
Aziz Şah – Albaylar Cuntası’ndan bugüne Yunanistan’ın en gerici hükümeti iktidarda. Yunan devrimcileri bu hükümete Recep Tayyip Miçotakis rejimi diyor. Bir yandan kemer sıkma politikaları, diğer yandan sağlığa değil silahlanmaya ayrılan bütçe ve anti-demokratik yasalar…
Rum Kıbrıslı gençlik de sokakta…
Yunanistan’daki taleplere benzer taleplerle “Ortak Vatan” diyen Kıbrıslı komünist Plutis Servas’ın torunları eylemde…
-Silahlanmaya değil, sağlığa-eğitime bütçe!
-Pandemi gerekçesiyle normalleşen gerici uygulamalara son verilsin!
-Pandemiden etkilenen işçiler ve işsizler, yerli halk, göçmenler ve sığınmacılar için acil önlem paketi!
-Kültüre ve amatör spora karşı yasaklar sona ersin!
-TOMA’lar sokaklardan geri çekilsin!
-Tutuklananlar serbest bırakılsın!
-Gösteri ve eylem yasağına son verilsin!
Yunanistan’ın devrimci gençliğinden isyan bulaşmış biraz da olsa Kıbrıslı kardeşlerimize…
Yunan devrimci solunun bir özelliği vardır. Katıksız enternasyonalisttir! Dünyanın hiçbir yerinde bu kadar evrensel bir sol kültür bulamazsınız. Atina sokaklarında dolaşırken Filistinli gerillaların resimleri karşılar sizi duvarlarda, Türkiye’deki siyasi tutuklulara özgürlük afişleri görürsünüz, polis tarafından öldürülen Berkin Elvan ve Alexis Grigoropoulos’un yan yana resimleri süsler bütün duvarları…
Yunan devrimciler eylemlerde sık sık Türkçe slogan atar. Ege’nin batı yakasından doğu yakasına selam etmeyi hiç unutmazlar. Bu gelenek 100 yıldır var! Yunanistan Komünist Partisi ilk genel sekreteri Troçkist Pantelis Pulyopulos’tan mirastır: Yunan ordusu Anadolu’ya çıktığında aralarında Pulyopulos da vardı ve Yunan ordusunun yenilgisi için canını dişine takarak çalıştı. Pulyopulos dedemizden mirastır Yunan gençliğine bu enternasyonalizm…
Recep Tayyip Anastasiadis rejimine karşı Rum Kıbrıslı gençlerin Türkçe pankartlarla sokağa dökülmesi bizi “his”lendirmesinin ötesinde ders verici olmalıdır.
“Kıbrıs’ta barış engellenemez”, “Sağlık dayanışma direniş” ve “Kapitalizme cevap iki toplumlu sınıf mücadelesi” gibi Türkçe pankartlar “ortak vatan” bilincinin göstergesidir. Kıbrıs’ın bütününü vatan saydıkları için Yunanistan’a değil, Kıbrıslı Türklere selam gönderirler…
Kuzeyde ise CTP’den TKP’ye, TDP’den Bağımsızlık Yolu’na bütün siyasi partilerin dilinde “KKTC ülkesi” var. Bu bazan “federasyon” olarak dillenir, bazan da açıktan “KKTC ülkesi” ve “devletimiz” olarak ifade edilir. Burada Üst Koordinasyon Kurulu denetiminde bir askeri rejim olduğu ise hiç dillendirilmez. Kutsal “KKTC anayasası” Kıbrıs’ın bütününü vatan görmeye engeldir!
Kuzeyde yapılan eylemlerde Rumca pankart açılmaz pek, genelde “klişe” İngilizce “çözüm” temalı pankartlar açılır. Peki neden?
Rum gençlik eylemlerinde kuzeye selam eder çünkü geleceği ortak vatan Kıbrıs’ta görür; kuzeyde ise hep “Türkiye bizi yanlış anlamasın” kaygısı ile eğilip bükülen sözler edilir…
Örneğin 15 Kasım 2020’de Erdoğan Maraş’a çıkarma yaptığında açılan cephe pankartı Bağımsızlık Yolu’nun “Türkiyeli-Kıbrıslı değil, kardeşiz” idi…
Rumlar eylemde Kıbrıslı Türklere selam yolluyor, kuzey ise Türkiye’ye selam yolluyor!
Ankara’dan işgalci rejimin başı gelmiş, açılan pankartta “Kıbrıslı değiliz”, ayrımız gayrımız yok, “kardeşiz” deniyor. Kardeş olmanın ön koşulu nedir?
-Eşit olmak!
Bu mesele üzerine “Kıbrıslı-Türkiyeli kardeş değildir” ve “Kıbrıslı-Kürt kardeştir” başlıklı iki yazı yazdım. Ezen ulus ile sömürgeleştirdiği halk eşit değildir. İşgalci ile işgal edilen toprağın yerlisi eşit değildir. Önce eşit olunur, sonra kardeş olunur. Kıbrıslı ile Kürt kardeştir çünkü aynı sömürgeci el tarafından ezilir, kimliksizleştirilir, yok edilir.
Kardeşliğin ön koşulu eşitliktir!
(18 Şubat 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

