Aziz Şah – Sevgili Kostas,
Bu sana yazdığım ikinci mektup. İlk mektubu tam üç sene önce, gene Ağustos’un sıcak bir gününde (6 Ağustos 2018) yazmıştım…
“Kuzeye geçtiğimde kendimi %100 güvende hissediyorum” demiştin Yenidüzen’de çıkan röportajında (5 Ağustos)…
22 Ocak 2018 linçinden 6 ay sonra linççilerin hepsi “iyi hâl”den serbest bırakılmış, Ankara’nın en tepesindekiler linççilerle kol kola fotoğraf çekiniyor, linççileri hapse atan Kıdemli Yargıç “diyet” olarak istifa etmiş, 22 Ocak’ta hayatımızı kurtaran Polis Komutanı kumpas kurularak görevden uzaklaştırılmış…
22 Ocak’tan tam 6 ay sonra…
Geldin sevgili Kostas, Kıbrıs’ın işgal topraklarına…
“Kuzeye geçtiğimde kendimi %100 güvende hissediyorum” dedin!
Sevgili Kostas,
Politis’te güçlü kaleminle Erdoğan’a sitem ederek yazdığın yazını okudum. Çağdaş Polili’nin emeğine sağlık, tercüme etmiş, Yenidüzen’de yayınlanmış.
Erdoğan’ın Varosha’ya dokunması zülfüyare dokunması gibi değil mi sevgili Kostas?
Üç sene önce gördüğünüz tozpembe fotoğraf çamura mı düştü?
Sana söylemiyorum sevgili Kostas, bütün Rumca konuşan Kıbrıslılara söylüyorum!
Türkiye siyasetini okuyamıyorsunuz, Ortadoğu’yu hiç anlamıyorsunuz, emperyalizmle de müzakere edebileceğinizi zannediyorsunuz.
Üç sene önceki Türkiye ile bugünkü Türkiye arasında hiçbir fark yok sevgili Kostas!
Sadece Erdoğan açık yaramız Varosha’ya dokunduğu için canımız yandı, bakış açını değiştirdin…
Üç sene önce Erdoğan bizi İslamcı ve Türkçü yerleşik paramiliterlere Lefkoşa’da linç ettirdi, senin “Kendimi %100 güvende hissediyorum” dediğin yerde…
Üç sene sonra bugün sen Erdoğan’ı eleştiriyorsun ya Maraş’a dokunduğu için; Türkiye’de istibdada karşı hürriyeti savunduğu için İstanbul’da gazeteci Levent Gültekin’e, Berlin’de gazeteci Erk Acarer’e ve Britanya’da sürgün yazar Gökhan Yavuzel’e saldırdılar…
Son olarak dün benim sana bu satırları yazmamdan hemen önce sevgili Kostas, Erdoğan istibdadına karşı olduğu için Avrupa Şampiyonu boksör Ünsal Arık Almanya’da saldırıya uğradı. Türk Devleti’nin arkasında Almanya var işte, bak gör Kostas…
Diyorum işte, anlamıyorsunuz bölgesel politikadan da emperyalizmin nasıl çalıştığından da! Rum liderliğinin destek beklediği Almanya’da Erdoğan karşıtlarını Türk kontrgerillası tek tek avlıyor…
Sevgili Kostas,
Herkesin bir zülfüyari var!
Üç sene önce Türkiye’nin buradaki işgal rejimine “güvenli” diyordun, şimdi ise Varosha’da Klasik Helenistik Mimari örneği olan binaların üzerindeki Rumca yazıların neden silindiğini düşünüyorsun…
Biz ne diyelim?
İşgalden sonra bize soyadı bile verdiler…
“Bay Erdoğan, (…) bayraklar boşa, işlemeli isimleri silmek üzere kullanılan boya boşa, her şey boşu boşuna. (…) Zira yarım asır sonra dışarıya çıkarıp atılanlar arasında bir gazete, sol ideolojinin yayın organı ‘Haravgi’ gazetesi de vardı. (…) İşte. ‘Kıbrıs’ın kurtuluşu için birlik ve beraberlik’ yazıyor manşette. O yaz yaklaşmakta olan fenalığın kokusu çıkmıştı. Bu sebeple manşete bir dileği çekmişlerdi. Kurtuluşa gelince… Vebali size yolu açanların boynuna…”
Varosha’daki çöpteki 1974 yılına ait Haravgi’de dendiği gibi “Kıbrıs’ın kurtuluşu için birlik ve beraberlik” sevgili Kostas…
Senin dediğin gibi, “Bir yazıt ne kadar acıtacak, artık ne kadar acıtacak Bay Erdoğan?”…
İşgalden 47 sene sonra Rumca bir okul ismini değiştirmek size hangi zaferi kazandırdı, Bay Erdoğan?
Hasretle kucaklarım, sevgili Kostas.
(10 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)