Aziz Şah – Adıyaman’da “İSİAS Otel” Kıbrıslılara mezar oldu.
Biz parmağımızın arkasına saklanmayız, söyleyeceğimizi doğrudan söyleriz. Bu katliamın birinci faili TC Devleti’dir!
Önümüzdeki günlerde Kıbrıslılara mezar olan İSİAS Otel ile ilgili bir sürü detay çıkacak ortaya. Detaylara boğulmadan konuşalım şimdiden…
Mühendis suçlu, mimar suçlu, müteahhit suçlu, otelin sahipleri suçlu… Ama en çok TC Devleti suçludur!
Mühendis, mimar, müteahhit ve otel sahipleri suç işleyebilir. İnşaatı ve oteli denetleyecek olan TC Devleti idi. İnşaat ve oteli denetleyecek olanlar TC Devleti’ne tabiydi. Bu yüzden suçu işleyenler kadar ve onlardan daha fazla suça göz yuman Devlet’tir suçlu.
TC Devleti çocuklarımızı ve öğretmenlerimizi öldürdü, arz ederim. Muhterem General ve Sömürge Valisi, isterseniz “kiralık kalem” diye tekzip gönderin gazeteye.
Şimdiden söylüyorum: Yarın hukuksal ve mühendislik detaylarına boğulacağız konuşurken. O detaylara boğulmadan söylüyorum. Sakın o detayların altına süpürmeyin TC Devleti’nin sorumluluğunu…
Bir inşaat “kumdan kale” gibi yıkılıyorsa birinci sorumlusu denetleme görevini yapmayan devlettir.
Kimse sakın “kader” demesin buna. “Olacağı varmış” da demesin…
Görmüşsünüzdür muhakkak sosyal medyada ve televizyonda. TC Devleti’nin “terör örgütü” gibi muamele ettiği Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’nin Kahramanmaraş’taki İnşaat Mühendisleri Odası’nın binasını… Etrafındaki binalar yıkılmış, İnşaat Mühendisleri Odası’nın binasında çizik yok, çizik!
“Kader” yok, denetleme görevini yapmayan devletin gerçekleştirdiği bir katliamdır bu!
TC Devleti “devlet” vasfını yerine getirip “denetleme” görevini yapsa veya yapılmasına engel çıkarmasaydı, bugün gazetelerimizin spor sayfasında çocuklarımızın aldıkları galibiyetlerle adaya döndükleri haberini okuyacaktık sadece, ölüm ilanlarını değil!
TC Devleti’nin “terör örgütü” gibi muamele ettiği üç meslek odası var: Tabipler Birliği, Barolar Birliği ile Mühendis ve Mimar Odaları Birliği.
Anayasal kuruluşlar olan bu odaları bölüyorlar, yetkilerini kaldırıyorlar ve kapatmayı gündeme getiriyorlar, yöneticilerini hapsedip avukatlarını tutukluyorlar.
Depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta İnşaat Mühendisleri Odası’nın binası kale gibi duruyor. Duvarlarında tek bir çizik bile yok!
Kahramanmaraş’taki İnşaat Mühendisleri Odası’na bakınca anlıyor insan on binlerce Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşı ile Kıbrıslı çocuklar ve öğretmenler bir hiç uğruna öldü!
Anneler ve kızları, babalar ve oğulları, öğretmenler… 3-4 tane köşe dönmeci sahtekâr ve onlara arka çıkan Devlet öldürdü onları!
Otelin sahiplerinin isimlerini öğrendik, enkazdan otelin sertifikaları çıkıyor… Binanın daha önce mühürlenip tekrar açıldığı söyleniyor… İki eski apartmanın birleştirilip üstüne iki kat çıkıldığı, kolon ve kirişlerin kesildiği, demirden ve çimentodan çalındığı, 10 katlı binada 8’lik 10’luk demirler kullanıldığı, betonun bisküvi gibi dağıldığı anlatılıyor Sivil Savunma ekipleri ve mühendislerce…
Üzerine sadece “mezar” yazmayı unuttular otelin! Böyle bir otelin çalışmasına müsaade eden Devlet de olsa olsa “gassal”dır.
Her sene yaza doğru yapılan spor müsabakalarını da Erdoğan’ın “erken seçimi” yüzünden kışın kıyametin içine çektiler. Çocuklarımızı ve öğretmenlerimizi alıp mezara soktular…
Otel ilk sarsıntıda yıkıldı, bir gün boyunca kimse gidip arayıp sormadı. Kendi vatandaşlarını arayıp sormayan Devlet, “misafir” olarak bulunan Kıbrıslıları mı umursayacaktı, diye düşünebilirsiniz. O zaman da Türkiye’ye olan “aşkınız”ın tek taraflı platonik bir esaret olduğunu kabul etmiş olursunuz.
Kıbrıs’tan Sivil Savunma ekibi ancak 2. gün çalışmaya başladı. Vinç de Kıbrıs’tan 2. günün akşamında vardı! Kıbrıs’tan ekip gitmese naaşlarını bile alamayacaktık…
TC Devleti Kıbrıslılara inat Lefkoşa’da Kermiya’ya bir Külliye inşa eder. Külliye’deki vinç durmadan çalışır. “Külliye” inşaatı bir Soykırım Anıtı’dır. İnsan kurtarmaya vinci yok TC’nin, Soykırım Anıtı dikmeye var…
Çocuklarımızı ve öğretmenlerimizi öldürdünüz, arz ederim!
İsterseniz şimdi gazeteye “tekzip” gönderin muhterem Generalim ve Sömürge Valisi!
(11 Şubat 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)