Aziz Şah – Çok uzun zamandır Tatar dışında kimse Mavi Vatan ve Doğu Akdeniz demiyor…
Tatar da eskisi kadar demiyor. Ama papağan gibi ezberlediği için arada bir tekrar ediyor…
Biz en başından itibaren bu “Mavi Vatan” işinin bir dolandırıcılık olduğunu yazıp durduk.
“Mavi Vatan” ideolojisini yaratan Kemalist Amiralleri siyasi olarak kullanmak için ve yandaş şirketlere rant alanı açmak için sahiplendi İslamcılar bu işi…
Gemiler yüzdü, Tatar coştu, amigoluk yaptı…
Ama şu “gemilerin yüzme”si yok mu? Çok kârlı!
Gemiler milyon dolarlarla alınıp “milli”leştirildi ama işletmeleri özel ve yabancı şirketlerde kaldı. Gemilerde herşey “hizmet alımı” adı altında dışarıdan. Yani Türkiye’nin kendi devlet çalışanları çıktı da Akdeniz’i karış karış araştırıyor diye bir şey yok…
Ha “kamu-özel ortaklığı”nda köprü işletiyorsun ha “Mavi Vatan”da gemi: İkisi de işletme!
Bütün gemilerin Doğu Akdeniz’den çekildiği 2020 Ekim’inde bir skandal patlak verdi: Oruç Reis Gemisi’nin eğitim ihalesini, yumurta ve tavuk pazarlaması yapan bir şirket 1 milyon 299 bin Dolar bedel ile kazandı. Sonra gittiler baktılar şirketin adresine, adreste bir aile oturuyor…
Bu geçen senenin skandalı. Yeni skandal var “Mavi Vatan”da…
Cumhuriyet’in haberine göre Oruç Reis Gemisi işletme ihalesini 4.8 milyon Dolar’a Binali Yıldırım’ın arkadaşı Salih Zeki Çakır’ın Oras Denizcilik Şirketi aldı.
Buna özelleştirilmiş “milli dava” diyoruz: Oruç Reis gemisinde herşey “hizmet alımı” ile dışardan! Sismik operasyon ve işbaşı eğitimleri, takip gemisi, koruma gemisi hep özel sektör tarafından işletiliyor.
Bana sorarsanız işletilen gemi değil, “milli dava” diye milleti işletiyorlar.
Hatırlatayım: 2019’da edindiğim bilgilere göre, Yavuz ve Fatih gemilerinin günlük masrafları 1 buçuk milyon Euro’ydu; Amerikan ve Hırvat şirketlerinden hizmet alımı yapılıyordu.
“Platform destek gemileri” vardır. Bu tür gemiler Türkiye tersanelerinde inşa edilmesine rağmen ilk üç destek gemisi Norveç Siem Offshore firmasından yüksek fiyatla alındı ve işletmesini de Norveçliler yapıyor…
Eylül 2020’de edindiğim bilgiler: Sismik araştırma gemisi Barbaros Hayrettin Paşa 130 milyon Dolar’a satın alındı. Personel ödemeleri hariç Türkiye’ye maliyeti 350 milyon Dolar’ı geçmişti. Gemi devlet malı, işletmecisi yıllık yaklaşık 7 milyon Dolar alıyor ve sismik alım hizmeti yıllık 20 milyon Dolar…
Kanuni Sultan Süleyman gemisi 37,5 milyon Dolar’a alındı. Onarımını yaklaşık 200 milyon Dolar’a bir Hırvat şirket yaptı. Fatih gemisinin kaptanı da Hırvat…
Gemilerin işletmesinde İskoç ve Hırvatlar vardı; gemi işletmesini AKP’lilerin devralması güzel. Mavi Vatan millileşiyor demek ki!
İki senedir bu tarz skandallar patladıkça yazarım. Türkiye’de muhalefetin bu konulara girdiğine hiç tanık olmadım…
“Mavi Vatan” deyin, sabaha kadar konuşsunlar! Ama “milli dava” diye milletin söğüşlenmesine ses etmezler…
Onlara “Suriyeli mülteciler” diyeceksiniz, şaha kalksınlar!
Onlara “Rumlar Akdeniz’de haklarımızı gasp etti” diyeceksiniz, kılıç kuşansınlar!
Onlara “Yavruvatan, KKTC, Maraş” diyeceksiniz, kalan akıllarını da yitirsinler!
Onlara “Uluslararası Hukuk” diyeceksiniz, attan düşsünler!
Muhalefeti “milli dava”mız “Mavi Vatan” diye hizaya çekip gemileri hizmet alımı ile yüzen yolsuzluk makinelerine çevirdiler.
Şu ara CHP ve İYİ partiler Kıbrıs hakkında çok atıp tutuyor. “Milli dava” dediler, kalan aklınızı da aldılar…
(26 Temmuz 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)