Aziz Şah – “Elveda Rumeli” dizisi vardı bir zamanlar, Osmanlı’nın Balkanlar’daki son günlerini anlatan. Popüler kültür incelemeleri üzerine bir kitapta okumuştum, dizinin bir izleyicisi şöyle bir talepte bulunmuş: “Tamam, Balkanlar’ı kaybetmiş olabiliriz. Ama hiç olmazsa bu dizide kaybetmeyelim.”
Türkiye’de yönetici akıl böyle bakıyor dünyaya…
Erdoğan’ın konuşmaları dizi senaryoları gibi gerçeklikten kopmuş, taraftarları dizi izleyicileri gibi…
“Kurtlar Vadisi” ile bir nesil yarattılar. Yanki’nin James Bond’u varsa Hasta Adam’ın Polat Alemdar’ı var.
Ardı arkası kesilmedi dizilerle yeni nesil yaratma projesinin: Sakarya Fırat, Diriliş Ertuğrul, Savaşçı, Muhteşem Yüzyıl, Payitaht Abdülhamid, Kuruluş Osman, Uyanış Büyük Selçuklu, hatta “Kızıl Elma” isimli bile dizi yaptılar. Bütün bu dizilerin melezi bir senaryonun içinde yaşıyoruz sanki…
Ortaya karışık bir kahramanlık destanı…
AKP iktidarı 20 senedir siyasi ajandasını televizyon dizileri ile şenlendirdi. “Sakarya Fırat” dizisini yaptı Kürtlerle savaşın en yoğun olduğu sıralarda. “Barış Süreci” başladığında diziyi yayından kaldırdı. “Kızıl Elma” ve “Savaşçı” gibi dizilerle kitleleri Suriye savaşına hazırladı. Bunların hepsinde de bir kahraman (Rambo) vardı…
“Rambo”culuğa “bir adam dünyaya bedeldir” ideolojisi diyebiliriz.
AKP-MHP’nin İslamcı-Türkçü Kızıl Elma koalisyonunun Kıbrıs’a dair planlarının bir izdüşümüdür bu “Bir zamanlar Kıbrıs” dizisi de. 20 senelik AKP iktidarının yarattığı “hareket yasaları”ndan hiçbir şey öğrenmeyenler kültür endüstrisini küçümseyebilir…
“Elveda Rumeli”de toprak kaybını anlattılar…
İzleyici, “Tamam, Balkanlar’ı kaybetmiş olabiliriz. Ama hiç olmazsa bu dizide kaybetmeyelim” dedi…
O gün bugündür habire toprak kazanıyorlar, ama dizilerde. Bu AKP’nin kitle konsolidasyon metodudur. 2010 yılından bu yana iflas eden dış politikasını dizilerde kazanılan zaferlerle taçlandırdı. Mantık aramayın bu durumda. İslamcı bir iktidarın akıl dehlizlerinden fışkırıyor bu fikirler…
“Bir zamanlar Kıbrıs” dizisinde ise AKP 20 senedir yıldan yıla yoğunlaşan siyasetini devreye koydu: Kimliksizleştirme, hiçleştirme ve tarihsizleştirme…
Dizideki tarih çarpıtması ve folklorik tuhaflıklar bilinçlidir. Kimliksizleştirme siyasetinin ta kendisidir…
Nikos Sampson’a mücahitlerin aşağılatılması, kurtarıcı bekleyerek ağlayan Denktaş ve ortalarda olmayan mücahitler hiçleştirme siyasetidir…
Kıbrıs’ta toplumsal çatışmaların nedenlerini ve Türk-Yunan kontrgerillasının suçlarını göstermelerini zaten beklemiyorduk. Ama Bereketçilerden silah üreten öğretmenlere kadar hayatta kalmak için mücadele edenleri tarihten silmeleri toplumumuzu tarihsizleştirmedir.
Türkçe konuşan Kıbrıslıları Türkleştirme ve Müslümanlaştırma politikaları ezelden beridir vardı. AKP bu politikaları imhâ düzeyinde sürdürüyor.
1963 fasaryaları başladığında Ada’da 1959 İttifak Anlaşması sonucunda kurulmuş olan 650 asker mevcutlu Kıbrıs Türk Kuvvetleri Alayı vardı. Çatışmalar başladığında hiçbir müdahalede bulunmadı Türk askeri…
1963’te 650 Türk askerinin yapmadığı müdahaleyi Ankara’dan helikopterle gelen 1 Rambo tek başına yapıyor.
İşte bu Kıbrıs Türkünü, Kıbrıslı Türkleri, Kıbrıslıtürkleri ve Türkçe konuşan Kıbrıslıları kimliksizleştirme, hiçleştirme ve tarihsizleştirmedir!
Sağ düşünce “tarih”i kahramanların yaptığına inanır, sol ise kitlelerin yaptığını gösterir. Sağ bireyi kutsar, sol kolektif eylemi.
Doğru ya da yanlış ne yapmış olursa olsun Kıbrıs Türk toplumu kendi başına yaptı ne yaptıysa. Ankara’dan Rambo gelmedi…
Ankara’dan gelen kontrgerilla komutanları camiler yaktı ve elçilik bombaladı. Kıbrıs Türk toplumu ise bedel ödedi.
Hollywood’un “Rambo” filminden bir sahne ile bitirelim:
Albay Trautman ve Rambo yaklaşan düşman ordusuna bakarak:
Trautman: Ne yapıyoruz?
Rambo: Etraflarını çeviremeyeceğimiz kesin.
(3 Nisan 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)