Aziz Şah – 10/7/2024
BM Genel Sekreteri Guterres’in Kişisel Temsilcisi Maria Holguin malumu ilan etti:
“Geçmişte beklentileri karşılamayan ve daha büyük anlaşmazlıklara ve hayal kırıklıklarına yol açan çözümlerden uzaklaşmak önemlidir. Şimdi, farklı düşünmemiz gerekiyor”…
“Geçmişte beklentileri karşılamayan ve hayal kırıklıklarına yol açan çözüm”den kastı federasyondur.
Peki, “farklı düşünmek”ten kastı nedir?
Kıbrıs’ta tek bir tane farklı/aykırı düşünce vardır: 50 senedir etnik ayrılıkçılığı temel alan bütün sözde “çözümler”e karşı üniter, demokratik ve çoğulcu bir Kıbrıs Cumhuriyeti.
Holguin bize “farklı düşünün” derken üniter Kıbrıs Cumhuriyeti’ni mi öneriyor?
***
Birbirinin içinden çıkan matruşkalar gibi küçüldükçe Kıbrıs’ı da küçülttü taksim ve türevleri:
Taksim, federasyon, konfederasyon sloganları ile başlayıp, iki toplumlu işbirliği şeklini alan evrim yoluyla iki devletlilik!
Matruşkalar gibi küçüldükçe küçüldü “Kıbrıs sorunu”nda masaya konan öneriler…
Guterres’in son raporundaki “Güven Yaratıcı Öneriler” tampon bölgede elektrik üretimi ve Kanlıdere’nin ıslahına kadar indirgendi.
Tampon bölgeyi ortadan kaldıramıyoruz madem, rant alanına çevirerek kalıcılaştıralım diyor Birleşmiş Milletler.
-“Hem de böylece tampon bölgede çatışma riskini azaltırız” diye geçiyor Avrupalı erkek, beyaz ve mavi gözlü diplomatların aklından…
-Burası Ortadoğu, gerekirse güneş panellerini de kendimize mevzi yaparız, Baylaaarrr!
***
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “iki toplumlu” bir elektrik projesine de ihtiyacı yoktur. Cumhuriyet kendine yeter. Yetmeyen işgal bölgesidir…
Daha önce de “iki toplumlu” atık su arıtma projesi yapıldı: Yani bok temizleme projesi!
Bu projede Lefkoşa Türk Belediyesi Kıbrıs Cumhuriyeti’ni kazıkladı! Hep deriz ya, %30 her şeye ortağız diye:
Hristodulidis’in 14 maddelik paketindeki bir başlık da buydu: “Mia Milia’daki (Haspolat) atık su biriminin sorunsuz işleyişinin sürdürülmesi”…
Peki, bu proje neden sürdürülemedi?
“İki toplumlu” Haspolat Atık Su Arıtma Tesisi’nde Lefkoşa Türk Belediyesi tarafı yüzde 30’luk payını yıllardır ödememişti Alman şirketi WTE Wassertechnick’e. En son borç 8 milyon Euro’yu aşmıştı…
Biz her şeye %30 ortağık, ama yemede, ödemede değil!
Şimdi “iki toplumlu” atık su arıtma örneğinde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin LTB’den yediği kazık ortada dururken, KIB-TEK ile Kıbrıs Cumhuriyeti Elektrik Kurumu tampon bölgede elektrik mi üretecek?
***
Olacağından değil, ne Kanlıdere ıslahı ne de tampon bölgede elektrik üretimi…
“Kıbrıs sorunu” dediği şeyi Kanlıdere’nin AB fonuyla ıslahına kadar indirgedi BM Genel Sekreteri Guterres!
1990’lardan 2020’ye kadar masaya konan “Güven Yaratıcı Önlemler” neydi?
-Lefkoşa Uluslararası Havalimanı, Mağusa Limanı, Timbu (Ercan) ve Kapalı Maraş’ın açılması. Limanların açılması Maraş’ın açılmasına bağlıydı. Mümtaz Soysal, Mehmet Ali Talat ve Mevlüt Çavuşoğlu reddetti bu önerileri…
Limanların ve Varoşa’nın açılmasını öneriyorlardı daha önce, şimdi Kanlıdere’nin ıslah edilmesi öneriliyor. Gördüğünüz gibi matruşkalar küçüldükçe küçülüyor…
Bir sonraki pakette Birleşmiş Milletler “TRNC Forever tabelasını Kıbrıs Cumhuriyeti boyasın yakınlaşmak için” diye öneri yapacak!
***
Holguin bize “farklı düşünmemiz gerekiyor” diyor…
Holguin Kıbrıs’a ilk geldiğinde kendisine ulaşmaya çabalayan ve mektup yazan Girneli mültecilerin mektubu Holguin’e ulaşmamıştı! Hem Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı hem de BM Barış Gücü üzerinden hem yazılı hem de telefoniyen kendisine ulaşmak istediler.
Kıbrıs’ın en büyük “sivil toplum örgütü” olan Girneli mülteciler ile görüşmedi Holguin…
Çünkü Girneli mülteciler tamamen farklı düşünüyorlardı!
Üniter, demokratik ve çoğulcu Kıbrıs Cumhuriyeti’ni savunan Rumca ve Türkçe konuşan Kıbrıslılardan oluşan “Pan-Kıbrıslı Seferberliği” bir mektup gönderdi BM Barış Gücü üzerinden Holguin’e…
“Farklı düşünen” Pan-Kıbrıslı Seferberliği ile de görüşmedi Holguin!
Bu tabii ki Holguin’in suçu değil, mavi gözlü, beyaz ve erkek BM diplomatları kimi uygun gördüyse onunla görüştü Maria Holguin…
Ama “iki toplumlu” bok temizleyerek, elektrik üreterek ve Kanlıdere’yi ıslah ederek farklı düşünmüş olmuyoruz, ölçeği küçültüyoruz…
(10 Temmuz 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)