Utanıyorsanız ya yakın, ya iade edin

Şener Levent – 97 bin Kıbrıslıtürkün Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği varmış…

Bu 97 bin kişi arasında Ersin Tatar da var…

Hepimizden önce almış üstelik…

Hepimizden önce sıraya girmiş…

2000 yılı Haziran’ında…

O zaman kapılar kapalıydı daha…

Bu pasaportu almak isteyenler güneydeki dostlarının yardımı ile alabiliyordu ancak…

Bir kıyak da Tatar’a yapmışlar işte…

Tatar kadar şanslı değildik biz…

Onun güneyden Kıbrıs pasaportu aldığı tam da o sıralarda Kuzeyde biz Rum casusu diye suçlanıyorduk…

Casus diye general tarafından tutuklanmıştık…

Rum tarafı ile ilişkilerimiz didik didik araştırılıyordu…

Pile’de Kıbrıslırum ve Yunanlı gazetecilerle buluşmamız bile gizlice videoya çekilmişti…

Kıbrıs Gazeteciler Birliği Başkanı Andreas Kannauros ve sevgili dostumuz İbrahim Aziz ile ilişkilerimiz hakkında sorular soruyordu bize karakoldaki sorgucu…

Kıbrıslı değil…

Türkiyeli sorgucu…

Bir yüzbaşı!

Meğer tüm bunlar olup biterken Ersin Tatar da arka kapıdan Kıbrıs pasaportu alıyordu…

“Rumcu” demiyordu ancak kimse ona…

Bize diyordu…

***

Anastasiadis açıkladı…

97 bin Kıbrıslıtürkün Kıbrıs Cumhuriyeti kimliği varmış…

Bu 97 bin kişi arasında Ersan Saner de var…

Tatar gibi hepimizden önce almış o da…

Ve yine kapılar henüz kapalıyken…

Nasıl mı aldı?

Anlatayım…

Bir grup Kıbrıslırum sendikacı davetli olarak güneyden kuzeye geçti o sıralarda…

Öğretmenlerimizin davetlisiydiler…

Gezmişler görmüşler işgal bölgesini…

Ve Mağusa’ya da gitmek istemişler…

Şener Elcil ile arkadaşları götürmüşler onları…

Mağusa’ya gelince sormuşlar:

-Birini arıyoruz, bulabilir miyiz acaba?

-Kimi?

-Ersan Saner ile eşini…

-Ne yapacaksınız?

-Pasaportlarını getirdik, onlara vereceğiz…

Arayıp bulmuşlar Ersan Saner’i ve pasaportları takdim etmişler onlara…

Ersan Bey o sıralarda eşi ile Amerika’ya gitmeye hazırlanıyormuş…

Ve Kıbrıs pasaportuna da çok ihtiyaçları varmış…

***

Tabii ki Kıbrıs pasaportu aldılar diye kınamıyorum kimseyi…

Tam tersine kutluyorum…

Sonuçta onlar da Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı…

Ama şu işe bakın şimdi…

Kendilerine “vatandaşlarım” diyen Anastasiadis’e kızıyorlar…

Kızmak da ne…

Bir kaşık suda sanki boğacaklar onu…

Kuyunun başında görseler kuyuya itecekler…

Madem “vatandaş” sözüne bile bu kadar içerlediler, gitsinler teslim etsinler hemen Kıbrıs kimliklerini…

İşte buradan çağrı yapıyorum onlara…

İade edin…

Biz yalnız egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşıyız deyin…

Osmanlı torunu ve Türkoğlu Türk olduğunuzu ispat edin…

***

Anastasiadis bir soru sordu Tatar’a…

Dedi ki:

“Kıbrıs Cumhuriyeti kimliğine sahip 97 bin Kıbrıslıtürk bundan utanmalı mıdır?”

Cevap ver Ersin…

Sen utanıyor musun?

Sen de cevap ver Ersan…

Utanıyor musun?

Utanıyorsanız yakın öyleyse…

Sarayönü’nde yakın!

Şan olsun millete!

Alkışlasın!

Türkoğlu Türk görsün herkesin gözü!

***

Bakın bir de ne haber var…

AKEL federasyon için ortak inisiyatif alacakmış…

Bunun için Kıbrıslıtürk partilerle görüşecekmiş.

Görüşsün tabii…

Ama neden Cenevre’de değil de şimdi aklına geldi bu?

E orada ortak bir basın toplantısı yapamazlar mıydı?

Dünyaya sesimizi duyurmak için Cenevre en uygun yer değil mi?

O halde ne?

Geçerlerdi hep birlikte kameraların karşısına…

Ve ilan ederlerdi dünyaya…

-İki devlete hayır… Tek yol federasyon, derlerdi…

Kaçtı bu fırsat da…

Şu Kıbrıslılarda akıl yok derler de inanmazdım…

Yine inanmam…

Akıl var…

İrade yok…

Aptallık var…

Yiğitlik yok!

(5 Mayıs 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author