Aziz Şah – 24 Mart, Mart’ın 24’ü…
Türkiye tarihinde bir kırılma olan Savcı Doğan Öz cinayetinin yıldönümü.
24 Mart 1978’de gerçekleşen bu cinayeti bugün özel kılan ise Savcı Öz’ün katili İbrahim Çiftçi’nin MHP’nin 2021 Mart’ında gerçekleşen 13. Olağan Büyük Kurultay’ında MYK’ya girmiş olması.
Doğan Öz cinayetinin kökü Kıbrıs’ta 1958’de Fazıl Önder’in öldürülmesine kadar uzanır, dalları ise 1996’da Kutlu Adalı cinayetine erişir…
Bugün Türkiye’nin alt yönetimi olan bu topraklarda hayal dünyasında yaşayanlar açsın gözünü!
TC’nin işgal ettiği topraklarda “bağımsız KKTC” ve “irade halkındır” gibi saçmalamalar bize çok ağır bedeller ödetecek…
Ya “KKTC” diye diye vilayetleşmeyi kabulleneceksiniz, ya da Kıbrıs Cumhuriyeti devletindeki haklarımız için bir mücadele verilecek…
22 Ocak 2018’de AKP-MHP İslamcı-Türkçü Kızılelma koalisyonunun gerçekleştirdiği linç bir provaydı…
Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik linçten gazeteci Levent Gültekin’e yönelik linçe yeni bir evreye girdi Türkiye ve dolayısıyla işgali altında tuttuğu Kıbrıs’ın kuzeyi.
Bu “yeni evre” MHP’nin son kurultayında MYK’ya seçilen isimlere bakınca net olarak görülüyor:
-Türkiye İşçi Partisi üyesi 7 devrimcinin katili…
-Savcı Doğan Öz’ün katili…
-Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Başkanı Kemal Türkler cinayetine karışanlar ve daha niceleri…
1980 askeri darbesinin koşullarını hazırlayan faşist Ülkü Ocakları’na mensup paramiliterler, yani kontrgerilla bugün Türkiye’nin hükümet ortağıdır.
AKP’nin Türkiye’ye yaptığı en büyük kötülük ve NATO’ya yaptığı en büyük iyilik belki de Ergenekon, Balyoz gibi davalarla “derin devlet”i yargılıyorum algısı yaratarak kontrgerillanın cinayet şebekesini aklaması oldu.
Bugün Savcı Öz’ün, 7 TİP’li devrimcinin ve sendikacı Türkler’in katilleri Türkiye’yi idare edecek. Emri verenler zaten baştaydı, ancak artık tetiği çekenler baş oldu…
Savcı Öz 1968’de Konya’da görevdeyken “Mücadele Birliği” adlı örgütün üzerine gittiği için Komünizmle Mücadele ve Milli Mücadele Derneği “Doğan Öz’ü istemeyiz” diye yürüyüş yapmıştı…
Fethullah Gülen’in de içinde yer aldığı Amerikancı “Komünizmle Mücadele Derneği”nden bahsediyoruz. 6. Filo İstanbul’a demirlediğinde “Kahrolsun emperyalizm” diye protesto eden gençlere karşı “Kanlı Pazar”ı örgütleyenlerden bahsediyoruz…
Öldürüldüğü 1978’de ise kontrgerilla raporu hazırlamaktaydı.
Kontrgerilla (Gladyo) için şöyle diyordu:
“Şiddet olayları, anarşik eylemler olarak nitelendirilebilecek kadar basit değildir. Amaç, demokrasi umudunu yok etmek; onun yerine faşist düzeni gündeme getirmek ve bütün unsurlarıyla yürürlüğe koymaktır. Böylece ABD ve çokuluslu ortaklıklar, Ortadoğu sorununu büyük ölçüde çözmek amacını gütmektedirler. Bize göre bu sonuca ulaşmada CIA, kontrgerilla gibi gizli örgütlerin yönlendirmesi vardır. Bu örgütler, devlet aygıtını geniş ölçüde kendi amaçlarına uygun şekle dönüştürerek demokrasi düşmanı akımları iktidar yapmayı öngörmüşlerdir.”
Öldürülmeden önce TBMM’de MHP milletvekili İhsan Kabadayı tarafından hedef gösterildi çünkü ülkücülerin öldürdüğü bir devrimci öğrencinin cinayetini soruşturuyordu…
Levent Özyürek’in öldürülmesi üzerine ülkücü komandoların karargâhı olan Site Öğrenci Yurdu’nda polisin gerçekleştirdiği aramayı beğenmeyen Savcı Öz kendisi bizzat yurdu arayıp bir tabanca ve bıçak buldu…
Bu cinayet silsilesinde Kıbrıslı Profesör Cavit Orhan Tütengil de öldürüldü ve ülkücülerin öldürdüğü 6 Kıbrıslı gencin tabutları uçakla adaya geldi…
Savcı Öz yumağın ucundan tuttu, elini kestiler. Tam olarak o yumağın ortasındayız bugün…
(25 Mart 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)