Farklı yolu yürüyenler, farklı yönlere bakarlar

Tesadüf işte: CTP’li vekiller yürürken yanlarından geçen tanklar…

Aziz Şah – 18 Mayıs 2022 Lefkoşa’da tarihi bir gündü…

18 Temmuz 2000 mitingi gibi…

26 Ocak 2018 mitingi gibi…

Her biri bir kırılma anıdır.

***

18 Mayıs 2022’yi tarihe not düşelim:

CTP Yonca (Ercan) Kavşağı’ndan TC işgalinin maskaralık abidesi ‘KKTC Meclisi’ne yürüdü.

Meclis ile TC Elçilik binasının karşılıklı olmasının azizliğine uğradı CTP.

YKP, TDP, TKP, BKP ile bağımsız gençler TC Sömürge Konağı’nın önünde iken, CTP’liler onlara selam vermeden meclisin kapısına gelip kıçını dönüp orada durdu. Bu iğnenin deliğinden tır geçirmeye benzer. Karşılıklı iki kapının önünde iki farklı grup…

Bendeniz de oradaydım, bol bol kahkaha attım bu görüntüye bakıp…

TDP’liler CTP kortejini görünce heyecanlanıp alkışlamaya başladılar, yanımıza gelip duracaklarını sandılar belki; ancak CTP hiç yüz vermedi…

Kıçlarını birbirine dönmüş iki grup, sırt sırta iki ters yöne karşı slogan attılar. Bir taraf kuklalara karşı slogan atarken, diğer taraf kuklacıya karşı haykırıyordu…

‘‘İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol’’, ‘‘Ankara elini yakamızdan çek’’, ‘‘Evine dön Ayşe’’, ‘‘Son son son işgallere son’’ sloganları yükselince CTP’nin davulcuları devreye girip bastırmaya çalıştı.

Bir siyasi partinin söyleyecek sözü kalmamışsa davul çalar…

22 Ocak linçinden sonra yapılan 26 Ocak 2018 yürüyüşünden beridir CTP toplumsal muhalefete karşı bir sansür rejimi kurdu.

Ankara’ya karşı söylenecek her sözü yasakladı. Sansürün dozu artarak devam etti her eylemde. 40 bin askerin işgali altında, TC Valisi/Elçisi tarafından idare edilen bir toprak parçasında toplumsal muhalefete Ankara’ya karşı söz söylemeyi yasaklarsanız, elinizde bir tokmak kalır…

İroni işte… Özker Özgür, ‘‘Davul bizim boynumuzda tokmak Ankara’nın elinde’’ demişti. Ankara bu eylemlik tokmağı CTP’ye iade etmiş olmalı, Ankara’ya karşı atılan sloganları bastırsın diye…

18 Mayıs 2022 tarihi bir gündü. Omuz omuza değil, kıç kıça eylem yaptık. Ters ufuklara baktık. Farklı yolu yürüyenler, farklı yönlere bakarlar, farklı yerlere varırlar. Mevzu bundan ibaret…

‘Birlik-Mücadele-Dayanışma’nın palavra, ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’in yalan, ‘Kıbrıs’ta barış engellenemez’in ise masal olduğu TC Elçiliği’nin önünde tescillendi.

CTP Ankara’nın sınavından geçti. CTP’den hâlâ umudu olanlar bir daha hüsrana uğradı. Ancak maalesef, nasıl bir hastalıksa CTP’ye hâlâ umut bağlayanlar var. CTP yanlış yöne yürüse de sokağa çıkmış olmasına olumlu anlamlar yüklemeye çalışanlar var. Onlara tek diyeceğim şudur: CTP sokağa çıkmışsa radikal eylemlerin önünü almak içindir.

Bu rejimin iki partisi var: CTP ve UBP. Bir de bunları, Ankara’nın kontrol etmesini sağlayan yerleşimci nüfus var.

UBP hükümetteki, CTP muhalefetteki kurşun askerdir. CTP’nin tek yaptığı sıranın kendisine gelmesi için kendini göstermektir. ‘Sosyal patlamalar’ın önünü almaktır. 

Davul çoktan patlamış, ahalinin patlamamasıdır gaileleri…

***

18 Temmuz 2000’de İnönü Meydanı’na toplanan 20 bin kişi hep bir ağızdan “General Urfa’ya” diye haykırdı…

26 Ocak 2018’de ipini CTP’nin tuttuğu sendika bürokrasisi TC Elçiliği ile anlaşarak 10 bin kişiyi sus etti…

18 Mayıs 2022’de 50 kişi Sömürge Vilayet Konağı’nın önünde ‘‘İşgalci Türkiye Kıbrıs’tan defol’’ diye haykırdı…

Kaç kişi olduğunuz değil, gerçeği söylemeye cesaret edip edememenizdir mesele!

26 Ocak 2018 mitinginde CTP’nin koyduğu slogan yasakları 18 Mayıs 2022’de çöpe atıldı…

(20 Mayıs 2022 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author