Aziz Şah – Girne Kapısı’ndan Dikilitaş’a doğru bildiri dağıtarak yürüyor yeleklerini giymiş CHP’liler…
Kocaeli Milletvekili Tahsin Tarhan öncülüğünde CHP’liler Kıbrıs’ın işgal bölgesinde kapı kapı dolaşıyorlar. Bülent Ecevit ile Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu’nun 1974’ten sonra savaş suçu işleyerek Rumların yerine Türkiye’den taşıdığı yerleşimci nüfusa propaganda yapıyorlar…
AKP KKTC Temsilciliği Kadın Kolları ile CHP KKTC Temsilciliği pergelliyor Kıbrıs’ın işgal bölgesini.
Aklıma CHP’liler ile Adalet Partililerin 1974 işgalinden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşan ganimet kavgaları geliyor.
TC’nin silah zoruyla evlerinden attığı Rumların mallarının CHP Genel Sekreteri Mustafa Üstündağ’ın babasına ve sülalesine dağıtılması AP’nin İzmir milletvekili Erol Küçükpınar’ı kızdırmıştı, nasıl olur da CHP’liler AP’lilerden daha çok ganimet alır diye…
İşgalden sonra TC’li siyasiler arasındaki “ganimet dağıtımındaki adaletsizlik” TBMM kürsüsüne taşınmıştı!
Nasıl bir küstahlık, nasıl bir yağmacılık, nasıl bir utanmazlık…
TBMM kürsüsünde Kıbrıs ganimeti kavgası!
Bir uluslararası ilişkiler profesörüne sormuştum “Kıbrıs’ta ganimetin ekonomi politiği nasıl yazılabilir” diye…
-Kıbrıs’a gelip giden asker-sivil devlet görevlilerinin gelmeden önceki ve geldikten sonraki mal varlıklarına bakmak gerekir, demişti; Mağusa limanından savaş gemilerine bindirilip götürülen ganimet malları ve atları anlatırken…
1974 işgalinden sonra Türkiye’den Kıbrıs’a düzenlenen “ucuz mal turları” geliyor aklıma…
“Ganimet turizmi” gururla sunar!
“Ganimet” sanayi toplumundan önce imparatorluklar çağında en barbar birikim modeliydi.
Bay Kemal diyor ki, “Çip üreten ülke olacağız”…
Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ise hâlâ Bülent Ecevit’in kurduğu “ganimet ekonomisi”ni sürdürüyor TC Devleti. Silah zoruyla evlerinden ve topraklarından attıkları Rumlar bir daha geri dönemesin ve hak arayamasın diye mülklerini betona boğuyorlar. Toprağı öyle barbarca yok ediyorlar ki enginar ekecek arazi kalmayacak yakında…
Çip üreteceklermiş!
2023 yılında 1571’deki gibi yağma yapıyorlar hâlâ…
İşte bunlar geçiyor aklımdan, yeleklerini giymiş CHP’li gençler Girne Kapısı’nda, Lefkoşa Merkez’de ve köylerimizde Ecevit’in Kıbrıs’a taşıdığı yerleşimci nüfusa bildiri dağıtırken…
-“Sus” diyor bazılarınız… Şimdi bunları konuşmanın sırası değil. Hele bir Erdoğan iktidardan gitsin, sonra konuşuruz “CHP KKTC Temsilciliği”nin Kıbrıs’taki varlığının “AKP KKTC Temsilciliği”nden farkı olmadığını…
-Sus şimdi sırası değil, sonra konuşuruz!
Bense tam aksini düşünüyorum. Tam sırası!
AKP temsilciliğinden ve Ülkü Ocakları’ndan sonra CHP, İYİ parti ve Türkiye İşçi Partisi temsilciliklerinin Kıbrıs’ın işgal bölgesindeki niteliğini konuşmanın, tam sırası. Spot ışıkları üzerimize çevrilmişken işgalciye hareket çekmenin tam sırası!
-Kıbrıs’ın işgal bölgesinde ne işleri var? Tek mesele “sandık güvenliği” mi? Buraya taşıdıkları savaş suçu yerleşimci nüfustur “sandık güvenliği” sorununun kaynağı!
Sırası değilmiş… Hiç sırası gelmez zaten. Kürt otursun beklesin sırasını, Alevi ezilmişliğinin, kadın ikinci cinsliğinin, Kıbrıslı da yarım asırdır süren rehineliğini ve Kıbrıslıların kendi kaderini tayin hakkını haykırmak için sırasını beklesin!
Sıramızı-mış bekleyelim! Ucuz et kuyruğu mu zannettiniz? Et kuyruğu değil insan onurudur karşınızdaki!
Korkmayın, AKP dışındaki partilerin Kıbrıs’taki sömürgeci varlığını eleştirdiğiniz için Erdoğan kazanmaz. Ancak siz susunca kendi varlığınızı inkâr etmiş olursunuz sevgili Kıbrıslılar!
Türkiye bize sağıyla-soluyla ilçe ve sömürge muamelesi yapıyor. Mesele bizim ne cevap verdiğimizdir! “Burası ülke be ülke, ne sizin garnizonunuz ne kumarhaneniz” diyecek iradedir mesele!
Sokaklarımızda asılı dev Erdoğan posterlerinden rahatsız olan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı kadın,
-“Şikayet etmek istiyorum, nereye şikayet edebilirim? Burası ayrı bir ülke değil mi?” diye sordu bana.
-Şikayeti polise yapabilirsiniz, polis ise Ankara’daki Genelkurmay Başkanlığı’na bağlıdır, dedim ona…
Bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını rahatsız etmiş dev Erdoğan posterleri. Soracak hiç adam kalmamış gibi yüreğime bıçak sokup çevirdi:
-“Burası ayrı bir ülke değil mi?”
-Burası Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin işgali altındaki Kıbrıs Cumhuriyeti ülkesinin topraklarıdır, hanımefendi. O posterin orada asılı olma sebebi Kıbrıs’taki TC işgalidir!
(26 Nisan 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)