Irkçı mezhepçi Covid-19 kampları

Aziz Şah – Covid-19 mu daha tehlikeli, ırkçı mezhepçilik mi?

Vakaların patladığı Türkiye’ye çocukları yolladılar AKP-MHP’nin ırkçı mezhepçi yaz kamplarında eğitilsinler diye…

Kırşehir ve Kastamonu’daki kamplara gönderilen çocuklar Korona olmuş, dönemiyorlar bu yüzden Kıbrıs’a, aileleri endişeliymiş…

Aileleri çok geç kaldı endişelenmekte…

Covid-19’dan değil, çocuklarını emanet ettikleri ırkçı mezhepçi gericilerden korksunlar. 20 senede neler etti Türkiye’nin çocuklarına onlar?

İstismarın her türlüsünü gördü Türkiye’nin çocuğu, genci, kadını!

Tatile diye ırkçı mezhepçilere emanet ediyorsanız çocuklarınızı, Covid-19’dan değil çocuklarınızı emanet ettiğiniz tarikat zihniyetinden korkun!

Sendika!

Sen de kapat dükkânı…

Engelleyemiyorsanız bu istismar kamplarını, engellemek için hiçbir çaba harcamıyorsanız, tek bir eyleminizi bile görmüyorsak bu ırkçı mezhepçi ideolojik istismar kamplarına karşı, kapatın öğretmen sendikalarını!

Ailelerle konuşup durumu anlatamıyorsanız, kamplara refakatçi giden öğretmenlere bile sözünüz geçmiyorsa, bir de çocuklar Türkiye’de Korona oluyorsa, vay halinize!

Çocuklarımıza Çanakkale kamplarında “Gırtlağınızı keseriz” dedikleriyle kaldı, AKP-MHP’nin ideolojik mezhepçi ırkçı kampları devam etti. Salgın bile engel olamadı bu yamyamlığa…

O kadar açlar ki çocukların geleceğini karartmaya, beyinlerini çıkarıp yemek için ideolojik kamp düzenliyorlar, buna da topyekün karşı çıkacak bir odak yok memlekette…

Suya yazar gibi yazıyoruz sadece!

Kudret Özersay kamplara karşı çıkmadığını söyleyerek, lafı evire çevire geveleyerek “KKTC Eğitim Bakanı”na şöyle demişti:

“Çanakkale kampı yerine eğitim açığını giderecek bir eğitim kampı düşünüyor musunuz? Okul dışındaki eğitim faaliyetleri de Eğitim Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Bu kamp da bir eğitim faaliyetidir, zaten o nedenle de duyurusunu siz çıktınız. Bu noktada eğitime dair mevzuat ve anayasa çerçevesinde laik eğitim sistemine uygun bir eğitim vermek, denetlemek, tedbir almak bakanlığınızın sorumluluğundadır. Geçmişte Çanakkale’de düzenlenen kamplarla ilgili bazı sıkıntılar yaşandı, tartışmalara neden oldu. Bu kampta uygulanacak eğitimin içeriğinden bakanlığınız haberdar mı? İçerik belirlenmesinde sizin bir rolünüz, katkınız oldu mu? Türkiye Cumhuriyeti’nde basında bazı tartışmalar oldu bu kamplara ilişkin. Kuran kursu gibi bazı başlıkların da dahil edildiği, namaz vakitlerinde çocukların uyandırıldığı gibi iddialar yer aldı. Programın size bildirildiği şekilde uygulanıp uygulanmadığını nasıl denetleyeceksiniz?

Gençlerimizin gitmesinde bir sıkıntı yoktur ama bir kamp olacaksa memleketteki eğitime ters düşecek bir duruma mahal vermemek gerekir”… 

Bay Kudret’in lafı eveleye geveleye yaptığı konuşmanın son cümlesi: “Gençlerimizin bu kamplara gitmesinde sıkıntı yoktur”…

Kıbrıs’ta yapılan köy yollarını KKTC denetleyemez, Bay Kudret ise Türkiye’de yapılan ırkçı mezhepçi kampları KKTC Eğitim Bakanlığı denetliyor mu diye soruyor!

Sizin “KKTC”niz kendi müfredatını belirleyemez!

Çocuklarımız Covid-19’dan kurtulur, aşısı da var, çaresi de var. Ama ırkçı mezhepçi virüs bir kere girdi mi kanlarına tekmili birden IŞİD olur, tekmili birden Taliban olur, tekmili birden AKP olur…

İşte Bay Kudret, Bay Cemal, Bay Tufan gibi işbirlikçi siyasetçiler, parmaklarının arkasına saklana saklana ekecek toprak bırakmadılar memlekette!

Filistin’in büyük şairi Mahmud Derviş der ki:

“O arazi talan edilmeseydi

Belki bir zeytin ağacı olabilirdim”…

İşte sizin yaptığınız, o çocukların toprağını talan etmektir. Ki hiçbir zaman zeytin ağacı olamasınlar!

(19 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author