Aziz Şah – Güneyde geçtiğimiz hafta başlayan eylemler hafta sonunda da devam etti…
10 bin kişi yürüdü…
En son savaşa karşı İngiliz üslerine yürüdüğümüzde bu kadar kalabalık vardı herhalde. Biz yürürken iki tane de savaş uçağı havalanmıştı haset edercesine…
Tabii o gün ile bugünün farkı İngiliz üslerine karşı yürürken kortej koca bir AKEL bayrağı gibiydi, arada da bizim gibi birkaç kılçık vardı. Bugün ise AKEL bayrağı yok ortada. AKEL’ciler katılıyorsa bile bu eylemlere utanıyorlardır bu kadar ihanetten sonra bayrak açmaya…
Yani AKEL olarak 10 bin kişinin yürümesi ile AKEL’siz 10 bin kişinin yürümesinin kıymetini anlamak gerek. Parti kararıyla sokağa çıkanlar ile “kendiliğinden” sokağa çıkanlar…
Hele ki geçen haftaki polis teröründen sonra…
Aklıma çivi gibi çakılmıştır 15 Kasım 2020’de Erdoğan geldiğinde yapılacak yürüyüşe katılmaya korktuğunu söyleyen genç kadının sözleri…
Polis şiddetinden korkuyordu…
“Kendimi cesur zannediyordum, ben küçük bir korkağım, korkak bir aktivistim” demişti…
Ecelin korkuya faydası vardır…
Korku dağları fethetmeye görsün!
Kıbrıs’ın bütününü vatan sayan Rum gençliği geçen haftaki polis şiddetinden sonra bu hafta daha kalabalık ve daha Türkçe yürüdü…
Kendine “Kıbrıs Türk solu” diyen KKTC’ciler, işgali ve bölünmüşlüğü, iki bölgeliliği ve taksimi ne kadar içselleştirmişlerse bugün hayatını güneyde sürdüren bu gençlik de işte o kadar Kıbrıs’ın bütününü vatan biliyor. “Ülke” dediği zaman Kıbrıs’ı kastediyor, bölücüler gibi KKTC’yi değil!
İşte bu yüzden bu gençlik Türkçe ve Rumcayı birleştirdi!
Siyasetin Almancası, Fransızcası, İngilizcesi diye bir tabir vardır: Almancası teorik, Fransızcası barikatlarda isyancı, İngilizcesi parlamenterdir.
Rum Kıbrıslılar da siyasetin Türkçesini yapıyor…
“Kapitalizme cevap iki toplumlu sınıf mücadelesi”, “Sağlık, Dayanışma, Direniş” ve “Kıbrıs’ta barış engellenemez” pankartlarını taşıdı Rumlar Türkçe olarak geçen hafta…
Bu hafta ise bunlara “Herşey için ortak mücadele” ve “Faşizme karşı omuz omuza” gibi yeni Türkçe pankartlar eklendi…
Rumlar Türkçe isyan ediyor!
Gezi’deki halk isyanı Türkiye’de patlak verdikten sonra Brezilya da ayaklanmıştı. Brezilya’daki isyanın ana sloganı neydi bilir misiniz?
“Aşk bitti, burası Türkiye!”
Halklar böyledir, birbirlerinden öğrenir.
Teknolojinin verdiği imkânla katılamadığım eylemi canlı izledim. Yunan iç savaşından insanlığa miras partizan marşları çalıyordu…
“Heroes”i yani “Kahramanlar” marşını da çaldılar mı bilmiyorum ama ben oturdum onu dinledim sonra bir daha ve bir daha…
Alman faşizmine karşı savaşan Yunan partizanlarının şarkısı “Heroes”…
Ne zaman dinlesem tüylerim diken diken olur. Saygı duruşuna geçerim:
“Kahramanlar dayanılmaz dağlar / Kahramanlar on iki hayatlı
Olympus’un kaleleri / Parnassus’un hayaletleri
Kahramanlar harabeler arasında
*
Kan, kızıl su / Kan, gürültülü nehir
Alamana’da ateş / Ve Gorgopotamos’ta ateş
*
Hade gardaşlar hade / Bütün halk bizimle
Bizim en büyük başarımızda / Taş ile kir arasında
*
Ölüm, kara kardeş / Ölüm, ben ölümsüz olacağım
Alamana’da ateş / Gorgopotamos’ta ateş
*
Zirvelerde rüzgâr / Yüreklerde kara ay
Gel ve dövüş kendi özgürlüğün için
Şarkılar, silahlar ve kılıçlarla”…
***
Rum Kıbrıslılar Yunan iç savaşının marşlarıyla başladılar yürümeye Türkçe sloganlarla isyan ettiler…
İşte bunu anlamak gerek!
Yerli ve beynelmilel (enternasyonal) olmaktır bu…
(22 Şubat 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)