Simon Aykut davası: 244 suçlamanın 4’te 1’i kara para aklama

Kıbrıs’ta haziran ayından bu yana işgal altındaki topraklarda Kıbrıslı Rumlara ait malları zimmetine geçirmekle suçlanan Türk-İsrailli iş insanı Simon Aykut’un tutukluluğunun devam edip etmeyeceğine dair karar 11 Eylül Pazartesi günü saat 10.00’da Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi tarafından açıklanacak.

Üç kişilik Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Christiana Parpotta, savcılık ve savunmanın iki saatten fazla süren beyanlarının ardından, sunulan materyalleri ve belgeleri inceleyip değerlendirmeleri gerektiğini ve kararlarını ertesi gün açıklayacaklarını belirtti.

Daha önce, savunmanın, davayı kamu uluslararası hukuku ve teamül hukukuna dayanarak Ağır Ceza Mahkemesinin yetki alanında görmediği yönündeki itirazlarına savcılığın cevap vereceği tarih 27 Eylül olarak belirlenmişti.

Simon Aykut’u avukatlar Maria Neophytou ve Nikoletta Charalambidou savunurken, savcılığı Vasilis Bissas temsil etti.

Bissas, sanığın 244 suçlamayla karşı karşıya olduğunu (en ağırı kara para aklama), kaçma riski bulunduğunu belirterek tutukluluğunun devam etmesini talep etti ve işgal atlındaki Kıbrıslı Rum mal sahipleri ile Aykut’un yönettiği düşünülen şirket grubundan daire satın alan iki kişinin ifadelerini içeren deliller sundu. Savcılık ayrıca, Aykut’un oğluyla görüşmek üzere Türk tarafına geçen Savvas Kakos’un ifadesini de sundu. Kakos, Aykut’un oğlunun kendisine babasını Afik grubunun “büyük patronu” olarak tanıttığını belirtti.

Ayrıca Bissas, 74 yaşındaki Aykut’un Afik grubunun bir üyesi olan Dumica inşaat şirketiyle bağlantısını kanıtlamak için, tutuklandığı gün (7 Haziran 2024) yanında bulunan şoförünün ifadesine başvurdu. Şoför, Kıbrıs Polisi’ne verdiği ifadesinde, Aykut’u Afik grubunun patronu olarak adlandırmıştı.

Savcılığın mahkemeye sunduğu belgelere göre, Dumica ve Afik grubu, Mağusa ve Trikomo’daki Kıbrıslı Rumlara ait arazilerde 50.000’den fazla daire ve konut, 30’dan fazla restoran, eğlence mekânı ve su parkı inşa etti. Tapu ve Kadastro Dairesi yetkililerinin tahminlerine göre, bunların değeri 43 milyon avronun üzerinde. Bissas ayrıca, bu arazilerin Kıbrıslı Rum sahiplerinin, arazilerini satmadıklarını, bağışlamadıklarını veya bu tür geliştirmeler için kimseye yetki vermediklerini belirten ifadelerini de sundu. Aykut’un sahibi olduğu iddia edilen gruptan daire satın alan iki yabancının ifadelerine ilişkin olarak ise para transferi ve satış sözleşmesi belgeleri sundu.

Bissas ayrıca, Afik grubunun, Mağusa-Trikomo bölgesinde ve Girne’de inşa ettiği “Caesar beach” ve diğer projeleri tanıttığı sosyal medya hesaplarına ve Aykut’un Afik grubunun sahibi olduğunu ve hangi milletlerden insanlara (Ruslar, İsrailliler, Azeriler, Türkler vb.) gayrimenkul sattığını anlattığı bir internet röportajının dökümüne de yer verdi.

Savcılık ayrıca, Aykut’un tutuklandığında üzerinde sözde devlet, Türkiye, İsrail ve Portekiz kimlik kartları ve pasaportlarının bulunduğunu ve bunun da birçok ülkeye kaçması ihtimalini kuvvetlendirdiğini belirtti.

Bissas, aynı suçlamalarla bağlantılı olarak, sanığın oğulları 51 yaşındaki Afik Yaakov ve 49 yaşındaki Michael Mistriel Aykut hakkında uluslararası ve Avrupa yakalama emri çıkarıldığını da sözlerine ekledi.

Aykut’un avukatının savunması

Simon Aykut’un avukatı Maria Neofitou, müvekkilinin aleyhindeki suçlamalara karşı savunmalarda bulundu.

Aykut, Dumica şirketiyle bağlantısı ve kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya. Neofitou, Dumica şirketinin işgal atlındaki topraklarda kayıtlı olduğunu ve ilgili belgeleri mahkemeye sunduğunu belirterek, Kıbrıs Cumhuriyeti ve mahkemelerinin “sahte devlet” kurumlarını tanıyıp tanımadığını sorguladı. Eğer tanımıyorlarsa, bu şirketin var olmadığını ve mahkemenin hukukî kriterlere göre karar vermesi gerektiğini savundu. Aykut’un Dumica ile bağlantılı olduğuna dair hiçbir belge sunulmadığını vurguladı.

Neofitou ayrıca, Dumica ve Afik şirketlerinin neden bu davalarda sanık olarak yer almadığını sorguladı. 240’tan fazla suçlamanın sadece dörtte birinin kara para aklama ile ilgili olduğunu belirten Neofitou, müvekkilinin bu şirketlerle bağlantısının kanıtlanmadığını iddia etti.

Savcı tarafından sunulan ancak mahkemeye sunulmayan bir belgeyi talep eden Neofitou, bu belgenin Kıbrıs polisi tarafından Afik şirketinin İsrail’deki hesaplarına ilişkin olarak İsrail’den istenen adli yardım talebiyle ilgili olduğunu söyledi. Neofitou’ya göre, sadece Savcı Bissas tarafından kendisine verilen bu belgede, Dumica’nın yöneticilerinin Simon Aykut’un iki oğlu olduğunu, Aykut’un kendisinin olmadığı yazıyordu.

Aykut’un avukatı, müvekkilinin Lefkoşa Merkez Cezaevi’ndeki tutukluluk koşullarının insanlık dışı olduğunu belirterek, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 3. Maddesinin ihlâl edildiğini iddia etti. Cezaevi yönetimine gönderilen mektuplara rağmen hiçbir adım atılmadığını, sadece Aykut’a geceleri uyuyabilmesi için oksijen cihazı verildiğini söyledi. Mahkemeye, cezaevi doktorunun da hazır bulunduğu sırada Aykut’u Merkez Cezaevi’nde ziyaret eden özel bir doktor tarafından düzenlenen bir sağlık raporu sundu.

Neofitou, müvekkilinin Larnaka’da dairesinin ve arazisinin bulunduğunu, eşinin, kızının ve akrabalarının şu anda orada yaşadığını belirterek, Aykut’un Kıbrıs ile bağlarının olduğunu ve kaçma niyetinde olmadığını söyledi. Ayrıca, Aykut ailesinin, Simon Aykut’un tüm seyahat belgelerini yetkililere teslim etme, mahkemenin belirleyeceği sıklıkta polis karakoluna gitme, 1 milyon avro kefalet yatırma ve 27 Eylül’de Kara Para Aklamayla Mücadele Mahkemesi’nde savunma tarafından sunulan ön itirazların incelenmesi için hazır bulunma niyetinde olduğunu belirtti.

Duruşma, sabah 09.15’te başlamasına rağmen yaşanan gecikmeler ve aralar nedeniyle akşam saat 17.00 civarında sona erdi. (KHA)

About the author