Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla “KKTC” propagandası nereye kadar?

Aziz Şah – 1974’te Girne istila edilirken Mağusa’da denize giriliyordu. Kıbrıslılar birileri bedel öderken sıranın kendilerine gelmeyeceğini zanneder. İkiyüzlülüğü ve sahtekârlığı da görmezden gelirler…

***

İşgal canlı bir varlıktır, canlı bir yapıdır.

İşgal ikiyüzlülüğü ve sahtekârlığı kaldırmaz. Bedel ödetir göz yumana…

İşgal kurumsallaşarak “toplum”un hücrelerine işlemiş bir “yapı”dır.

İşgalden bahsettiğimizde bir “olay”dan ya da “durum”dan bahsetmiyoruz. Sosyolojik olarak bir “yapı”dan, siyasal olarak “teşkilatlanma”dan bahsediyoruz.

***

İşgal karşısında süregelen ikiyüzlülüğün ve sahtekârlığın bedelini iki Kıbrıslı daha ödedi. Kıbrıs’ta işgal yokmuş gibi yapılan siyaset ve kurulan ilişkiler çürümeye mahkumdur.

Federalist Kıbrıslı Türk ve Rumlar birbirlerini “kandırarak” günü geçirmek için ilişkiler kuruyor, çünkü bunda çıkarları var. AB, ABD ve BM projeler ve fonlar sağlıyor yaklaşık 35 senedir bu ikiyüzlü ve sahtekâr ilişkilerin sürdürülmesi için…

Kıbrıslı Türk ve Rum federalistlerin bu sahtekârlığı ve ikiyüzlülüğü karşılıklıdır: Tipik örneği AKEL ve CTP’dir…

CTP ve AKEL güneyde başka kuzeyde başka konuşur. Bu ikiyüzlülüğü ve sahtekârlığı kimse birbirinin yüzüne vurmaz. Yazılı olmayan bir “iki devletçilik sözleşmesi”dir bu.

Karşınızdakinin yüzüne tek bir şartta sahtekarlığını vurmazsınız, siz de sahtekâr olduğunuz için!

Kıbrıs Cumhuriyeti eliti (DİSi-AKEL) ile KKTC’ciler arasında (UBP-CTP) yazılı olmayan bir statüko sözleşmesi vardır.

KKTC’ciler toprağı, Cumhuriyet eliti ise devleti aldı. Bunun muhafaza edilmesi içindir bütün gösteri…

Kıbrıslı Türk ve Rum statükocuların hesap etmediği tek bir şey var: Türkiye!

İşgal canlı bir varlıktır, canlı bir yapıdır.

Kıbrıs Cumhuriyeti eliti ve KKTC’ciler arasındaki “statüko sözleşmesi”ni tanımaz işgal.

Nefes alır-verir. Hareket eder. Yer ve içer. Şişmanlar. Canlı bir yapıdır işgal…

Aslında işgalin en doğru tanımı “kanser tümörü”dür.

İşgal ve yerleşimci sömürgeciliği bir kanser tümörü gibi herşeyi yok ederek yayılır. İşgal ettiği bedeni tamamen ele geçirene kadar yayılan bir tömürdür.

Kıbrıs Cumhuriyeti eliti ile KKTC’ciler arasında bir sözleşme olmasının bir anlamı yoktur. Kanser tümörü için bu statükonun hiçbir anlamı yoktur…

İşgal, statükocuların sahtekârlığına tahammül etmez. Bedel ödetir!

Paralimni-Derinya Belediye Başkanı Yiorgos Nikolettos ve Derinya Belediye Başkan Yardımcısı Nikos Lillis’in işgal bölgesine girişi yasaklandı.

İşte bu, öyle bir bedeldir. Kanser tümörünü görmezden gelerek yapılan siyaset ve kurulan ilişkiler herkese bedel ödetecek…

Kıbrıslı Türk ve Rum federalistler arasındaki yapmacık ilişkiler sürdürülebilir değildir!

***

Paralimni-Derinya Belediye Başkanı Yiorgos Nikolettos ve Derinya Belediye Başkan Yardımcısı Nikos Lillis’in işgal bölgesine geçişine izin verilmedi.

İşgal altındaki Mağusa’dan buna karşı ses çıkacak mı?

Derinya AKEL’dir, Mağusa CTP’dir…

Hade, sahtekâr olmadığınızı gösterin!

-CTP ile AKEL işgal rejiminin Kıbrıslı Rumlara karşı oluşturduğu “kara liste”ye birlikte karşı çıkabilir mi?

***

Temmuz ayında Mağusa’ya ithaf edilen bir konser oldu Derinya’da, “Sihirli bir şehir” başlığıyla…

“Kara liste”ye alınan Nikos Lillis’in Derinya Belediye Korosu ile CTP’li Şifa Çolakoğlu’nun başkanlığını yaptığı Othello Korosu yer aldı bu konserde.

Othello varlığını “KKTC’yi tanıtma”ya adamış bir korodur. Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla Avrupa’da katıldıkları her konserde KKTC bayrağı sallarlar…

Temmuz ayında Derinya Belediye Korosu ile konser verdikten sonra Ağustos ayında Othello Larnaka’dan Karadağ’a uçup orada bir festivale katıldı.

CTP’li Şifa Çolakoğlu’nun başkanlığını yaptığı, Rana Uluçay ve Erkan Dağlı’nın yer aldığı koro Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportu ile gittiği festivalde KKTC bayrağı açtı…

-İşgal rejiminin propagandasını ne zamana kadar Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportuyla yapacaksınız?

İşgal kurumsallaşarak “toplum”un hücrelerine işlemiş bir “yapı”dır. Othello gibi KKTC bayrağı sallamayı görev edinen bir koro da bu yapının parçasıdır.

Bilmedikleri ise şudur:

Sonunda elinizde sadece KKTC bayrağı kalacak. Pasaportları sizden alacaklar…

(9 Eylül 2024 tarihinde Avrupa gazetesinde yayınlanmıştır)

About the author