Bu Memleket Bizim Platformu’nun cenaze töreni

Aziz Şah – CTP’nin ‘‘Bu memleket bizim, hatırlatalım’’ pankartı ile son kez ‘Bu memleket bizim’ mitingi yapıldı. Burada mesele, bu ‘hatırlatma’nın kime yapıldığıdır…

İşgalciye değil, kendinize hatırlatmaya çalışıyorsunuz bu memleketin ‘bizim’ olduğunu; da ‘biz’ kimiz, ya da daha doğrusu ‘siz’ kimsiniz?

‘Bu memleket bizimdir’ cümlesindeki ‘memleket’ Kıbrıs olduğuna göre, Kıbrıs’ta işgalciler, emperyalistler ve Kıbrıslılar yaşadığına göre; işgalcilere ve emperyalistlere karşı söylenen ‘Bu memleket bizim’ sözünün açık hali ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ şeklindedir.

Ancak ‘Bu Memleket Bizim Platformu’ Kıbrıslı olduğundan emin olamadığı için ‘Bu memleket Kıbrıslılarındır’ diyemiyor.

Eğer ‘bu memleket’ derken işgal rejiminin perdesi KKTC’yi kastediyorsanız, KKTC sizin değil, işgalcinin rejimidir!

İşçi diyemeyip ‘ücretli çalışan’, ezilenler diyemeyip ‘ötekileştirilenler’ diyenler, Kıbrıslı diyemeyip ‘biz’ diyor. Hep bir muallaklık… 

Kimlikler ve kavramlar sistemin istediği kılığa sokularak rahatsız ediciliği ortadan kaldırılıyor. 

Türk -ezen hakim ulus- milliyetçiliği ‘‘Kürt yoktur, hepimiz anayasaya göre eşitiz, Türk vatandaşlığı etnik bir statü değil, herkesi kapsar’’ dediği gibi; Kıbrıslıya Kıbrıslı demeye korkan, ‘Bu memleket bizim’ diyen, ancak ‘biz’in ne olduğunu bilmeyenler de asimilasyon ve entegrasyon (ilhak) modelinin yarattığı tipik sömürge insanıdır. Efendiye yaranacak diye kendi kimliğini inkâr eder…

Eğitim Türk milli eğitimi, yargı Türk yargısı, ordu Türk ordusu, polis Türk polisi… Ama sorduğunda ‘Türk’ hepsini kapsıyor; ancak ‘Türkiyeli’ kelimesini bile küfür sayıyorlar…

Aynı durum Kıbrıs’ta tersten yaşanıyor: Rum ve Türk Kıbrıslıları kapsayan Kıbrıs ve Kıbrıslı kelimeleri inkâr ediliyor. ‘Bu memleket bizim’ dediğinde ‘biz’in adını koyamayanlar tam olarak Tatar’ın durduğu yerdedir:

-‘‘Kıbrıslı yoktur, Türkler ve Rumlar vardır’’ diyen Tatar sizi temsil ediyor. Tatar’ın ırkçılığı ile ‘Bu memleket bizim’ cümlesini kör kuyularda sallandıranlar aynı noktada duruyor: Karşıt görünün bu iki tarafın ‘Kıbrıslı’ya alerjisi var!

‘Bu memleket bizim’ cümlesindeki ‘biz’i tanımlayamıyorlar. ‘Memleket’ten de KKTC’yi mi kastediyorlar, o konu da net değil!

Kafa karışıklığından besleniyorlar…

Bu sebeptendir, daha adındaki ‘biz’i tanımlayamayan Bu Memleket Bizim Platformu, bir daha ‘Bu memleket bizim’ mitingi yapamayacak. Çünkü ‘hatırlatalım’ derken hatırlamıyor bu memleketin kimin olduğunu…

Asimile olmuş örgüt yöneticilerinin kimliğini inkâr ettiği Kıbrıslılar ise ‘biz’in ne olduğunu biliyor. Berrak bir şekilde ve yüksek sesle, ortaya değil işgalcinin suratına konuşulmasını istiyor ‘biz’…

‘Kimlik politikası’ diyorlar bu söylediklerimize liberal şarlatanlar!

Kimlik meselesi işgal altında bir bağımsızlık meselesidir. Sömürgeci rejimde kimlik meselesi varoluş meselesidir.

Kimlik meselesi, Kıbrıs Lirası kullanırken Türkleştirme politikası sonucunda –bir gece ansızın- Türk Lirasına geçip bankalardaki mevduatların soyulması ve ‘biz’e ait olmayan TL’nin cenderesinde Rum ve Türk Kıbrıslıların arasındaki ekonomik eşitsizliğin günden güne açılması demektir.

‘Bu memleket bizim’ diyenler önce bu memlekette ortak devlet altında birlikte yaşamak istediği Rum toplumunu hatırlasın!

Çünkü o ‘biz’in içinde Rumlar da var…

Federasyonu konuşurken Rumları unutuyorsunuz, sanki de federasyonu Türkiye ile yapacaksınız!

Çözümü konuşurken Rumları unutuyorsunuz, en önemli konunuz savaş suçu olarak Türkiye’nin Kıbrıs’ın demografik yapısını ve kimliğini yok etmek için taşıdığı nüfusu ve yuttuğu ganimetleri yasallaştırmak!

Bu memleket kimin, hatırladınız mı?

(18 Kasım 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author