Aziz Şah – Bir Kıbrıslı olarak TC Devleti’nin “milli davalar”ının çetelesini tutmak görevim…
En nihayetinde tek değişmez “milli dava” ile hayatı esir alınmış bir halktır Kıbrıslılar…
Diğer “milli davalar” gelir geçer, Kıbrıslının esareti “yavru vatan” diye “ensest”leştirilir…
Türk şovenizmi bize “yavru” demekten, biz de ayrı bir ülke olduğumuzu söylemekten, “Ülkedir be burası ülke, ne sizin yavru vatanınız ne arka bahçeniz, ülke!” demekten usanmayız…
Bir zamanlar Türkçü faşizmin Musul ve Kerkük ağzından hiç düşmezdi. Kıbrıs’ta uygulanan özel harp yöntemleri ile oradaki yerli halka TMT gibi bir kontrgerilla teşkilatı kurdurarak Türkiye’ye bağlamayı planlıyorlardı. Kıbrıs’ın “milli dava” olmasından önceydi bu. Unuttular!
Kıbrıs’tan sonra tekrar hatırladılar, sonra gene unuttular, Irak’ın işgalinden sonra “fırsat bu fırsat” diye tekrar hatırladılar. Ama olmadı, çünkü emperyalizmin müsaade etmediği “milli dava” hep masal olarak kalır!
Hâlâ anlamadıkları şudur: Sonrasında Türkiye’ye ambargo uygulamış olsa da 1974’teki darbe ve istila bir ABD planıydı. “Emperyalizme karşı Kıbrıs’ın yarısını aldık” diyen Türkiye’ye ne kadar toprağı işgal edebileceğini Kissinger söyledi.
Madalyonun diğer yüzüne bakmadığı için Türk milliyetçileri hep kör baktılar Kıbrıs’a: TC’nin topraklarının yarısını işgal ettiği Kıbrıs Cumhuriyeti’ne 33 yıl silah ambargosu uyguladı ABD! Eylül 2020’de “Rus gemilerinin Kıbrıs limanlarına demirlemesinin yasaklanması” şartı ile ambargoyu kaldırma teklifi yaptığında Washington, TC Dışişleri ve buradaki amigoları ortalığı kaldırdı! Rumlara “oyuncaklar” satma şartı ile Kıbrıs’ın Rusya ile tarihsel bağlarını koparmaktı tek gailesi ABD’nin. Kendini “mühim” zannedenler zannetmesin: Kıbrıs-Türkiye-Yunanistan ABD’nin Rusya ve Çin’e karşı stratejisinde sadece dekordur. Sizin milliyetçiliğiniz sadece ABD’ye patika olur…
Türkiye Turgut Özal’dan itibaren çok “milli dava” icat etti. “Adriyatik’ten Çin seddine Türk birliği” sloganı bile ABD’nin Rusya ve Çin’e karşı kuşatma stratejisinin parçasıydı.
Şovenizm zehrinden kurtulup bakamadığı için Türk aydını durduğu yerde çoğalan “milli davalar”ın anlamını kavrayamadı…
Ne zaman “Hooop, milli dava” dense hizaya geçtiler!
Net olalım: İcat edilen her “milli dava” –“Mavi Vatan” dahil- emperyalizmin doğalgaz ve petrol boru hatlarının güvenliği için Türkiye’nin bekçi ve aracı kılınmasıdır. Bu boru hatları günün sonunda Türkiye’den geçerken bu işten bir pay alınacak. Ancak o raddeye gelene kadar bu “milli davalar” için ödenen bedeller ile bir Türkiye daha kurulurdu!
NATO zirvesinde masaya konan Afganistan konusu da budur…
Öncelikle Afganistan herşeyin başladığı yerdir. Yeni Dünya Düzeni’nin başladığı yerdir. ABD emperyalizminin Rusya’yı kuşatmaya başladığı yerdir. Kan davasının başladığı yerdir. Boru hatlarının düğümlendiği yerdir!
Unutulmuş “milli davalar” da var: Mesela bir dönemin Ermenistan ve Kuzey Irak (Kürt) açılımları. Ermeni açılımı ile Kafkas, Kürt açılımı ile Kuzey Irak petrolleri üzerinde hegemonya kurulması planlandı… Suriye nasıl “milli dava” oldu? ABD’nin Nabucco boru hattı projesi Kafkas ve Ortadoğu gazını Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşıyacaktı. Esad “Rusya’ya ihanet etmem” diyerek posta koydu. Sonra da Emevi Camii’nde namaz kılmaya karar verdi Erdoğan…
Dediğim gibi her “milli dava” petrol ve doğalgaz boru hatları içindir!
(16 Haziran 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)