Dışişleri Bakanı Konstantinos Kombos, 9 Eylül’de Yunanistan Denizcilik Kulübü’nde “The International Propeller Club of the US – Port of Piraeus” tarafından düzenlenen Türk istilâ ve işgalinin 50. yılı vesilesiyle yaptığı konuşmada, Kıbrıs’ın Türkiye’nin provokasyonları karşısındaki direncini ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diplomatik etkisini güçlendirme stratejisini vurguladı.
Kombos, Kıbrıs meselesinin dış politika için belirleyici bir unsur olmasının yanı sıra, bir çıkarlar bütünü olduğunu belirterek “Kıbrıs meselesi ister doğrudan ister dolaylı olsun, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin her eylem alanını etkiliyor. Diğer devletler için doğal olan şeyler bizim için daha karmaşık. Zorluk, normal olmayan koşullar altında müreffeh bir olağanlık yaratmaktır” dedi.
Diplomaside yaratıcılığın önemine atıfta bulunan Bakan, “Sorunun üstesinden gelmek ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir sorundan çok daha fazlası olduğunu göstermek. Bölgemizde çözümler ağının bir parçası olduğumuzu kanıtlamak” şeklinde konuştu.
Kıbrıs denizciliğinin, dünya denizcilik faaliyetlerinin küresel bir merkezi olan Yunanistan ile doğrudan ve sürekli bağlantılı olarak direncin bir örneğini sunduğunu belirten ve Türkiye’nin elli yıldır devam eden uluslararası hukuka aykırı eylemlerine değinen Kombos, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varoluşsal bir tehlikeyle karşı karşıya olduğunu söyledi.
Bakan, “Her yeni günle Yeşil Hatta artan ihlâllerle karşı karşıyayız. Varoşa’nın yerleşime açılması tehdidiyle karşı karşıyayız. Hızla artan gasp ve Kıbrıslı Rumlara ait malların yasa dışı satışlarıyla karşı karşıyayız. Yasa dışı ayrılıkçı oluşumun statüsünü yükseltme çabaları devam ediyor” dedi.
Bununla birlikte, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin “direnç ve kararlılıkla burada kalmaya devam ettiğini” kaydeden Bakan “Avrupa Birliği üyesi bir ülke, uluslararası toplumun aktif bir üyesi olarak, öncelikli kaygımız, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin varlığını her şekilde ve her yolla korumaktır” mesajını verdi.
Bakan, ülkenin itici gücünün “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diplomatik etkisini büyütmek” olduğunu da sözlerine ekledi.
Dışişleri Bakanı, diğer hususların yanı sıra, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin içinde bulunduğu hassas bölge ile Avrupa Birliği arasında bir köprü görevi görme, komşu ülkelerle zaten güçlü olan ilişkileri destekleme stratejisine değindi.
Kıbrıs’ın 2006 yılında Lübnan’da ve 2023 yılında Sudan ve İsrail’de yürütülen tahliye operasyonları gibi insanî amaçlar için güvenli bir liman olarak oynadığı role dikkat çeken Bakan, özellikle Kıbrıs’ın, birçok zorluğa ve ilk baştaki şüpheciliğe rağmen Gazze’ye insani yardım ulaştırılması için Amalthea Planı’nı uygulamaya koyduğunu belirtti. Uluslararası bir koalisyonun desteğiyle birleştirilen bu girişimin, Kıbrıs’ı bu alanda öncü bir ülke haline getirdiğini sözlerine ekledi.
“Başlangıçta mavnalarla başladık. Daha sonra geri çekilen Amerikan platformuyla. Ve şimdi yine aynı soruları duyuyorum. Bunun anlamı ne? Çabalar durdu mu? Cevap nispeten basit. Biz son derece inatçı ve kararlıyız. Ve sadece durmayacak, Ashdod limanı üzerinden başka bir şekilde devam edecek” diyen Bakan, bunun sadece insanî yardım açısından değil, Gazze’nin yeniden inşası zamanı geldiğinde geleceğe bakış açısından da önemli olduğunu vurguladı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin, bu durumda da yardım etmeye hazır olacağını söyledi.
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ABD ile stratejik diyaloga katılımı ve FBI ile iş birliği yoluyla yolsuzlukla mücadele konusunda uluslararası arenada güvenilirliğini kanıtladığını söyleyen Dışişleri Bakanı Kombos, “Yukarıdakiler, enerji ile haziran ayında Amerika Birleşik Devletleri ile Kıbrıs Cumhuriyeti arasında stratejik bir diyalog başlatılacağının duyurulmasına yol açtı” dedi.
Kombos, Kıbrıs ile ABD arasındaki stratejik diyalog çerçevesinde ekim ayında Lefkoşa’da ilk toplantının yapılacağının da duyurulduğunu hatırlattı. Ayrıca hükûmetin Kıbrıs sorununa çözüm bulma çabalarına olan tam bağlılığını da vurguladı.
Kombos Kıbrıs meselesi ile ilgili olarak diğer tarafın müzakere masasına geri dönmesi için teşvikler sağlanmış olsa da bu teşviklerin sunulmasının süregelen olumsuz tavrı haklı çıkarmak için bir bahane olarak kullanılamayacağı mesajını verdi. Teşviklerin varlığı, Kıbrıs sorununun özünden hiçbir şekilde taviz verileceği anlamına gelmiyor diye vurguladı.
Dışişleri Bakanı, Kıbrıs’ın, Afrika ve Asya gibi çeşitli bölgelerde faaliyet gösteren ve diplomasi ile savunma sanayisini tam olarak kullanan önemli bir jeostratejik aktör olan bir Türkiye ile karşı karşıya olunduğunu vurguladı. Jeostratejik önemlerindeki farka rağmen, Kıbrıs’ın direnci, karşılaştırmalı avantajları ve uluslararası meşruiyeti aracılığıyla kendi önemini ortaya koyabileceğini, aynı zamanda AB üyesi bir devlet olarak kaldığını da sözlerine ekledi. Ayrıca Yunanistan ile önemli ilişki ve koordinasyona da değinerek elektrik şebekesi bağlantısının önemine dikkat çekti.
Kombos hem Yunanistan hem de Kıbrıs için ekonomik kalkınmanın bir ayağı olan denizciliğin, iki taraf arasındaki iş birliğinin herkes için son derece faydalı olduğu bir diğer referans noktası olduğunu da sözlerine ekledi. Yunanistan ile Kıbrıs’ın birkaç ay önce Hükûmetlerarası İş birliği (Hükûmetten Hükûmete) çabası başlattığını ve her iki ülkenin de bir dizi başka devletle benzer iş birliği ağlarına sahip olduğunu söyledi. (KHA)