Aziz Şah – Varan 1: ‘‘KKTC anayasasına göre’’ diyerek Sömürge Rejimi’ne muhalefet ettiğini zannedenler…
Varan 2: UBP kurultayında ‘demokrasi sınavı’ verildi diyerek hem işgal altında hem de UBP’de demokrasi olduğunu zannedenler…
Varan 3: Kontrgerilla tetikçisi Sedat Peker üzerinden yürütülen operasyonla ‘temiz toplum’a ulaşılacağını zannedenler…
Varan 4: TC-KKTC arası ‘eşit’ ilişkilerden bahsedenler…
Varan 5: Zamların nedeni olan Türkiye kapitalizminin krizi hakkında tek kelam etmeden Kıbrıs’ın kuzeyindeki kuklalara kara çelenk götüren sendikalar…
Beşi bir yerde!
Gece gündüz Tatar’ın ve UBP’nin anayasayı deldiğini, meclisi itibarsızlaştırdığını söylemekten usanmadılar!
Hele hele 12 Eylül cuntasının profesörleri tarafından hazırlanmış olan ‘‘anayasayı korumak görevimizdir’’ gibi abuk sabuk cümleler kuruyorlar…
Dünyanın hiçbir yerinde ‘‘anayasayı korumak’’ diye bir görevi yoktur solun. Değil ki iradenin askerde olduğu bir rejimde ‘‘anayasa’’ güzellemesi yapacaksınız…
Burada anayasal bir rejim yoktur!
‘Uluslararası anlaşma’ statüsündeki TC-KKTC protokolleri geçiyor mu meclisten ve anayasa süzgecinden?
Tacan Reynar kıdemli yargıçlıktan istifa ederken ağzından çıkan sözlere kulaklarınızı tıkamasaydınız “Ben daha fazla KKTC sosyal bir hukuk devletidir yalanını söyleyemeyeceğim” cümlesi olsun kalırdı aklınızda…
Bırakın içinde yaşadığımız Askeri Rejimi; kuklası Tatar’a ve UBP’ye muhalefet etmekten acizsiniz, ‘‘KKTC anayasasına göre’’ diyerek mastürbasyon yapıyorsunuz…
-İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Cenevre Konvansiyonu, BM’nin Savaş Suçları ve İnsanlığa Karşı Suçlar Bakımından Kanuni Sınırlamaların Uygulanmayacağına Dair Sözleşmesi, Roma Statüsü, BM’nin Yerli Uluslar Hakları Uluslararası Sözleşmesi, ILO sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi ve daha nicesi…
Hukuk temelli siyaset mi yapmak istiyorsunuz?
Alın size mastürbasyon değil, uluslararası hukuk!
Ama siz illa ki ‘‘KKTC anayasasına göre’’ diyerek siyaset yapacaksanız, bu hukuk değil, gerçekten korkanların son sığınağıdır!
Sizin o çok kutsadığınız ‘‘KKTC anayasası’’na kalsaydık, AİHM içtihatı iç-hukuk olmasaydı, şu an bu yazıyı yazamazdım. Ancak ‘‘AİHM içtihatı’’ yetmiyor işte insan gibi yaşamaya…
AİHM içtihatı çok çok Düşünce, İfade ve Basın Özgürlüğü’nden yargılandığımız bir davada karar aşamasında nefes almamıza müsaade ediyor. O kadar…
Bırakın bizimki gibi sömürge rejimlerini, Batı Avrupa demokrasilerinde ‘‘anayasayı korumak’’ için devletin kendi istihbarat birimleri vardır aydınları, muhalifleri, devrimcileri fişler. Egemenlerin anayasayı korumak için size ihtiyacı yoktur!
Anayasa’da Geçici 10. Madde var. Onu da mı savunacaksınız?
Meclisin itibarından da bahsedip durmayın, kendi itibarınızı düşünün biraz da Baylar!
Yerlerde sürünüyor itibarınız…
Bay Cemal, Bay Kudret, Bay Tufan!
22 Ocak’ta meclisin damında horon teperlerken ne yapmaktaydınız?
22 Ocak’tan sonra hâlâ çıkıp meclisin itibarından bahsedebiliyorsunuz…
KKTC anayasasını savunanlarla UBP kurultayında ‘demokrasi sınavı’ verildiğini iddia edenler aynı yolu yürüyenlerdir, farklı yerlere varamazlar.
KKTC anayasasına göre Tatar ‘tarafsız olmalı’, KKTC anayasasına göre ‘plajlar halkındır’, KKTC anayasasına göre ‘sendikalaşmak haktır’, ancak KKTC birinci, ikinci, üçüncü derece askeri bölgelerden oluşur!
KKTC anayasasını savunanlar 22 Ocak’ta ‘perde aralığı’ndan bakıyordu, UBP kurultayında ‘demokrasi sınavı’ verenler ise 22 Ocak saldırganları ile meclisin önünde kucaklaşıyordu…
‘Adalet’i KKTC anayasasına, ‘temiz toplum’u Sedat Peker’in ifşaatlarına havale ettiniz, TC Merkez Bankası’nın politikalarının sonucu olan zamlar için UBP’yi protesto etmektesiniz…
Protokolsuz gelen 5000 koyun nerede?
(5 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)