Aziz Şah – 23 yaşına bastı Avrupa-Afrika…
Gazete yayınlanmaya başlandığında 10 yaşındaydım. Şener Levent ve arkadaşları hapse girdiğinde ortaokuldaydım…
Bir gün öğretmen kompozisyonumu sınıfta sesli okudu, “Bilin bakalım kim yazdı” diye sordu, utandım…
-Sen büyüyünce gazeteci olacaksın, dedi…
Hiç huyum değildi ters cevap vermek ama verdim…
-Gazeteci olup Şener Levent ve Ali Osman gibi hapse mi gireyim, dedim…
Bu sözün üzerinden birkaç sene geçtikten sonra “Afrika Pazar”da buldum kendimi…
Şener Levent’ten edebiyat ve siyasetteki hamamböceklerini dinledim…
Ali Osman’dan tutukluyken hücresinde dolaşan hamamböceklerini…
Şener Levent’in bu gazete için söylediği iki sözü unutmam:
-Makineli tüfektir bu gazete, sözü olan herkes gelir geçer başına, tetiğe basar…
-Bu gazeteyi faili meçhulleri yazmak için çıkardım…
Kutlu Adalı 1996’da öldürüldü, gazete de 1997’de yayınlanmaya başlandı.
Fazıl Önder’in bugün hâlâ cesedi landroverde dolaştırılır…
“Kıbrıs Kıbrıslılarındır” diyen Muzaffer Gürkan ve Ayhan Hikmet’i sözde ananlar “Kıbrıs Kıbrıslılarındır” diyenlere düşmandır…
Kavazoğlu ise hem katillerinin hem yoldaşlarının kurbanıdır…
Sahte solcular bu isimleri istismar etmeyi pek sever ama savaş suçları gibi faili meçhullerin de örtülü kalmasını isterler.
Kutlu Adalı’nın ailesi AİHM’e başvurduğunda görmediği baskı kalmadı Türkiye’den ve buradaki işbirlikçilerinden…
Denktaş “Böyle basit bir olay için dava mı açılır?” demişti. CTP ise davanın geri çekilmesi için baskı uyguladı ailesine…
Mehmet Ali Talat “İlkay Adalı AİHM’de açtığı davayı geri çekmeli” demişti…
Talat davayı ileri götürmemesi için İlkay Adalı’yı uyarıyordu. Bu dava sürerse “Demokrasiye KKTC’de darbe vurulacağını” söylüyordu. Yıl 1999’du…
Eğer Avrupa-Afrika olmasaydı bunları bile bilmeyecektik bugün. CTP’nin kendi gazetesi Yenidüzen’de yazan Kutlu Adalı’nın cinayetini nasıl örtmeye çalıştığını…
“Avrupa CTP düşmanıdır” derler ya… Bu söz ilk o günlerde söylendi. Talat’ın “İlkay Adalı AİHM’de açtığı davayı geri çekmeli” sözünü yazınca “Avrupa CTP düşmanıdır” dedi Talat…
“Hızlı” CTP’li gençler Kutlu Adalı cinayetini, “O da zamanında Denktaş’ın yanındaydı” diye küçümsüyordu, henüz milenyum olmamış, 1990’ların sonuydu…
Cenaze töreninde ise “Susmayacağız” pankartı ile yürüyorlardı…
Oysa AİHM’deki davayı geri çektirerek Adalı ailesini susturmaya çalışan onlardı…
Kendileri sustu, yetmedi konuşmaya yeltenenleri de susturdular…
Bugün ise Ankara’nın kukla seçimine müdahalesinden şikayetçiler. Sahte seçime müdahale ne ki bir aydının cinayet davasının geri çekilmesi için yapılan müdahalenin yanında…
Alpay cinayetinden Banyo Katliamı’na…
Fazıl Önder’den Kutlu Adalı’ya…
Şener Levent dediği gibi faili meçhulleri yazmak için çıkardı bu gazeteyi…
Geçenlerde bir cumartesi gecesi Banyo Katliamı’nı yazdı yeniden. Neden yazdığını sordum. “Biz bunları yazdığımızda doğan çocuklar 20’sine bile gelmedi daha, bilmiyorlar bu yazdıklarımızı, o yüzden baştan yazdım” dedi…
Bunca senede şunu gördüm…
Bu gazetenin kendisine dert edindiği faili meçhuller geriye kalan basının ilgisini çekmedi.
Bu gazete hangi mafya babasına ve para babasına karşı yayın yapıyorsa geriye kalan basın o adamların ya röportajını ya da reklamını yayınladı.
Sonra da “Susmayacağız” diye pankart taşıdılar.
Faili meçhullerden sonra şimdi de 1974’teki tecavüzler gündemimizde…
Kutlu Adalı cinayetinin AİHM’de açılan davasını geri çekmesi için ailesine baskı yapanlar 1974’teki seri tecavüzleri duymak ister mi sanırsınız?
(23 Aralık 2020 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)