet ile elektrik ve su bağını kesene kadar.

Sonrasında zaten mumlu geceler var…

Bütün kuzey karanlığa gömülürdü benim çocukluğumda, elektriğini güneyden alan bazı sınır mahallelerinde kesilmezdi ama ceryan…

***

Covid-19 aşısı gene bizi Cumhuriyet’in kapısına çıkardı…

Ali Pilli Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki siyasi temsil gibi gelen aşıların %30’u bizim dedi…

-Kıbrıs’a gelecek olan 1 buçuk milyon aşının yüzde 30’unun bize verileceği söylenmektedir, dedi.

Kıbrıs Cumhuriyeti AB’den 1 milyon 200 bin aşı istemişti, içinde Kıbrıslı Türklerin hakkı da vardı. Bunu da yaz aylarında duyurdular. Pilli ise kafasından 1 buçuk milyon ve %30 rakamlarını uydurmuş. Cumhuriyet’i yöneten Rumlar ise “Sayınız kaç?” dedi sadece…

İşte bu alaguduru-plansız yaşayan kafa terk etti Cumhuriyet’i…

***

Aşı meselesi eski bir hikâyeyi hatırlattı…

Emekli bir KIB-TEK yüksek mühendisinden dinlemiştim…

2019’da güneyle enterkonnekte olmadan önce de KIB-TEK güneyden elektrik alırdı…

Seneler önce enterkonnekte sistemi yokken, kuzey güneyden gene elektrik alıyordu…

Şimdi enterkonnekte olunduğu için mahsuplaşıyorlar. Para verme yok, karşılıklı elektrik değiş tokuşu yapıyorlar.

Bu sistem kurulmadan önce bu işler paraylaydı…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin işgal edilmiş topraklarında kurulmuş korsan yapı ile resmi bir ilişki kurması mümkün değil. Ama güneyden elektrik ihtiyacı hasıl oldu…

KIB-TEK’in emekli yüksek mühendisi pat diye girdi konuya:

-Be Şah, nasıl fatura ederlerdi elektriği Rumlar bize bilir misin, demişti…

-Kıbrıs Cumhuriyeti KKTC’yi tanımaz, KIB-TEK ile resmi ilişkisi de yok…

-Nasıl fatura ederdi borcu?

Cevap bu memleketin trajikomik hali:

-KIB-TEK müdürünün şahsına fatura edilirdi…

Bütün toplumun elektrik borcu tek bir adamın kişisel borcu gibi yazılırdı…

Şu aşı meselesi bana bu hikâyeyi hatırlattı…

Şimdi de aşıların parasını Ali Pilli’ye mi fatura edecekler?

(22 Aralık 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author