Aziz Şah – 2/7/2024
Bay Hristodulidis, “Rum mallarını gasp edenlerin cezalandırılması için her şeyi yapacağız” demişsiniz…
Açıkçası hiç inanmadım!
Çünkü aynı cümleyi Akan Kürşat tutuklandığında Ulusal Konsey’de “zaman kazanmak” için söylediniz!
Muhaliflerinize karşı “zaman kazanmak” için…
“Zaman kazanmak” Kıbrıs’ta işgalcinin işidir. Kıbrıslıların zamanından çalarak zaman kazanır.
“Türkiye ile doğal gazı görüşmeye hazırız” dediğinizde de aynı mantık vardı. Maria Holguin’e şirin gözükmek için Akan Kürşat davasında bir hukuk rezaleti yarattığınızda da aynı müzakere mantığı vardı.
Hâlâ işgalciye bir şeyler vererek kendinize ait olanı alabileceğinizi mi zannediyorsunuz?
Kıbrıslıların olanı Türkiye’ye vererek hiçbir şey kazanamazsınız. Çalınanı meşrulaştırırsınız!
Çalınan toprağı ve gasp edilen insan haklarını meşrulaştırdı BM müzakereleri.
İşgal edilen toprağın yüzde kaçından feragat edilecek ve illegal yerleşimcilerin yüzde kaçı “federal Kıbrıs vatandaşı” olacak; 50 senelik müzakerelerin iki ana başlığı budur.
1974’te Türk ordusu geldiğinde Kıbrıs’ta toprak ve nüfus sorunu yoktu. 50 senedir “Kıbrıs sorunu” diye müzakere edilen toprak ve nüfus oranı Türk işgalinin sonucudur. 50 sene müzakereler Türk işgalinin sonuçlarını yasallaştırmak için yapıldı.
Türkiye kazanacağını kazandı ve daha çok kazanacağı müzakere masası kurulana kadar kenara çekildi.
Bugün Türkiye “federal çözüm görüşmelerine yeniden başlıyoruz” dese, “Ankara geri adım attı” diye sevineceksiniz değil mi?
Hiç sevinmeyin… Müzakere olmaması Kıbrıslıların hayrınadır!
Müzakere masasının işlevi “zaman çalmak”tır.
Müzakere masasının işlevi çalınan toprağı ve gasp edilen insan haklarını meşrulaştırmaktır.
Müzakere masasının işlevi nüfus üzerinde işlenen savaş suçlarıyla bozulan demografinin yasallaştırılmasıdır.
Bu yüzden Suriye Devlet Başkanı Esad “İşgal ordusunu Suriye’nin kuzeyinden çekmediği sürece Erdoğan’la konuşacağımız hiçbir şey yok” diyor senelerdir…
Çünkü biliyor Esad:
Müzakere masasına oturursa, Türk ordusu tarafından işgal edilmiş Suriye’nin kuzeyinin bozulan demografik yapısının kalıcı olması ve toprağın statüsünün değiştirilmesi için öneri koyacak Ankara önüne.
Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozacak bir özerk yapı dayatılacak.
Esad bu durumun farkında olduğu için işgal ordusu çekilmeden müzakere yok diyor.
-“Ne görüşeceğiz? Soğuk bir şeyler içmek için mi buluşacağız? Sen benim ülkemde işgalcisin, işgal ordunu çekmediğin sürece seninle konuşacak hiçbir şeyim yoktur”…
Mandela’nın dediği gibi, “Yalnızca özgür insanlar müzakere edebilir. Bir mahkum sözleşme yapamaz”…
Hristodulidis’in “Rum mallarını gasp edenlerin cezalandırılması için her şeyi yapacağız” sözünü Türkiye’yi “federal çözüm” müzakeresine çekmek için söylenmiş bir söz olarak görüyorum.
Hristodulidis müzakere ederek kendisinin olanı geri alabileceğini zannediyor…
Türkiye bize bir iyilik yaptı: Müzakerelere son verdi!
Müzakere yoksa mücadele etmek zorunda kalırsınız…
Kıbrıslılar mücadele etmemek için müzakereler yeniden başlasın diye Ankara’ya yalvarıyor.
Hristodulidis bir diplomattır, Esad ise bir diş doktoru…
Bay Hristodulidis ne demişti işgalci devletin Cumhurbaşkanı Erdoğan’a?
-“Beraber çalışalım Sn. Erdoğan. Diyalog ve uluslararası meşruluk yoluyla ülkelerimiz için daha parlak bir gelecek kuralım”…
Erdoğan Esad’a “Ön şart olmaksızın görüşelim” dediğinde Esad şöyle cevap verdi:
-Yani görüşme için “herhangi bir ön şart olmaksızın” ibaresi, toplantıda herhangi bir gündemin olmaması demektir. Gündem yoksa hazırlık da yok demektir. Hazırlık olmaması, (görüşmeden) herhangi bir sonuç çıkmaması demektir.
Biz (bu konuda) net hedefimize ulaşmak istiyoruz, o da askerlerin çekilmesidir. Buna karşılık Erdoğan’ın amacı, Suriye’deki Türk işgalini meşru kılmaktır. Bu nedenle görüşmenin Erdoğan’ın şartları dahilinde gerçekleşmesi mümkün değildir!”…
Esad Erdoğan’a diyor ki:
-İşgal ordusunu Suriye’nin kuzeyinden çekmediğin sürece müzakere edeceğimiz hiçbir şey yoktur.
Bir işgalci, işgal ettiği toprağın sahipleri ile ne müzakere edebilir?
-“Erdoğan’ın amacı, Suriye’deki Türk işgalini meşru kılmaktır” diyor Esad…
Diş doktoru Esad’ın anladığını diplomat Hristodulidis anlamadı.
Kıbrıs üzerinde işlenen savaş suçları ve insan hakları gaspları müzakere kozu değildir. Mücadele alanıdır…
“Rum mallarını gasp edenlerin cezalandırılması için her şeyi yapacağız” mı dediniz gerçekten?
(2 Temmuz 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)