Federalist-iki devletçi statükosu

Aziz Şah – Anastasiadis’in toplumumuza yaptığı “Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki haklarınıza sahip çıkın” çağrısı bir federalleşme çağrısıdır: Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi…

Tatar’a cevap verirken iki paragrafa sıkıştırdığı bu çağrının ikinci paragrafında 50 senedir söylenen “Bölgeler” ve “BM kararları” vurgusu yapıyor Anastasiadis…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi önerisi üçüncü kez gündeme geldi…

Evet, ilk kez Anastasiadis yapmıyor bu “Kıbrıs Cumhuriyeti anayasasının restorasyonu” teklifini!

Anastasiadis’in teklifinin tarihselliği “kamuoyu”na yapılmasından ileri geliyor…

Tarihin üç farklı döneminde yapıldı bu öneri: Kıbrıs’ın bölünmesinden 9 sene önce yapıldı ilk kez! İkinci öneri Kıbrıs’ın AB’ye girmesinden önce yapıldı. Üçüncü öneri de, TC’nin ilhakçı politikaları ile federasyon-iki devlet statükosunda toplumumuz mengeneye sıkışmışken ve Rum Liderliği başta Maraş açılımı olmak üzere Türkiye karşısında emperyalizm tarafından yalnız bırakılmışken…

İlk teklifi Sovyetler Birliği, ikinci teklifi Klerides, üçüncü teklifi de Anastasiadis yaptı…

İlk teklif Makarios’a ve destekçisi AKEL’e yapıldı, ikinci teklif Denktaş’a, üçüncüsü de Tatar’a yapılırmış gibi kamuoyuna yapıldı…

İlk teklifin koşulları günümüzden tamamen farklıydı: 1965 yılında Derviş Ali Kavazoğlu’nun öldürülmesinden tam üç ay önce Sovyetler Birliği Dışişleri Bakanı Gromiko yaptı federalleşme çağrısını. Toplumların özgürce karar vermesi ile “Birleşik ve egemen bir Kıbrıs” önerdi: Garantörsüz bir Kıbrıs…

Makarios ve AKEL bu teklifi reddetti. Kavazoğlu da Kıbrıs’ta federal bir devletin kurulmasını “bölücülük” olarak tanımlıyordu, federasyonun “emperyalizmin elinde bir silah olacağı”nı söylüyordu. İşin aslı Kavazoğlu’nun tespiti doğrudur: O gün Sovyetler Birliği’nin yaptığı federalleşme önerisi ile 1974’ten sonra NATO’nun dayattığı federasyon arasında da dağlar kadar fark vardır. İşin acı tarafı, o gün Sovyetler Birliği’nin teklifini düşünmeden reddeden AKEL, 1974’ten sonra o gün reddettiği “Federalleştirilmiş Kıbrıs Cumhuriyeti” ile karşılaştırılamayacak “İki bölgeli iki toplumlu federasyon” dinine geçti.

AKEL komünist parti değildir, hiç olmadı; konjonktür partisidir, her zaman egemen ideolojiye biat etti: 1974’e kadar Enosis konjonktürdü, 1974’ten sonra federasyon!

Tam da Kavazoğlu’nun dediği gibi 1974’ten sonra federasyon emperyalizmin elinde bir silah oldu.

İkinci öneriyi Klerides 2000 yılında Denktaş’a Cenevre’de yaptı.

Klerides 2 Şubat 2000’de şöyle dedi: “Bizim yapmaya çalıştığımız şey, adada yeni bir devlet yaratmak değil, Kıbrıs anayasasında üniter devletten federal devlete geçişe imkan veren düzenlemeler yapmaktır. Denktaş’ın önerileri ise Kıbrıs Cumhuriyeti’nin feshini ve iki devlet yaratılmasını öngörüyor”…

Denktaş bu öneri karşılığında konfederasyon ve KKTC’nin tanınmasını talep etti.

2000 yılında Denktaş’ın KKTC’nin tanınması talebini daha makul bulmuş olacaklar ki “federalist” Mustafa Akıncı ve Mehmet Ali Talat Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi teklifini reddetti.

Talat “Klerides’in açıklaması son derece sakıncalı ve tehlikeli” dedi.  Akıncı ise “Bugünkü Kıbrıs Cumhuriyeti denen varlık, 1963’ten bu yana tam anlamıyla bir Kıbrıs Rum Cumhuriyeti’dir” dedi.

İlk teklifi Enosisçi Makarios ile AKEL reddetti. İkinci teklifi Taksimci Denktaş ile federalist Talat ile Akıncı reddetti. Üçüncü teklifi de AKEL, Ersin Tatar ve CTP reddetti.

Federalist-iki devletçi statükosu diye buna denir işte. O kadar iyi anlaşıyorlar ki…

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin federalleştirilmesi teklifini konuşmayı dahi reddeden federalistlerin derdi “federal Kıbrıs” değildir, Ortak Vatan hiç değildir, yarı sahada top oynamaktır gaileleri!

(30 Ağustos 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author