Aziz Şah – Bazı gerçekleri tek başımıza yazarız. Çünkü gerçeği kaç kişinin dillendirdiği değil tarih karşısında sınanması gerçek yapar. Yeni belgeler çıkar sizi doğrular, yeni tanıklar çıkar sizi doğrular. Yeter ki işin kolayına kaçmadan gerçekte ısrar edin…
Örneğin “Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı”nın Özel Harp Dairesi olduğunu bir avuç yurtsever Kıbrıslı söyledi bugüne kadar: “SS” dedi.
Kutlu Adalı cinayetine adı karışınca dönemin Özel Harp Dairesi “Sivil Savunma” başkanı Orgeneral Galip Mendi Veryansın TV’ye yaptığı açıklamalarda bir avuç Kıbrıslı sosyalistin yıllardır söylediğini doğruladı:
-“Sivil Savunma Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamı gibidir”…
Liberal, KKTC milliyetçisi, işbirlikçi sahte solun yaptığı gibi kolayına kaçarak topluma yalan söylemeyi tercih edebilirlerdi. Ancak ısrarla gerçekleri söyleyen bizden önceki Kıbrıslılar olmasaydı, biz de bilmeyecektik bu gerçekleri. Onlar ısrar etti, biz onların ısrarını devraldık. Hafıza kuşaktan kuşağa taşınır…
Yoksa “anayasada yazmıyor” diye işin kolayına kaçmak kolay!
Kıbrıs’ın kuzeyinde işgal rejimi var. Askeri bir rejimle yönetiliriz. Bu rejimin geleneksel kurumları ve kurulları var. TC’de “başkanlık sistemi”ne geçildikten sonra eski geleneksel yapılara yeni bürokrasinin kurulları da eklendi, Fuat Oktay’ın “Kıbrıs İşleri Koordinatörlüğü” gibi…
Türkiye’deki Milli Güvenlik Kurulu’nun Kıbrıs’taki karşılığı Üst Koordinasyon Kurulu’dur. Kurulda TC Elçisi ile GKK ve KTBK Komutanları yer alır. Görüşülecek konuya göre de toplantılara sözde KKTC devletçiğinin “bakanları” ve bürokratları çağrılır, talimatları verilir. Masanın kenarında da “KKTC Cumhurbaşkanı” oturur.
“Üst Koordinasyon Kurulu” 2000’lerin başında Bu Memleket Bizim Platformu’nun bildirilerine, “Avrupa”nın manşetlerine konu oluyordu. Ancak 2020’de Ersin Tatar Silihtar’a kayyum atanınca “Kıbrıs Türk solu” Üst Koordinasyon Kurulu’nun “Anayasa”da olmadığını keşfetti! Halbûki Özker Özgür’ün meşhur “Yanılmayı çok isterdim” kitabında da konu edilir askeri rejimin bu organı.
Gelelim güncele: “Yenibakış” gazetesi 15 Haziran 2021 tarihli manşetinde Üst Koordinasyon Kurulu’nun 16 Mart 2015 tarihli toplantısında, Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili St. Barnabas Manastırı ve civarında aldığı ihbarı değerlendirmek için Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Başkanlığı’nda sözde KKTC “Cumhurbaşkanlığı”, “Dışişleri Bakanlığı” ile “Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü”nden oluşan bir komitenin kurulması kararı aldığına dair bir belge yayınladı.
Üst Koordinasyon Kurulu’nun 16 Mart 2015 tarihli kararı, “Eroğlu araştırmanın sonucunda öğrenmiş olduğu bilgileri kamuoyundan sakladı. Derviş Eroğlu’nun Kutlu Adalı cinayeti ile ilgili tüm bilgileri bildiği ve konuyu örtbas ettiği iddia ediliyor” şeklinde verildi.
Oysa yayınlanan belgenin üzerinde kabak gibi “konu” bölümünde “Üst Koordinasyon Kurulu Kararı” yazar. Bu askeri rejimde kararı TC Elçisi ile iki General alır çünkü! Bu belge de aynı Özel Harp Dairesi Başkanı Galip Mendi’nin itirafı gibi bir delildir.
“KKTC Meclisi”nde kurulan “Kutlu Adalı cinayeti araştırma komitesi”nin hiçbir yetkisi yoktur Üst Koordinasyon Kurulu karar almadıktan sonra! Ersin Tatar, Üst Koordinasyon Kurulu’nu ilk topladığında “Anayasada böyle bir kurul yok, Tatar uydurdu” diyenler ise kafasını kuma gömmeye devam etsin!
(3 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)