Aziz Şah – Cumartesi Lefkoşa TC Elçiliği’nin önünde eylem vardı…
Bütün yollar tutulmuştu, polis barikatlar kurmuştu…
Pazartesi ise sahte KKTC meclisinin, yani Rumdan ganimet Diyanellos sigara fabrikasının önünde eylem vardı…
Bütün yollar açıktı, polis barikat kurmadı…
Polis TC Elçiliği’ni koruyor sadece, çünkü irade Elçilik’tedir…
Polis meclisi korumuyor, çünkü onlar da biliyor sahte olduğunu…
Cumartesi eylem vardı, çünkü “Love Erdoğan” afişlerinin üstünü “cızan” gençleri bulamayan polis “suçlu” icat etmek durumundaydı…
Cumartesi yapılan eyleme CTP, TDP ve onların sendika bürokratları katılmadı, katılımı engelledi, üyelerini ve kendilerine bağlı gençleri de dizginleyip eylemden uzak tuttular…
Bunun tek bir anlamı var:
CTP ve TDP ile kuyruklarına takılan sendika bürokrasisi Kıbrıs’ın geleceğine karşı örgütleniyor…
Evlerinin kapıları kırılarak gözaltına alınan gençlerle dayanışmak için yapılan eyleme karşı ayrı bir eylem koymanın ne anlamı var?
Elçiliğin önündeki eyleme karşı sahte meclisin önüne eylem koyarak ne diyorsunuz yani Ankara’ya?
-Biz iyi çocuklarız, onlar kötü çocuklar…
-Kapılarını kırarak evlerinden aldırdığınız ve polis araçlarını ovalara sürerek tehdit ettiğiniz gençler ve onların yanında duranlar “marjinal”dir, biz uysalız…
-Onlar Ankara’yı protesto ederken onları yalnız bıraktık…
-Gör bizi, hizmete hazırız Ankara!
-Bizi sev Ankara, onları döv!
Sömürgecinin artık “iyi” ve “kötü” diye ayrım yapmadığını göremeyecek kadar da körsünüz…
Yüzleri sahte meclise kıçları Elçiliğe dönük olan eylemin bildirisini okuyorum…
O kadar iyi oportünist bir dille yazılmış ki!
Önce soralım: Ankara’daki Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü ile Lefkoşa’daki TC Elçiliği ve Teknik Heyet’in bürokratlarının hazırladığı bir mali protokol için neden sahte meclisi protesto ediyorsunuz?
Ne diyordunuz düne kadar?
-Bu protokolleri okumadan imzalıyorlar!
CTP geçmişte elektriği AKSA’ya suyu da TC Devlet Su İşleri’ne peşkeş çekerken okumuş muydu protokolleri?
Kısaca hatırlatayım…
Tarihlerden fi!
Fuat Veziroğlu “Ticaret ve Sanayi Bakanı” olarak Türkiye’ye ilk kez gidiyor…
Veziroğlu:
-“Kıbrıs İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Abdullah Tenekeci’yle toplantıya girdik. ‘Bu iş rutin bir şeydir. Her yıl yapılır. Bir şey hazırladık’ deyip imzalamam için önüme bir kağıt koydular”…
Veziroğlu anlatıyor. Önüne protokolü koyduklarında TC sömürge bakanına şöyle der:
-“Bizi protokolü müzakereye çağırdınız, şimdi okumadan imzalamamı istiyorsunuz”…
Peki, pazartesi günü Ankara’nın hazırladığı protokolü sahte meclisin önünde protesto edenler ne diyor bildiride?
-1986’da Turgut Özal ilk ekonomik paketi Kıbrıslı Türklere dayattığında Süleyman Demirel ve Bülent Ecevit bunu eleştirmiş…
Türk derin devletinin “şapka”sı ve “sol” yumruğu olan Demirel ve Ecevit’in muhalefette iken ettiği “KKTC bağımsız bir devlettir” sözü mü tek argümanınız?
CTP ve TDP’nin şikayeti imzalanan protokollerin meclise gelmemesi! Protokollerde tüm yetki TC Cumhurbaşkanı Yardımcısı’nda ve ona bağlı Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü’ndedir diyor. Sizse hâlâ işgali perdelemek için önümüze dikilen sahte meclisin duvarındaki “kukla oyununa bakın” diyorsunuz…
Erdoğan istibdadı ve Türkçü faşizm kırmızı görmüş boğa gibi ne yapacağı kestirilemez halde…
Evlerinin kapıları kırılarak gözaltına alınan Kıbrıslı yurtseverler için sokağa çıkıyoruz, CTP-TDP-sendika bürokratları ise karşı eylem koyuyor…
“İyi” ve “kötü” Kıbrıslı oyunu mu oynuyorsunuz Ankara’yla?
Bu günler geçer, ama bunlar unutulmaz!
(24 Mart 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)