Aziz Şah – ‘Seçim öncesi’ vaatler ve ‘seçim sonrası’ gerçekler yüzleşmesiyle karşı karşıyayız!
Seçimden önce ‘yargı bağımsızlığına dokundurtmayız’ diyen hukukçu vekil adayları vardı.
Seçimden sonra ‘Başsavcılığa baskı yaptılar, Başsavcılık beni çağırdı, bana dedi ki geri çekeceksin bu davanı, davanı geri çekersen biz de senin davalarında yardımcı olacağız dedi. Ben cezaevindeyken zorla geri çektirdiler’ diyen Bulut Akacan…
Akacan’ın ifşaatlarından sonra 22 Ocak’tan sonraki günleri yaşıyor gibiyiz…
Çıldırtan bir sessizlik…
Barolar ve insan hakları yapıları susuyordu 22 Ocak’tan sonra, şimdi de susuyor…
Kutlu Adalı’yı öldüren Uzi kadar sessiz toplumumuzda hukukçular ve insan hakları profesyonelleri…
22 Ocak’tan sonra Kıdemli Yargıç Tacan Reynar’ın yargıya müdahaleleri deşifre ederek istifa etmesi üzerine Yüksek Mahkeme sadece istifa eden yargıcı yalanlamak için açıklama yapmıştı:
-“İstifası ile neticelendirdiği davalar arasında bağlantı kurulması, en hafif şekli ile gerçeklerin çarpıtılması niteliğindedir”…
Gerisi çıldırtan bir sessizlik…
Tacan Reynar istifasıyla çekti bir tuğlayı; panikle geri ittirdiler çekilen tuğlayı yerine!
Adli Şube Müdürü Ali Savaş Altan linçe göz yummayarak çekti bir tuğlayı. Sonra o tuğlayı aldı ‘22 Ocak raporu’ yaptı.
Gitti Mustafa Akıncı’ya tuğlayı göstermeye. Kapı duvar…
Gitti Tufan Erhürman’a tuğlayı göstermeye. Kapı gene duvar…
Kıdemli Yargıç Tacan Reynar da, Ali Savaş Altan komutan da çektikleri tuğlayla kaldılar ortada. Arkadaş bildikleri tuğlayı yerine geri ittirdi. Yeter ki duvar yıkılmasın!
***
Uğur Mumcu’nun eşi Güldal Mumcu gibi ‘‘Çekin tuğlayı!’’ diye haykırıyoruz…
Karşımızdakiler Mehmet Ağar kesiliyor…
-‘Tuğlayı çekersek duvar yıkılır’, diyor!
Biz de Güldal Mumcu gibi,
-Yıkılsın o zaman, diyoruz.
Karşımızdakiler ne işgalci generaldir ne sömürge valisi…
Kimisi arkadaşımız bildiğimiz, kimisi demokrat aydın sandığımız, kimisi birlikte eylem yaptığımız, kimisi çocukluk arkadaşımız, kimisi her gün yazımızı okuyan binlerce insan. Duvarın içinde tuğlalara çimento olan insanlar…
Kendilerini tuğla zanneden, tuğla çekildiğinde yıkılacaklarını zanneden insanlar…
Siz insansınız, tuğla değil!
Duvar yıkılsa, önünüz açılır…
İşte şimdi de hiç farkında olmadan Bulut Akacan çekti tuğlayı. Hem savcılığı hem elçiliği deşifre etti.
Ancak aynı 22 Ocak’tan sonra olduğu gibi Akacan’ın ifşaatlarından sonra da susuyor kendini tuğla zanneden insanlar…
Binlerce avukatın olduğu 80 bin kişilik toplumumuzda, kişi başına en çok düşen meslek avukatlıkken, en çok susanlar da onlar!
***
Akacan’ın ve Başsavcılığın açıklamalarına Emekli Kıdemli Yargıç Hasan Sözmener sessiz kalmadı. İyi ki!
Akacan’ın ‘başsavcılık bana davamı geri çektirdi’ açıklaması için Emekli Kıdemli Yargıç Sözmener şöyle diyor:
-‘‘Halbuki başsavcılık da bilmektedir ki, KKTC’de, “şikayetin geri çekilmesi” diye bir şey olamaz. KKTC hukukunda başsavcının, suç mağdurundan, şikayetini geri çekmesini istemeye yetkisi olmadığı gibi, şikayet geri çekildi gerekçesi ile, bir ceza davasını geri çekmeye dair da yetkisi yoktur’’…
Başsavcılığın ‘Akacan’ın kendi rızasıyla şikayetini ve davasını geri çektiği’ açıklamasına da Emekli Kıdemli Yargıç Sözmener şöyle diyor:
-‘‘Sayın Akacan, başsavcılığın, kendisini kandırarak, bir suçla ilgili şikayetini geri çektirdiği iddiasındadır. Başsavcılık da bunun üzerine açıklama yapmış ve Sayın Akacan’ın, şikayetini kendi arzusu ile geri çektiğini iddia etmiştir. Başsavcılık tarafından yapılan açıklama ile güya başsavcılık kendisini aklamıştır. Bu nedenle, Sayın Akacan’ın iddiaları doğru olmasa dahi başsavcılığın yaptığı açıklama hukukumuza aykırıdır… Başsavcılık, Sayın Akacan, kendi arzusu ile şikayetini geri çekti diyor ama, “biz Sayın Akacan’ın, şikayetinden vazgeçmesi nedeniyle, konu ceza davasını geri çekmedik” diyemiyor. “Yani Akacan’ın hukuken yapamayacağı bir işlem üzerine, ilgili davayı geri çekiyor’’…
***
Bakalım Bulut Akacan’ın çektiği tuğlayı yerine nasıl sokacaklar…
(4 Şubat 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)