Aziz Şah -Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki seçmen sayısı 203 bin 183.
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Kıbrıslı Türk seçmen sayısı 81 bin 600.
Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı olmayan seçmen sayısı 121 bin 583 kişi.
Hâlâ durmuş ‘seçime müdahale’ arıyorlar…
Seçmenin yüzde 40’ı Kıbrıslı, yüzde 60’ı yerleşik!
Seçime giren partiler içerisinde taşıma nüfusa karşı çıkan yok.
Aksine bütün partiler, TC sömürgeciliğinin Siyonizm’in işgal ettiği Filistin topraklarında yürüttüğü ‘settler colonialism’ini, yani yerleşimci sömürgeciliğini destekliyor.
Yüzde 40’ı yerli, yüzde 60’ı yerleşik olan seçmen profilinde hâlâ ‘seçime müdahale’ aranıyor…
Taşıma nüfus politikası ilhak politikasının kendisidir.
Yerleşimci sömürgeciliği en temel insan haklarının yok edilmesidir.
İllegal yerleşikler işgalcinin para-militer güçleridir.
Yasadışı yerleşimci taşıma nüfus işgalin ve ilhakçı asimilasyon ve entegrasyon politikasının temel unsurudur.
Yerleşimci sömürgeciliği açısından ‘seçime müdahale’ teferruattır. Yerleşimci sömürgeciliği için mesele zamana yayılmış ilhak ve istirdattır. Amma abarttınız kukla seçimini!
Kukla seçimini görüyor, KANSIZ SOYKIRIM’ı görmüyorsunuz!
Kuran kursları ve imam hatip açılırken CTP’nin gerekçesi taşıma nüfusun ‘ihtiyacı olduğu’ydu. Din dayatması gökten düşmedi, taşıma nüfustan fışkırdı.
Bakın 2008’de CTP’nin ‘başbakan’ı Ferdi Sabit Soyer nasıl savunuyor Yeşil Kuşak’ın kindar ve dindar nesiller yetiştirme projesini:
-“Kuran kurslarının resmi olarak açılmasına izin verdik. Niye mi? Türkiye’den gelen işçiler kayıtdışı çalışıyordu. Biz onları kayıt altına aldık, onlar da ailelerini getirdiler. Kıbrıs Türkü’nün ibadetini evde yapma geleneği vardır ama Anadolu’dan gelenin dini talebi, ihtiyacı farklı. Türkiye’den gelen işçilerin taleplerine, kendi metotlarımızla cevap vermeliyiz ki, tatlı muhabbet ortamı olsun, kimse kendini dışlanmış hissetmesin. Kendi yöntemiyle talebini karşılamak için de arayışa girmesin”…
CTP hem saray hem hükümette iken, Yeşil Kuşak dindar ve kindar nesil yetiştirme projesinin temeli atıldı.
AKP 2011 sonrası Arap ülkelerine yönelik başlattığı Müslüman Kardeşler açılımını CTP ile Kıbrıs’tan başlattı…
CTP önce Kuran kurslarının önünü açtı, sonra ilk imam hatip Hala Sultan İlahiyat Koleji’ni açtı. İşin ironisi AKP o dönem anti-komünist Kıbrıs Türk sağı ile kavga etmekte idi:
2013 Şubat’ında Lefkoşa’daki Elçilik’te yapılan toplantıda Beşir Atalay, “Rauf Denktaş dinsizdi, Derviş Eroğlu da… Kuran kurslarını, imam hatipleri engellediler” demişti.
Bizim gazete manşetten vermişti koca koca puntolarla:
-“Denktaş da dinsizdi, Eroğlu da”…
Dahası Elçilik bu haberi yalanladı. Ancak Elçiliğin yalanladığı haberi o sıralar Silihtar’da oturan Derviş Eroğlu, “Benim de kulağıma geldi” diyerek doğrulamıştı…
CTP’nin taşıma nüfusun ihtiyacıdır diye savunduğu Kuran kursları Ankara’nın Kıbrıs yargısına saldırısının bahanesi oldu. Kuran kurslarını ve ilk imam hatibi açınca bir de Din İşleri Yasası yaptılar…
Öğretmen sendikalarının Mustafa Akıncı’yı ilk ve son protestosu bu yasa yüzündendir: “Cumhurbaşkanı” olduğu sırada Akıncı’nın Din İşleri Yasası altına yerleştirilen, Eğitim Bakanlığı’ndan izin alınmadan Kuran kursu düzenlenebileceği anlamına gelen maddeyi Anayasa Mahkemesi’ne göndermek yerine, onaylayıp yürürlüğe girmesini sağlamasından sonra Kuran kursları çığırından çıktı…
2021’de topyekün İslamcı-Türkçü cephenin Kıbrıs yargısına saldırısının bahanesi oldu bu Din İşleri Yasası. Anayasa Mahkemesi’nin “devletin gözetimi ve denetimi olmadan Din İşleri Dairesi’nde Hafızlık-Kuran kursu yapılamayacağı”, ancak “Eğitim Bakanlığı’nın izni ile kurs düzenlenebileceği” yönündeki kararı ortalığı kaldırdı oturttu.
Kıbrıs’ın kuzeyinde TC sömürgeciliği taşıma nüfusla başlar. İşgalin adı YERLEŞİMCİ/YERLEŞİK NÜFUS’tur. Din dayatması ve Adalet Bakanlığı gibi konular yerleşimci sömürgeciliğinin peşinden gelir.
Taşıma nüfusa karşı çıkmayan sömürgecinin avukatı ve dilsiz şarlatanıdır.
(10 Ocak 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)