Aziz Şah – Meles Haileu, 28 yaşında, Etiyopyalı…
İş cinayeti kurbanı diye geçti kayıtlara…
Kayıtlarda üniversite öğrencisi, kayıtsız çalıştırılan ‘kaçak’ işçi…
‘Üniversite sektörü’ mezarlığına bir mezar taşı daha…
Aralık yağmurunun ortasında reklam panosu tamir etmeye zorlandı. Elektriğe kapılıp öldü…
Bu iş cinayeti değil, taammüden cinayettir.
Cenazesini ülkesine göndermek için para arıyor arkadaşları…
Adalet bile aramıyorlar, sadece cenazesi ortada kalmasın, ailesi son bir kez evlatlarını görsün istiyorlar, o kadar…
Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal rejimi, dolandırılarak getirilen üçüncü dünya ülkelerinden mazlumların aç kaldıkları için bilinçli bir şekilde suç işleyip ülkelerine deport edilmeyi talep ettikleri bir hiçliktir.
Deport edilmek için suç işlerler…
İşgal rejimi ise para yok diye deport etmez, hiçliğin ortasında bırakır esirlerini!
***
2019’da Kürt, Afrikalı, Pakistanlı ve bütün Asyalı işçilerin evlerini “huzur operasyonu” adı altında basmıştı özel harekâtçılar…
-Boko Haram’dan dolayı silahtan korktuğum için polisten kaçtım, demişti Afrikalı bir genç.
Hiç unutmam, “Aynı Şırnak’taki gibi” diye manşet atmıştık.
***
Faili meşhurlarımızdan 13 yaşındaki küçük Makhir…
Makhir İsmailov Gürcü bir göçmen işçi çocuğu…
Hurda topladığı sırada askerin ardında bıraktığı patlamamış mühimmattan öldü. Bir avukat davasını üstlenir gibi oldu, sonra ne olduysa ondan da ses çıkmadı!
Bu cinayet soruşturulmadı bile…
Çünkü ırkçılık kurumlarla çalışır, cezasızlıkla ödüllendirilir. İşgalci sömürgeciler hesap mı verecekti bir de…
Militarizme hesap mı sorabilir, askere bağlı olan polis hazırlayacağı dosya ile!
Makhir’in ailesi arkasına bakmadan kaçtı askeri düzenin hüküm sürdüğü bu rejimden…
Makhir’in ölümüne Gürcistan’daki nenesi de dayanamadı…
Makhir’in vakası ırkçı sömürgeci askeri düzeni ortaya seren en önemli örnekti. Çünkü işin içinde asker vardı!
Irkçı sömürgeci sistem kurumlarla çalışır. Bir cinayet işlenir ve kurumlar örtbas eder…
***
Kennedy Taomwabwa ise Nijeryalıydı…
Nijerya gibi belalı bir ülkeden sağ kurtulup Kıbrıs’ta vahşice öldürüldü.
Denizi geçti, bataklıkta boğuldu…
***
Volha Viarbouskaya…
Judy Nafwele…
Dam Thı Hop…
Volha Belarusluydu, 26 yaşında, seks kölesi olarak rehin tutuluyordu, ölü bulundu…
Judy Kenyalıydı, 24 yaşında, seks kölesi olarak rehin tutuluyordu, ölü bulundu…
Dam Vietnamlıydı, 40 yaşındaydı, hastabakıcıydı, yol kenarında ölü bulundu…
***
Yazdığımız için unutmayız. Yazmayınca unutuyor insan. Unutmamak için mezarlıkta dolanırız. Unutmamak için yazarız…
Çünkü bu işgal rejiminde AB’den ve ABD’den fon alarak semiren sivil toplum örgütleri, sözde insan hakları dernekleri, projeci aktivistler ‘ölülerin çetelesi’ni bile tutmaz. Hesabını sormaz…
Onlar projecik yapar. 50.000 Euro’dan aşağı kurtarmayan projeler…
En son AB çıtayı yükseltti: 700.000 Euro döktü önlerine…
Ancak insana değil, insan hakları seviciliği reklamına harcanacak bu para!
30 senedir, AB ve ABD insan hakları aktivizmine para akıtır Kıbrıs’ta…
30 senede insan hakları fersah fersah geriye gitti…
AB ve ABD emperyalizmi akıttığı bu paralarla sadece Kıbrıs’ın kuzeyindeki işgal rejimini cilalar, muhalifleri törpüler, gerçek insan hakları mücadelesini de marjinalleştirerek kriminalize eder.
Emperyalizmin insan hakları fonu, fayda değil zarardır!
***
Nancy Nwita…
Ölmedi esir düştü…
Mezar taşı yok, hikâyesi var…
Kıbrıs’a garson olarak çalışmak üzere geldi, fuhuşa zorlandı, seks kölesi olarak rehin alındı…
AB’nin beslediği sivil toplum örgütleri Kıbrıs’ın kuzeyinde pasaportlarına el konarak zorla çalıştırılan kadınlara ‘‘seks işçisi’’ diyor.
Zorla çalıştırılan bu kadınlar üzerinden AB sözde ‘seks işçiliği tabusu’nu yıkmak için projeler finanse ediyor!
Ama gelin bunu bir de Nancy’ye sorun…
Ülkesine dönmek istedi, “17 bin 500 TL çalışma izni masraflarının borcu var. Ödemeden hiçbir yere gidemezsin” dedi köle tacirleri, zinciri ağırlaştıkça ağırlaştı…
Hamile kalınca da köle tacirleri tarafından “ne halin varsa gör” diye ortada bırakıldı…
Kürtaj için 20 bin TL istediler…
Mecbur kaldı, ucuzundan bir hap içti tecavüz çocuğunu doğurmamak için, fenalaştı, hastanelik oldu. Taburcu olunca köle tacirlerinden kaçmaya kalktı. Pezevenk tarafından polise ihbar edildi…
Ölmedi, esir düştü…
AB ve AB’nin finanse ettiği feministler buna ‘seks işçiliği’ diyor!
***
AB insan hakları projeleri için 7 derneğe 700 bin Euro verdi Aralık ayında.
Emperyalizmin bok gibi parası var, ama insan için değil, halkla ilişkiler ve reklam için.
Etiyopyalı Meles Haileu’nun cenazesinin ailesine gönderilmesi için 4 bin 600 Dolar’a ihtiyaç varmış.
Adaleti gömdük, derdimiz cenazesi ortada kalmasın…
(3 Ocak 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)