Leymosun dört dağ içinde

Aziz Şah – 01/08/2023

Leymosun’un ortasında sırtımı vermişim 1930’larda yapılmış Kahramanlar anıtına, ayaklarımı uzatmışım Rialto Tiyatrosu’na…

Çocuklar koşuşuyor, anıtın etrafında kovalamaca oynuyorlar. Bu kadar Kıbrıslı çocuğu bir arada görmeyeli çok uzun zaman olmuştu. İşgal bölgesinde yitirdiğimiz Kıbrıs dönüyor etrafımda…

Kahramanlar anıtına dayayınca sırtımı İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler ordularını yenen Partizanların Heroes (Kahramanlar) marşını mırıldanıyorum içimden:

“Kahramanlar dayanılmaz dağlar / Kahramanlar on iki hayatlı

Olympus’un kaleleri / Parnassus’un hayaletleri

Kahramanlar harabeler arasında”…

Annemin Leymosun’daki çocukluğunu düşünüyorum… 1930’da özel sinema-tiyatro olarak Chrysochou kardeşlerin inşa ettiği Rialto Tiyatrosu’nun ihtişamına bakıyorum. 1930’da yapıldığını duyunca, İngiliz sömürgecileri mi yaptı diye geçiyor aklımdan… Ama değil! 1930’da bu binanın Rumca konuşan Kıbrıslılar tarafından özel bir tiyatro-sinema olarak tasarlanıp yapılması heyecanlandırıyor beni.

Meydan da 1930’da düzenlenmiş, tiyatro da 1930’da yapılmış, anıt da 1930’da… Kendimi 1930 yılında hissediyorum… Kıbrıs’ın işgal bölgesinde böyle 100 yıllık bir meydan yok. Bırakın 100 yılı, 10 yıl öncesi ile bile kıyaslanamaz hiçbir yer… Her yer talan edildi, Türkleştirildi, tanınmaz hale sokuldu. Elinizde haritayla gitseniz bulamazsınız…

Yerleşimci sömürgeciliğin buldozeri geçti herşeyin üzerinden…  

Temmuz ayında yurdumuza karşı tezgâhlanan darbe ve istila günlerinde Leymosun’da Kıbrıs Koro Derneği’nin festivaline gökten düşmüş gibiyim.

Etrafta hiç bayrak yok, siyasetçiler açılış konuşması yapmamış, saygı duruşu da yok, “İstiklal Marşı” da okunmuyor…

Korolar sahneye bir çıkıyor bir iniyor, sonra iki koro birleşip beraber çıkıyor…

Afrika dilleri, Kuzey Avrupa dilleri, Fransızca, Rumca, Türkçe, İngilizce birbirine karışmış…

Kürsüye altı tane genç çıkıyor. “Kalesma”, 3 kadın 3 erkek… Sesleri büyüleyici… Vassilis Philippou, “Türkiye’nin doğusunda Dersim diye bir şehir var” diye giriyor söze. “Dersim Dört Dağ İçinde diye bir türküsü var. O türkünün bestesinin üzerine söz yazdım, şimdi onu söyleyeceğiz” diyor…

Sürgünlerin, katliamların, zorunlu iskânın şehri Dersim’in adını Leymosun’da duyduğuma şaşırmadım. Annemin İngiliz-Türk anlaşmasıyla mülteci olarak İngiliz üslerinden Adana’ya götürüldüğü Leymosun’da Dersim türküsü dinliyorum. Dersim türküsünün üstüne Rumca konuşan bir Kıbrıslının söz yazmasına da şaşırmadım…

Leymosun’un ortasında sırtımı Kahramanlar anıtına vermişim, Vassilis’in “Leymosun Dört Dağ İçinde”sini dinlerken düşünüyorum, Türkiyeli şarkıcıların şarkılarını 40 senedir barlarda söylemekten başka hiçbir şey yapmamış gençlerimizi…

Beste yapmak için de özgür olmak lazım değil mi? Köleler efendisinin şarkısını söyler.

Benim için şaşırtıcı olan, darbe ve istila günlerinde Leymosun’da bir Dersim ezgisi dinlemek değildi. Müzik evrenseldir, Afrika dillerinde de Kuzey Avrupa dillerinde de şarkılar dinledik. Şaşırtıcı olan Leymosun’daki evrensel korolar festivalinde KKTC’ci hamaset cephesini karşımda bulmak oldu.

Elinden KKTC bayrağı düşmeyenleri de davet etmiş festivale Kıbrıs Koro Derneği. Kendi ayaklarına kurşun sıkmışlar! Davet ettikleri insanların sosyal medya hesaplarına girdiklerinde bayraktan başka bir şey yok…

Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Parlamenteri Niyazi Kızılyürek KKTC bayrağını çizen Emin Çizenel’i alıp Brüksel’e götürdü, “Kıbrıslıtürk sanatçılar adına” konuşturdu! Kıbrıs Koro Derneği ise KKTC bayrağını sallamayı meslek edinenleri festivale davet etti…

Her fırsatta, “Rumlar bize izolasyon ve ambargo uyguluyor” yalanını söyleyenlerin ayaklarının altına kırmızı halı serdiler.   

Kendine biçtiği misyon KKTC’yi tanıtmak olan Othello ile Mormenekşe kadınlarından bahsediyorum. Othello’nun başkanı da CTP milletvekili Şifa Çolakoğlu!

Kendi aralarında Rumlar hakkındaki Türkçe konuşmaları dinlerken utandım. Koronun bir yetkilisi “Rumlar da artık KKTC gerçeğini kabul etsin” diyordu!

Fransa’da KKTC bayrağı açıp ilahi söyleyen Othello’yu Leymosun’a davet ederek kendi ayağına kurşun sıktı Rumca konuşan Kıbrıslılar. İsmi Othello diye kafanız mı karıştı?

Heroes (kahramanlar) marşı der ki:

“Zirvelerde rüzgâr / Yüreklerde kara ay

Gel ve dövüş kendi özgürlüğün için

Şarkılar, silahlar ve kılıçlarla”…

(6 Ağustos 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author