Ağır Ceza Mahkemesi’nde askıda giyotin

Aziz Şah – Kıbrıs’ın işgal bölgesinde gazetecileri Ağır Ceza Mahkemesi’nde bekleyen iki dava var…

-“Ankara’nın talimatı var, 50.000 kişi vatandaş yapılacak” diyen bir ses kaydının haberini yaptı Yenibakış gazetesi. Bu dava askıda giyotin gibi bekliyor…

-Mülkiyeti Vyronas Pavlides’e ait Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı kullanımındaki Beyaz Ev’de 15 Ağustos 2020’de 18 Ekim’de yapılan sözde “KKTC Cumhurbaşkanlığı” seçiminde Mustafa Akıncı’yı tarihin çöplüğüne göndermek için bir toplantı yapıldı. TC Sömürge Valisi, Kolordu Komutanı ve MİT sorumlusu UBP içerisinde Ersin Tatar’a muhalif olduğu iddia edilen vekilleri bir araya topladı. Basın-Sen Başkanı Ali Kişmir’in bu “Beyaz Ev” toplantısı üzerine yazdığı bir yazı da Ağır Ceza’lık oldu…

Ankara iyi bilir bu işleri. Bir dava açar, sonra geri çeker. Kararın açıklanmasını erteler, sizi “aynı suçu işlememeye” zorlayarak “oto-sansür uygula” der…

-“Ankara’nın talimatı var, 50.000 kişi vatandaş yapılacak” diye bir ses kaydı elinize ulaşsa yayınlamaz mısınız? Yenibakış gazetesi çalışanları yayınladı, dava Ağır Ceza’da askıda giyotin!

“Kimlik dairesi”nde Kıbrıslılara karşı yürütülen kansız soykırımı bir “devlet memuru” övünerek anlatıyor… Düşünmeden yayınlarsınız, aklınıza bile gelmez C. Türk Partisi’nin ve hukukçu lideri Tufan Erhürman’ın size tuzak kurmuş olabileceği!

Aklınıza bile gelmez “Ankara’nın talimatı var, 50.000 kişi vatandaş yapılacak” ses kaydından dolayı CTP’nin eseri olan Özel Hayatın Gizliliği Yasası kapsamında Ağır Ceza’da 6 yıl hapislikle yargılanabileceğiniz…

Yenibakış çalışanlarına kendi yaptığı yasadan dolayı Ağır Ceza’da dava açılınca şöyle demişti Tufan Erhürman:

-“Gazeteci kamu yararına bir şey görüp servis ederse, bu suçtur ama en asgari (2 yıla kadar) ceza verilecektir”…

Kamu yararına olan bir bilginin servis edilmesinin suç olduğu yerde gazetecilik yapmanın koşulları ortadan kaldırılmıştır!

Erhürman şöyle demişti: “Özel hayatı özellikle tanımlamadık, mahkeme karar verir… 6 yıla kadar hapisle cezalandırılacak kişi gazeteci değil ona kaydı ulaştıran kişidir. İfşa edilmiş bilgiyi yayınlayan gazeteciye hafif suç kapsamında 2 yıla kadar hapis ve para cezası verilmesini öngördük… Gazeteci kamu yararına bir şey görüp servis ederse bu suçtur ama en asgari ceza verilecektir”…

Gazetecileri susturmanın kitabını yazdı Tufan Erhürman…

Özel Hayatın Gizliliği Yasası’nı yapan kahramanlardan Doğuş Derya ise şöyle demişti:

-“Hiç mütevazı olmayacağım bu yasayı CTP milletvekilleri yapmıştır. Bu bizim tarihsel misyonumuzdur”…

Evet, Kıbrıslıların dilini, elini, kolunu, ayaklarını zincire vurmak sizin tarihsel misyonunuzdur!

Peki, C. Türk Partisi böyle bir yasa yapmaya neden ihtiyaç duydu? Mehmet Ali Talat, Zerren Mungan ve Hasan Erçakıca arasında geçen bir ses kaydı yayınlanmıştı. Bu 3 CTP’li, sendikaları nasıl bitireceklerini ve AKP’yi seçime müdahaleye nasıl davet ettiklerini konuşuyorlardı… Bu ses kaydı yayınlanınca, CTP gazeteciler “kamu yararına ses kaydı” yayınlayamasınlar diye hapislikle yargılanacakları Özel Hayatın Gizliliği Yasası’nı yaptı.

Ağır Ceza’da “Ankara’nın talimatı var, 50.000 kişi vatandaş yapılacak” ses kaydı dışında bir de Ali Kişmir’in “Beyaz Ev” toplantısı hakkındaki yazısına açılan dava var.

Bugüne kadar Kıbrıslılara vurduğu zincirler yetmedi CTP’nin, Ali Kişmir’e açılan dava üzerine bazı yasalarda değişiklik önerilerini meclise sunmuş…

Tufan Erhürman çok tehlikeli bir laf etti: “Elbette hakaret ve sövme düşünceyi açıklama özgürlüğünün kapsamında değildir. Hakaret ve sövme ceza kapsamında olacak”…

Kim tanımlayacak hakareti ve sövmeyi?

“Özel hayatı özellikle tanımlamadık, mahkeme karar verir” demişti Bay Tufan. Hakaretin tanımı ne olacak?

Ali Kişmir’i “Beyaz Ev” davasından kurtarmak için bütün ahaliyi “Kırmızı Kiremitli”ye mi kapatacaksınız?

2007’de “Cumhurbaşkanına Hakaret” suçunu Ceza Yasası kapsamına sokan da CTP idi!

Bay Tufan! Siz yasa falan yapmayın, rica ediyorum…

115 Bin TL milletvekili maaşınızı alıp yan gelip yatın…

Sizin amacınız Ali’yi kurtarmak değil, Veli’yi idam etmektir!

(11 Eylül 2023 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author