Aziz Şah – 22 Ocak bir günün tarihi ya da bir olayın yaşandığı bir gün değildir.
“22 Ocak’ı çok tekrarlarsınız” deme gafletine düşenlerle karşılaşırız bazan…
22 Ocak bizimle ilgili bir mesele değil ki, hepimizle ilgilidir…
22 Ocak bir dönemin adıdır. Bir olay değil, olgudur.
7 Haziran 2015 seçimlerinde Erdoğan’ın siyasi hayatının en büyük seçim yenilgisini alması ile başlayan, 15 Temmuz 2016 darbe girişimiyle perçinlenen ve Afrin savaşı ile zeminini bulan AKP-MHP ittifakının ilk ortak eylemidir 22 Ocak 2018 linçi…
22 Ocak yeni bir dönemin adıdır:
Kıbrıs’ta taşlarla camımızı kırdı, Doğu Akdeniz ve Ege’de savaş gemilerinin güvertesinden yükselen marşlara ruhunu verdi, Ankara’nın Çubuk ilçesinde şehit cenazesine katılan Kemal Kılıçdaroğlu linç edilirken ortaya çıktı, akademisyenleri tehdit eden mafya babalarında ve tehditleri “ifade özgürlüğü” sayan yargıda rücu etti…
İşte, bugün de Boğaziçi Üniversitesi’nde filizlenen kavgadadır.
Nasıl ki “Gezi” 3-5 ağaç meselesi değilseydi, Boğaziçi de “kayyum” meselesinin ötesidir…
Boğaziçi öğrencilerinin yazdığı “Siz padişah değilsiniz, biz de tebaanız değiliz” mektubu da bunun delilidir.
Bazan biri çıkar “22 Ocak’ı döndürüp döndürüp yazarsınız, çok abarttınız” der. Ben de ona “Sen okuduklarını hiç anlamamışsın” derim…
22 Ocak zaten 22 Ocak’ta başlamadı: 2015 yılında Hürriyet-CNN Türk grubu henüz Erdoğan’a biat etmemişti. 2015 Eylül’ünde Hürriyet gazetesi Erdoğan hakkında yaptığı bir haberden dolayı taşlı-sopalı baskına uğramıştı…
Biz “22 Ocak” diyoruz çünkü biz yaşadık; herkesin bir “22 Ocak”ı var. Tabii, sonradan biat edenlerin 22 Ocak’ı unutulur Hürriyet’in başına geldiği gibi…
Mesele bizimle, Avrupa-Afrika gazetesi ile ilgili değil…
Mesele Türkiye’de kurulan yeni iktidarın bilinci ve ruhudur.
22 Ocak tarihsel bir “birleşme anı” idi: Siyasal İslamcı hareket ile Türkçü faşizmin “Kızıl Elma” koalisyonu olarak ilk eylem provasıydı…
Lefkoşa’daki 22 Ocak 2018 buluşmasından çok önce, bir de 6. Filo İstanbul’da Dolmabahçe’ye demirlediğinde 16 Şubat 1969’da Amerikan askerlerini denize döken devrimci gençlere karşı birleşmişti bu milliyetçiler ve ümmetçiler. 1969’da devrimcilerin kanını akıtanlar 2018’de AKP-MHP koalisyonu olarak karşımızdaydı…
50 yılda bir yaşanır böyle tarihsel anlar. Adını doğru koyalım…
22 Ocak “Ümmetçi-Türkçü” ya da “İslamcı ile faşist” kucaklaşmasıdır. Parolası “Kızıl Elma”dır…
Eğer 22 Ocak 2018’de Erdoğan’ın çağrısıyla, bir eliyle “kurt” diğer eliyle “rabia” işareti yapan gürûh tarafından gazetemiz yerle bir edildiğinde Türkiye’de hâlâ varlığını sürdüren muhalif basın dönüp Kıbrıs’a bir baksaydı, 2021’de Ankara’da sokak ortasında gazeteci ve siyasetçiler darp edildiğinde bu kadar şaşırmazlardı…
22 Ocak’ta gazetemizin taşlanmasıyla ünlenen “Ak Hataylılar” başkanı Mehmet İpek, 22 Ocak’ın gecesinde uçağa bindi, İstanbul’a gidip orada gazetemizi daha önce kurşunlatan İsmet Felek ile birlikte poz verdi…
8 Şubat 2021 de tarihe geçsin: Alaattin Çakıcı Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan kayyumu uyardı: “Sakın istifa etme”!
Ülkücü gelenek mafya babalarında vücut bulur, ümmetçi gelenek de Boğaziçi’ne atanan gibi kayyumlarda…
İşte birleştiler bir daha!
Dün Lefkoşa’da, bugün Boğaziçi’nde…
(9 Şubat 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)