“Senin sahte devletin, bizim vatanımızın yarısı”

Aziz Şah – Üniter bir Kıbrıs’ı “tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek halk” ilkesi ile savunurum…

Üniter Türkiye’yi savunanlar ikinci bir bayrağı kabul ederler mi ülkelerinde?

Ne Türk ne Yunan ne İngiliz ne NATO ne ABD ne AB bayrağı isterim bu topraklarda. Bağımsız bağlantısız üslerden arınmış Kıbrıs’tır dileğim…

“Avrupa Birliği’ne de mi karşısın?” diyeceksiniz, evet karşıyım. Kıbrıs’ın 19 senelik AB üyeliği sürecinde Brüksel’in Türk işgali ve yerleşimci nüfus sömürgeciliği karşısındaki tutumunu gördük. Geçenlerde Mısır Devlet Başkanı Sisi Türkiye’ye şöyle dedi: “Mısır’la normalleşmek istiyorsanız önce Kıbrıs’la normalleşeceksiniz”… Mısır devletinin gösterdiği dayanışmayı Avrupa Birliği göstermedi Kıbrıs’a!

Kıbrıs 49 senedir yalnızdır dünyada. Kıbrıs nüfusunun yaklaşık 106 katından büyük Türkiye’nin işgali altındadır…

Emperyalistler için 85 milyonluk Türkiye her zaman nüfusu 1 milyonu bulmayan Kıbrıs karşısında tercih edilir. Koca bir pazar, ucuz işgücü ve Soros’un “en iyi ihraç malı ordusudur” dediği Türkiye emperyalizm için paha biçilemez değerdedir, “too big to fail” (batamayacak kadar büyük) dediği ülkelerdendir. Bu yüzden 49 senedir Türkiye’nin Kıbrıs’taki “iki bölgeli” statükosu bozulamadı.   

Etnikçi “iki devletli çözüm” makyajsız taksimdir, etnikçi “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” ise makyajlı taksim.

Etnikçi “iki bölgeli iki toplumlu federasyon” Türkiye ve Yunanistan’ın Lizbon’da 1971’de NATO toplantısında mutabık olduğu taksim şeklidir.

Yunanistan kademe kademe enosis politikasını terk ederek Kıbrıs’ın bağımsızlığını savunup kendisine kafa tutan Makarios’a ceza kesti Kissinger’in aklıyla. Kissinger de “ABD açısından Türklerin adanın üçte birini almalarında bir sakınca yoktur” diyerek Kıbrıs defterini kapattı.

Konuyu kapatmayan muflon soyundan gelen Kıbrıslılar kaldı sadece…

Kıbrıs’taki TC işgalinin işbirlikçisi Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı Ersin Tatar Londra’da Kıbrıslı gençler tarafından protesto edildi. Kimileri bu protestocular “faşist”, kimileri “provokatör” dedi. Kimileri de basit bir protestoya “fiziki saldırı” dedi…

Ne faşizmin/faşistin ne olduğunu bilirsiniz, ne de gösteri, düşünce ve ifade özgürlüğünün anlamını!

Ayrıca protesto esnasında, olay mahallinde bir de ülkücü vardı, “bozkurt” işareti ile Tatar’a destek verdi. “Faşist” zannettiğiniz Kıbrıslılardan da dayak yemedi.

Bu protestodaki tek yanlış Yunan bayrağıdır. 1971’te NATO’nun Lizbon toplantısında Türkiye ile anlaşarak Kıbrıs’ı bölmeye karar veren Yunanistan’ın bayrağının bir işgal protestosunda yeri yoktur.

“Tek vatan, tek bayrak, tek devlet, tek halk” ilkesi ile üniter/tek bölgeli Kıbrıs’ı savunanlardan daha fazla karşı çıkamaz kimse Kıbrıs’ta ikinci bir bayrağa.

Bu protestocu gençlere “faşist” diyenler eğer Yunan bayrağından dolayı söylüyorsa önce kendi etraflarına baksınlar. Önce dağdaki bayrağa baksınlar, “barışçı partiler”in binalarındaki bayraklara baksınlar, sonra da CTP’li siyasetçilerin kahve toplantılarında ceplerinden çıkarıp masaya serdikleri TC-KKTC bayraklarına baksınlar.

Kıbrıs’ın bir bayrak sorunu olduğu kesin. Ancak Türk, Yunan, Alman, Fransız gibi milli bayraklar tek başına kimseyi “faşist” yapmaz. Önce faşizmin anlamını bir öğrenin, cahil cahil konuşmayın…

Kıbrıs Cumhuriyeti topraklarındaki TC işgalinin işbirlikçisi Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı Ersin Tatar’ın Londra’da protesto edildiğini duyduğumda, ilk olarak işgalcinin kuklası Tatar’ı ciddiye alıp protesto etmeleri trajikomik geldi…

Sonra Londra’da okuyan Kıbrıslı gençlerin pankartlarında yazan slogan dikkatimi çekti:

-“Senin sahte devletin, bizim vatanımızın yarısı”…

Burada durdum işte! Ben de taşırım bu pankartı. Bunda hiçbir yanlış yok. Eylemdeki tek yanlış benim gözümde Yunan bayrağıdır, çünkü üniter Kıbrıs’ı savunurum, Kıbrıs’ta ikinci bir bayrağa tahammülüm yok. Ama ayrılıkçılar olarak “iki bölgeli Kıbrıs” istiyorsanız bayrak enflasyonundan rahatsız olmamanız lazım!

Son olarak, Kıbrıs’ın özgür bölgelerinde yetişmiş gençlerin “Senin sahte devletin, bizim vatanımızın yarısı”dır diyerek Kıbrıs’ın işgal bölgesini vatan olarak bilmeleri umutlanabileceğimiz tek şeydir içinde bulunduğumuz statükoda. Çünkü Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki gençler vatanlarının diğer yarısını unuttular…

(3 Nisan 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author