Aziz Şah – Hala Sultan Camisi AKP projesi olarak Siyasal İslamcılığın Mesarya’ya vurulmuş mührüdür…
AKP’ye yakışır bir şekilde kurak Mesarya’da bile yağmur suları altında kalmayı başarmıştır. Dere yatağına hastane yapılır, düz ovanın ortasına yaptıkları cami göl olur…
Tam AKP’ye yakışır bir mühendislik dehası!
Betonu döküyorlar ama yağmur suyunun nereye akacağını bile hesaplamıyorlar…
Suyun nereye akacağını hesaplayamayanlar tarihin akışını şekillendiriyor!
Selimiye Camisi’ne baktığınızda tarihi, Hala Sultan Camisi’ne baktığınızda tarihin üstüne dökülen betonu görürsünüz.
Larnaka’daki Hala Sultan Tekkesi’ne baktığınızda tarihi, Mesarya’daki Hala Sultan Camisi’ne baktığınızda Siyasal İslamcılığı görürsünüz.
Kurdelesini CTP’nin kestiği Hala Sultan imam hatibi ve camisi bir bütündür.
Pandemiden önce Kıbrıs’a gelen her AKP’li iftardan, bayramlaşmaya, ayar çekmeye kadar bütün işlerini Hala Sultan Cami’sinde gördü…
Cami AKP karargâhı olarak tasarlandı, imam hatip ise ‘kindar nesil’ projesi için.
Kurdelesini CTP’nin kestiği Hala Sultan imam hatibinin mezuniyet töreninde türbanlı öğrencinin yaptığı konuşmayı unuttunuz mu yoksa?
-‘‘Osmanlıyı, atalarımızı, ecdadımızı ne vakit İngiliz sevdasına değişir olduk? Ne vakit Batı kültürüne entegre olduk ve ne vakit bizlere dayatılan sahte bir hayatı idrak eder olduk?’’
-‘‘Kendimize rol olarak kabul ettiğimiz ünlüleri tanıdığımız kadar peygamberimizi tanıyor muyuz?’’
-‘‘Hz. Muhammed’e layık olacak bir gençlik olabiliyor muyuz? Hayır.’’
-‘‘Yavru vatan için kaygılanan Sayın Cumhurbaşkanımız Tayip Erdoğan ve onun yardımları ve onun ekibi ile -Allaha sonsuz hamdolsun ki- bu okul açılmış ve Kuzey Kıbrıs’a bir rahmet gibi doğmuştur’’…
***
Hala Sultan imam hatibi ile hedeflenen ‘kindar nesil’ henüz ortaya çıkmadı. Çıksın, o zaman göreceksiniz AKP’nin Kıbrıs’taki İslamcı projesinin ve icracısı CTP’nin eserini…
İlk ‘kara liste’ uygulaması da Hala Sultan Camisi’nde olmuştu…
2019’da Hala Sultan’da iftar düzenlendi Sömürge Bakanı Fuat Oktay’ın şerefine…
22 Ocak saldırganları, Derinya linççileri, Afrika’ya kara çelenk bırakan ‘örgütler’ iftardaydı.
Lefkoşa Belediye Başkanı Mehmet Harmancı ise iftara girememişti. Ankara’dan buraya gelen heyeti görmek için Hala Sultan Camisi’ne giden Lefkoşa Belediye Başkanı’na “Pardon da siz kimsiniz?” demişti üç yıldızlı polis…
‘Kara liste’ meselesi Mustafa Akıncı’nın devrildiği Ekim 2020’den önce başladı…
2021’de önce Türkiye’ye girişi yasaklanan Kıbrıslılar, daha sonra TC Büyükelçiliğindeki 29 Ekim resepsiyonuna alınmayan CTP’li ve TDP’liler meselesi ‘ölümü gösterip sıtmaya razı etme’ meselesidir.
TDP Genel Sekreteri Halil Hızal, Harmancı’nın karşı karşıya kaldığı durum karşısında şöyle demişti:
-“Böylesi bir olayın bir kez daha yaşanmaması adına protokol işleriyle ilgilenen bürokratların daha dikkatli olması gerektiğini ve ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içinde olunmasının önemini vurgulamakta fayda görürüz.
Temenni ederiz ki böylesi talihsiz bir olay tekrarlanmaz ve profesyonel bürokrasi izlenir”…
-Böylesi talihsiz bir olay bir daha yaşanmasın, demişti Hızal, 29 Ekim resepsiyonunda beş beteri oldu; hem Akıncı hem Talat, hem de bütün TDP’li ve CTP’liler güvenliği geçemedi…
Çünkü bu uygulama ‘talihsizlik’ değil, sömürgecinin yerlileri terbiye etme, ölümü gösterip sıtmaya razı etme yöntemidir!
İşgalcinin ‘kara listesi’nde olmak onurdur…
Buradaki tehlike, birilerinin işgalci tarafından kara listeye alınıp elçilikteki resepsiyona sokulmaması değildir.
Esas tehlike ‘kara liste’dekilerin sömürgeci efendinin gözüne girmek için ‘perde arkası’nda yapacağı pazarlıklardır.
29 Ekim resepsiyonuna almayarak ölümü gösterip sıtmaya razı ettiler. Terbiye ettiler, biraz daha eğilmeyi öğrettiler…
23 Nisan resepsiyonuna girebilmek için ‘perde arkası’nda bazılarının ne kadar eğilebileceğini tahmin etmek zor değil…
(30 Aralık 2021 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)