Aziz Şah – Lurucina…
Kıbrıs’ın mozaiği mi desem?
Alparslan Türkeş dirilip “Ne mozaiği ulan!” diyebilir…
Kaçakçıların köyü…
Fırın kebapçılarının köyü…
Yol kesip insan kaçıranların köyü…
Kıbrıs’ta ilk siyasi cinayetin işlendiği köy…
Anadili Rumca olan Türkçülerin köyü…
Türklüğünü ispat etmek için Derviş Ali Kavazoğlu’nu öldürenlerin köyü…
Lurucina…
Gözetleme tepeleri arasında aldığınız her nefesi askerin gördüğü “hudut” köyü…
Herkes bilir Lurucina’da, köyün elektriği kesildi mi büyük “operasyon” olur.
-Yani, kaçakçılık yapmak için bütün köyün elektriğini mi keserler?
Aynen böyle sormuştum şaşkınlıkla, inanamamıştım…
Lurucina’nın tepelerinde de yazar: “Hudut namustur”!
Ama elektrik kesildiğinde “namus” ortadan kalkar…
Türkiye’de gündem CHP ve İYİ Parti’nin yükselttiği “Hudut namustur” sloganı!
Önce “Ülkemde mülteci istemiyorum, sessiz işgale dur de” sloganıyla mültecilere karşı “masum” bir linç kampanyası başlattılar.
“Masum” diyorum, çünkü kendileri öyle zannediyor. Ankara’daki Suriyelilere yönelik linç harekâtından da ders almadılar, bilinçli bir şekilde faşist parolaları yükseltiyorlar.
Alman Neo-Nazilerinin “Türken raus!” dediği gibi “Mülteciler dışarı!” diyorlar…
Türkleri Almanya’ya Alman devleti davet etti, ama Neo-Naziler istemiyor. Suriyelilerin ülkesinin yıkılması için seferber olan TC Devleti, ülkelerini yıkarak Suriyelileri Türkiye’ye davet etti…
Türkiye’nin Lurucina olması burada başlıyor. Yaklaşık 10 senedir Türkiye’nin Suriye sınırında elektrikler kesik!
Lurucina’nın tepelerinde de, TC-Suriye sınırında da “Hudut namustur” yazar. Ancak işin “namus” kısmı sadece Türk tarafı için geçerlidir…
İstediğinde hududu kaldırır, istediğinde indirir!
Türkiye’ye bir ad takıldı uzun süre önce: “Cihatçı otobanı”!
Suriye’ye cihada gitmek isteyenlere hudut yok: Önce cihatçılara kaldırdılar hududu. O cihatçılar gitti, Suriye’yi yaktı yıktı. Sonra yakılan yıkılan yerlerden mülteciler gelmeye başladı.
Bugün de diyorlar ki: Suriyeliler neden Türkiye’ye geldi de diğer komşu ülkelere gitmediler?
Bir yanda El Nusra, El Kaide, IŞİD, ÖSO, tepede İsrail savaş uçakları ve Koalisyon Güçleri, ötede düştü düşecek denilen Kürt güçleri ve onlara saldıran Türkiye ile IŞİD, dağda ve çölde Ezidiler ile Türkiye cihatçı otobanından NATO’nun “eğit-donat okulu” mezunu tekfirci mezhepçiler akıyor Suriye’ye…
Ne çabuk unuttunuz o can pazarını?
Da şimdi utanmadan soruyorsunuz: Suriyelilerin Türkiye’de ne işi var?
Peki, Türkiye’nin hâlâ Suriye’de ne işi var? Ya Kıbrıs’ta? Ya Libya’da? Ya Irak’ta? Kıbrıs’ın, Suriye’nin, Libya’nın ve Irak’ın resmi hükümetleri topraklarımızdan çıkın diyor. Hudut namustur, ha?!
Kıbrıs’ın Lurucina’sında kaçakçılık olacağında nasıl elektrik kesiliyorsa, öyle indirdiniz Türkiye-Suriye sınırındaki elektriğin şalterini…
AKP değil, Türkiye Cumhuriyeti Devleti sorumludur. Önce Suriye’de ateş yaktınız, sonra o ateşe benzin taşıdınız…
CHP’si, İYİ Parti’si, Saadet’i, Deva’sı, Gelecek’i savaş tezkerelerine “evet” dediniz. Türkiye’nin cihatçı otobanı yapılmasına ve NATO’nun “eğit-donat üssü” olmasına itiraz etmediniz. Kiminiz o gün iktidardaydı, bugün muhalefete düştü, ama topunuz birden “Yaşasın savaş!” diye bağırdınız…
Çünkü “hudut”lar genişlemenin önünde engeldi. İslamcısı, Kemalisti, Türkçüsü, liberali birlikte aynı rüyayı gördü ama bugün farklı hikâye anlatıyorlar: Musul-Kerkük, Büyük-Güçlü Türkiye, Yeni Osmanlı… Unuttunuz mu bu attığınız naraları?
Hudut namus ise, ne işi var Suriye’nin kuzeyinde Ankara’dan atanan kaymakamın?
(21 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayonlanmıştır)