Aziz Şah – 21/6/2024
Lefkoşa’da Ağır Ceza Mahkemesi salonunda oturuyoruz…
Salondan dağdaki bayrak o kadar net görünüyor ki!
Yargıç kararı okuyor: Türk Yahudisi Simon Aykut’a tutukluluk mu verilecek, serbest mi yargılanacak?
Yanımda gazeteci Yannis var. 20 sene önce Ali Osman Tabak’ı tavlada 7-0 yenen Yannis…
Çaprazımda Siyonist avukat oturuyor, Nir efendi. Duruşmadan sonra MOSSAD’ın avukatı olduğunu öğreniyorum.
Aykut’un tam karşısında dağdaki bayrak ve ay yıldız.
Ceddin toprak hırsızı neslin yerleşimci, ey kahraman “yabancı yatırımcı”!
Sterlin milyarderi –belki milyarderden de fazlası- Türk yerleşimci kıvranıyor sanık kutusunun içinde…
-“Kalbim var” diyor “tutuksuz yargılanmak istiyorum”…
-Türk ordusu tarafından silah zoruyla topraklarından sürülen Kıbrıslı mültecilerin mallarına çökerken de kalbin var mıydı?
Yargıç kararı okuyor: Kaçma ihtimali olduğu için tutuklu yargılanmasına karar verilmiştir.
Ey toprak hırsızları haberiniz olsun!
Lokmacı’dan geçerken Kıbrıs’ın ortasına saplanmış o mızrak heykelinin tam önünde kelepçelenip götürülebilirsiniz…
Ledra Palace’tan geçerken “Biz Annan Planı’na evet dedik” diye kurtulamayacaksınız…
Kermiya’dan geçerken Külliye’nin gölgesi sizi kurtaramayacak…
Ey Hristodulidis ayağını denk al, davayı tavukayağı gibi karıştırma!
Çıkıyoruz mahkeme salonundan: Rum gazetecilerden hiç tepki yok…
-Vre gülün be, diyorum… Bakıyorlar yüzüme… “Trikomo’nun anasını ağlattı, biraz sevinin”…
-Kalbimiş var, topraklarından sürülen Kıbrıslı mültecilerin kalbi yok mu?
Kahkahayı patlatıyoruz birlikte.
Toprağa bu kadar eziyet edilmezdi, bu kadar tecavüz edilmezdi, ettiniz. Eninde sonunda bedelini ödeyeceksiniz…
Bir düzine avukat savunuyor Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Simon Aykut’u.
Ama onun savunması: “Benim hiçbir şeyden haberim yok herşeyi oğlum yaptı”…
Aykut bütün suçu oğlunun üstüne attı. Suçu kabul etti yani, ama suçu kendi değil oğlu işledi!
Suç ne peki? Kıbrıslı mültecilerin mallarını yağmalamak, satmak, izinsiz kullanmak, pazarlamak!
124 suçlama getirildi Simon Aykut’a!
Bir koca kasa delili getirip mahkeme salonunun ortasına koydular…
Yargıç neden tutuklu yargılanacağını açıklarken şöyle diyor:
-124 suçlama çok ciddidir, ağır hapisliği var, serbest bırakırsak kaçabilir. Deliller ise mahkum edicidir. Kıbrıs Cumhuriyeti ile hiçbir bağı olmayan, burada ailesi olmayan ve sadece Larnaka havalimanını kullanan biri tutuksuz yargılanamaz!
Aykut Kıbrıs’ın işgal bölgesinde Türk Vatandaşı olarak yaptı ne yaptıysa…
Bütün suçları oğlu Jack Afik Yaacov’un üstüne atıyor. Mesele sadece AFİK Group değil, bir de Aykut’un kurduğu Dumica Construction var. Onunla da ilişkisini reddediyor ama tutuklandığında üzerinde Dumica’ya ait iki kredi kartı bulunuyor.
Suçlamaları oğlunun üzerine atarken de itiraf ediyor aslında: Oğlu Yaacov 2017’de KKTC vatandaşı yapıldığı için şirketlerde patron olamazdı. Baba Simon Aykut 2013’te KKTC vatandaşı yapıldı, oğlu 2017’de vatandaş olunca herşeyi ona devretti.
Yani aile boyu yerleşimci sömürgeciliği!
Ceddin toprak hırsızı neslin yerleşimci…
Bu hikâyede en inandırıcı olmayan kısım 43 milyon Euro detayı.
43 milyon Euro AFİK’in gasp ettiği mültecilere ait toprakların bedeli olarak ifade ediliyor.
43.000.000 Euro bizim gibi küçük insanlara büyük görünüyor ama bu rakam ‘Caesar Blue’ , ‘Caesar Beach’, ‘Caesar Breeze’, ‘Caesar Bay’, ‘Caesar Cliff’ ve ‘Caesar Resort’ gibi projelerin üzerine inşa edildiği arazilerin bedeli olarak çok az görünüyor.
Fikret geliyor aklıma, Fikret Demirağ:
“Ey betoncular! Hiç düşündünüz mü, üstüne beton çektiğiniz tarlayı nasıl sürüp ekecek hayat?”
Çünkü yaşamı ve yaşanmışlığı ortadan kaldırarak, yeni bir tarih icat etmek için döktüler o betonu.
Malın tazminatı ödenir, hapislik yatılır ama savaş suçu baki kalır…
Aykut’la kalmasın, sıradaki gelsin!
(21 Haziran 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)