Aziz Şah – Guyana, Malvinalar, Yeni Kaledonya, Filistin ya da Kıbrıs hiç fark etmez…
Sözde uluslararası hukukta hak olarak tanınan halkların kendi kaderini tayin hakkı hâlâ hükümsüzdür…
Pasifik okyanusundaki Fransız sömürgesi Yeni Kaledonya’da bağımsızlık referandumu yapıldı.
Yerliler bağımsızlığa yüzde 90’la evet dedi, yerleşikler ise ezici bir şekilde hayır. Referandumun sonucunu yerleşiklerin “hayır”ı belirledi. %56 ile bağımsızlığa hayır çıktı!
Yerli halkın adı Kanaklar, ülke nüfusunun %40’ını oluşturuyorlar. Geriye kalanlar ise sömürgeci yerleşikler. Yerleşikler ilk gelenler ve sonradan gelenler diye ayrılıyor. Bizde 1975’te gelenler ve sonra gelenler dendiği gibi. Ada genelinde beyazların nüfusa oranı %34.
İşte bu %34 ülkenin Fransız sömürgesi kalması için karar verdi.
1853’te Fransızlar tarafından ilhak edilen Yeni Kaledonya’da Fransız yerleşiklerin çoğunluk oyuyla bağımsızlık reddedildi…
Fransız başkanlık seçimleri sırasında liberal Macron ve faşist Le Pen’in kafa kafaya gittikleri günlerde Guyana’da bir ayaklanma patlak verdi. Brezilya sınırında bir Fransız sömürgesidir Guyana. Guyana’da büyük bir askeri hava üssü var. Bu üs 2004 yılında Fransız emperyalizminin Haiti’ye müdahalesinde kullanıldı. Guyana’nın da Kıbrıs ve Yeni Kaledonya gibi eskimez bir jeopolitik önemi var!
Guyana doğrudan Paris yönetimi altındadır, yani Paris’in bir gettosudur…
Guyanalı işçiler ayaklandı, barikatlar kurdu. Güney Amerika’da bir Paris gettosu olmaya isyan ettiler, kendi kaderlerini tayin etmek için ayaklandılar.
Faşist Le Pen’in ağzından imparatorluk salyaları akıyordu Guyana üstüne konuşurken, liberal demokrat Macron ise “barikatlar kabul edilemezdir” diyordu.
Ne de olsa “L’Algérie, c’est la France”, yani “Cezayir Fransızdır” diyen François Mitterand’ın çocuklarıdırlar…
Fransız sosyalisti Melenchon da yaptığı bir mitingde “La Guyane, c’est la France” diyordu. Guyana Fransızdır!
Fransız emperyalizminin sosyalisti, faşisti ve liberali sömürge meselesinde aynı safta buluşmuştu. Guyanalılar ise sadece kendi kaderlerini tayin etmek istiyorlardı, Yeni Kaledonyalılar gibi…
Sömürgeci yerleşikler Cezayir’den Güney Afrika’ya Filistin’den Yeni Kaledonya’ya ve Kıbrıs’a kadar dünyanın her yerinde sömürgelerin bağımsızlık mücadelesinin prangasıdırlar. İster yerleşik Avrupalı beyaz adam olsun, ister Türkiyeli, ister İsrailli Yahudi…
Malvinalar vardır Arjantin’in burnunun dibinde, Britanya’dan binlerce kilometre uzakta… Tarihsel olarak Arjantin toprağı olan Malvinalar İngiliz sömürgesiydi. İngiliz ilhak edince Malvinalar’ın adını Falkland yaptı. Yalnızca Türkler değil köylerin ve şehirlerin isimlerini değiştiren, İngiliz adaların ismini de değiştirir…
1982’de Arjantin cuntası Malvinaları geri aldı. Bunun üstüne Demir leydi Margaret Thatcher da bir gece ansızın Malvinaları yeniden işgal etti. Thatcher’ın bahanelerinden bir tanesi “Malvinalar’da yaşayan İngiliz yerleşikleri korumak”tı. Yerleşiklerin görevi ırkçılığın ve sömürgeciliğin bekçiliğini yapmaktır.
İsrail ise tamamen Filistin toprağını işgal ederek yerleştirilen nüfustan oluşan korsan bir yapıdır. 1948’den beridir işgal ederek yerlileri kovan ve yerleşen bir kanserdir.
Yeni Kaledonya’daki bağımsızlık referandumu Kıbrıslılara ders niteliğindedir: Sömürgeci yerleşikler yerlilerin bağımsızlık ve kendi kaderini tayin hakkının ayağındaki zincirlerdir!
(5 Kasım 2018 tarihinde “Afrika” gazetesinde yayınlanmıştır)