Kim kurtaracak Ayşe’yi Kıbrıs’tan?

Aziz Şah – 49 sene önce Türkiye “Ayşe tatile çıksın” parolası ile Kıbrıs’ı istila etti.

49 sene sonra işgal rejiminin en has adamlarından Türkiyeli yerleşimci “gazeteci” Alihan Pehlivan televizyonda canlı yayında, “Ayşe”nin 100 Dolar karşılığında seks yaparak ekonomiyi canlandırabileceğini anlattı…

-“Adam ülkenizde bir hotele geliyor. Yalnız kalmak istemediğini söylüyor ve otelden o gece için bir bayan istiyor. Sonra Ayşe geliyor, adam Ayşe ile bir gece geçiriyor ve Ayşe’ye 100 Dolar veriyor. Ayşe bu 100 Dolarla otele borcunu ödüyor, otelci bu parayla kasaba borcunu ödüyor, kasap bu parayı alıp manava gidiyor alışveriş yapıyor, manav parayı alıp oto tamircisine gidip arabasını tamir ettiriyor, tamirci de günün sonunda parayı yine Ayşe’ye veriyor ama piyasada para dönmüş oluyor”…

Nereden nereye “Ayşe”, ha?

“Ayşe tatile çıksın”dan “Ayşe fuhuş yapsın”a yarım asırlık Kıbrıs destanı!

İyisi mi Ayşe, çoluğu çocuğu topla, evine dön…

49 sene önce Kıbrıs’a tatile gelen Ayşe otele borcunu ödemek için fuhuş yapmak zorunda kalıyor…

Kim kurtaracak Ayşe’yi Kıbrıs’tan?

Alihan Pehlivan’ın merdiven altında kadınların bedenini satarak ekonominin canlanacağını anlattığı konuşmasında iki tane fiyasko var: Birincisi kadın bedeninin pezevenkliğinin yapılmasıdır, ikincisi ise pezevenkliği yapılan kadının isminin “Ayşe” seçilmesidir.

“Ayşe” yerine “Nataşa” dese, kadınlar açısından konu değişmeyecekti ama Kıbrıs tarihi açısından durum değişecekti.

Nataşa da deyemezdi ancak, çünkü Nataşalar pasaportlarına el konup “devlet”e vergi ödeyen SEKS KÖLELERİ olarak kayıtlı bir şekilde Alayköy’deki kerhanelerde çalıştırılır. Oysa yerleşimci Alihan’ın “ekonomi teorisi”ne göre piyasayı canlandıracak olan merdiven altı kayıt dışı fuhuştur.

Kıbrıs’ın “Ayşe tatile çıksın” diyerek istila edilmesinden 49 sene sonra “Ayşe” adının fuhuşla anılması Kıbrıs’taki işgal rejiminin trajedisidir. Türkiye’nin Kıbrıs’ın kuzeyinde yarattığı BOK ÇUKURUnun aynasıdır…  

“Ayşe” dendi mi Kıbrıs’ta akla işgal ve istila gelir, savaşta tecavüze uğrayan kadınlar gelir, toplu mezarlar gelir, göç gelir, mültecilik gelir, kayıplar gelir, etnik temizlik gelir, 49 senedir topraktan çıkan kemikler gelir, yerleşimci sömürgeciliği gelir. “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla istila edilen bir ülkede, “Ayşe” Filistinlilerin deyişi ile “nakba”dır, yani felaket!

Ancak bu olay bir kere daha gösterdi ki bize, Türkiyeli yerleşimcilerin bu topraklarla hiçbir bağı yoktur. Televizyonda canlı yayında 100 Dolar karşılığı seks yapan “Ayşe”lerden bahsederken aklının ucundan geçmiyor “Ayşe” isminin Kıbrıs tarihindeki yeri…

O kadar köksüz, o kadar değer yoksunudurlar ki, o kadar ıskartadırlar ki, kendi devletleri olan Türkiye Cumhuriyeti’nin Kıbrıs’ı “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla işgal ettiği bile akıllarına gelmez.

Evine dön Ayşe, da kim kurtaracak seni bu pezevenklerin elinden? 

49 sene önce “Ayşe tatile çıksın” parolasıyla Kıbrıs’ın kuzeyini işgal etti, evlerini terk etmeyen Rumları silah zoruyla evlerinden attı, işgal ettiği bölgeyi etnik temizlik ile homojenleştirdi Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Evlerinden attığı Rumların yerine yerleşimci nüfus taşıdı. Alihan Pehlivan o yerleşimcilerden biridir, Ahmet Ünsal bir diğeridir, Ayhan Arıklı bir başkasıdır…

Yerleşimci Alihan 100 Dolar’a Ayşe’yi satınca aklıma Ahmet Ünsal ve Ayhan Arıklı geldi.

TC’nin Kıbrıs’ın işgal bölgesine atadığı İsmailağa Cemaati’ne mensup Din İşleri Başkanı Ahmet Ünsal, “Kadınlar kocalarının yatak davetine icabet etmek zorundadırlar” demişti…

1974 istilasından sonra Bülent Ecevit’in Kıbrıs’a taşıdığı ilk yerleşimcilerden Ayhan Arıklı ise 2017’de Kıbrıs’ın işgal bölgesine Türkiye’deki gibi “ucuz genelevler” açılmasını talep etti işgalci askerler, Türkiyeli işçiler ve öğrenciler için.

Kıbrıslılara her fırsatta “ahlaksız, dejenere, Venedik bozuntusu, İngiliz piçi” diyen dini bütün Türkiyeli yerleşimcilere bakın hele…  

Yerleşimci Alihan’ın Ayşe’yi 100 Dolara satması hiç de tesadüf değil. Yerleşimci sömürgeciliğinin “kadın”la savaşının parçasıdır…

(11 Haziran 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author