Aziz Şah – Barnabas baskını ve Kutlu Adalı cinayeti ile Tasos Isaak ve Solomos Solomou’nun katledilmeleri sırasında, 1994-1996 arasında Sivil Savunma Teşkilatı (Özel Harp Dairesi) Başkanlığı yapan Galip Mendi öldü.
Kutlu Adalı cinayetinden sonra Türkiye’ye geri dönen Mendi, 2000-2002 arasında Güvenlik Kuvvetleri Komutanı olarak işgal bölgesine atandı.
1997’de yayın hayatına başlayan Avrupa gazetesinin matbaasında bombalar patladı o Kıbrıs’a döndükten sonra…
Galip Mendi öldü. Sırlarını da götürdü…
***
Sedat Peker’in Kutlu Adalı cinayetini yeniden gündeme taşımasından sonra Galip Mendi de konuşmak zorunda kalanlardandı. VeryansınTV’de şöyle demişti:
– “…Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı yaptım. Bu teşkilat Türk Mukavemet Teşkilatı’nın bir devamı gibidir… Türkiye’ye karşı olan gruplar TMT’yi nasıl görüyorlarsa, Sivil Savunma’yı da aynı görüyorlar… Bu kurum yani Sivil Savunma Teşkilatı KKTC’de bir işgal olması durumunda düşmanı yıpratmaya yönelik destek sağlıyor ve bu da gizli görev”…
Sivil Savunma Teşkilatı’nın Özel Harp Dairesi’nin devamı olduğunu yetkili bir ağızdan kayda geçirdi Galip Mendi.
Kıbrıs’ta Fazıl Önder’den Kutlu Adalı’ya, Türkiye’de 6-7 Eylül 1955’ten Hrant Dink’e uzanan bir cinayet tarihidir Özel Harp Dairesi!
24 Mart 1978’de öldürülen Savcı Doğan Öz ve 28 Eylül 1979’da öldürülen Adana Emniyet Müdürü Cevat Yurdakul da Özel Harp Dairesi’ni deşifre etmenin bedelini ödemişti. Öz ve Yurdakul kontrgerilla hakkında yazdıkları raporlardan sonra öldürüldüler.
Tarihte tek olmalı kendi cinayetini ve kendinden sonra öldürülecek aydınların cinayetlerini çözen bir polis müdürü ve bir savcı.
1979’da Adana’da Cevat Yurdakul cinayetini, 1980’de İstanbul’da DİSK Başkanı Kemal Türkler cinayetini ve 1996’da Lefkoşa’da Kutlu Adalı cinayetini aynı “örgüt” üstlendi: Türk İntikam Tugayı (TİT). Özel Harp Dairesi’nin kullandığı imzalardan biriydi “TİT”…
Galip Mendi öldü. Sivil Savunma yani Özel Harp Dairesi Başkanı olduğu dönem Kutlu Adalı “Sivil Savunma’nın görevi ne?” diye yazı yazmıştı St. Barnabas Baskını’nda Sivil Savunma’nın araçları ve elemanları görülünce…
Galip Mendi Lefkoşa’da Ledra Palace Oteli’nde Kutlu Adalı cinayeti için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde ifade verdi:
-“Kutlu Adalı Bey’in öldürülmesini St. Barnabas’taki faaliyet ile ilişkilendiren kişiler oldu. St. Barnabas o dönem Barış Kuvvetleri Komutanlığı’mızın yaptığı huzura yönelik, teröre yönelik faaliyetlerden bir tanesiydi” dedi.
***
Sedat Peker, “kardeşim Atilla Peker Korkut Eken ile Kıbrıs’a Kutlu Adalı’yı öldürmeye gitti” dediğinde işgal rejiminin sır kutularından birini açtı. İşgal bölgesinde o sırların peşine düşebilecek bir yargı olmadığı için kutu tekrar kapandı. Sır sis gibi dağıldı…
Sırrın son sahiplerinden Galip Mendi de öldü!
Atilla Peker şöyle demişti: “Kıbrıs’ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım. Yardımcısı Enver Tosun Yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken UZİ marka silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti”…
Atilla Peker’in ifadesini Galip Mendi de doğruladı:
-“Atilla Peker ifadesinde Kıbrıs’a geldiğini söylüyor. Korkut Eken’i tanıyorum. Özel Kuvvetlerde birlikte çalıştık… Bana da geldiler. Ben Korkut Eken ile gelen kişiydi hiç tanımıyordum. Sonradan Atilla Peker olduğunu söylediler… Barış Kuvvetleri komutanının haberi olduğu için bu konuda kendilerine araba tahsis ettik… Atilla Peker bir de silahtan bahsediyor. Elinde çantayla gelmişlerdi. Ne verdiler kendisine bilmiyorum, ben böyle bir alışveriş görmedim”…
Bir de St. Barnabas baskınında olduğu gibi terörist masalı anlattı Galip Mendi. 40.000 Türk askerinin kontrolünde olan avuç içi kadar yere “PKK’yla ilgili istihbarat” için gelmiş Peker ile Eken!
Peker ve Eken Kıbrıs’a geldiğinde onlara “Beyaz Toros” verdiğini de söyledi Mendi!
Devletin üç atlısı bir araya geldi: Beyaz Toros, UZİ ve Özel Harp Dairesi…
(25 Ağustos 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)